Sanayi canavarından notlar

Haberin Devamı


Yunanistan’ın en fukara adası İkaria’dan İtalya’nın muhtemelen en zengin şehrine kaygan bir geçiş yaptım. Endüstriyi geçtim, araba tamircisinin bile olmadığı, bu yüzden arabaların yol kenarında çürümeye bırakıldığı bir dünyadan o arabaların çılgın gibi üretildiği bir dünyaya geldim. FIAT’ın merkezi Torino!

Biz Türkler, Torino’yu Hakan Şükür sayesinde öğrendik. Bin yıl evvel, henüz milletvekili olma rüyaları bile kurmazken bu şehrin takımında oynamıştı. (bkz: bir zamanlar yıldızdı)

Fakat esas önemi bu değil. Bu şehir İtalya’nın otomotiv merkezi. Ve aslında endüstriyel İtalya’nın kurulduğu yer. Sadece FIAT değil, Alfa Romeo, Lancia ve Mitsubishi de burada üretiliyor.

İlk fabrika 1899’da kurulmuş. Sonra 1923’de dünyanın en büyük fabrikasını kurmuş Fiat’ın sahibi Agnelli ailesi. İşte bu yazıyı şimdi alışveriş, kültür sanat ve iş merkezine dönüşmüş olan o muazzam binanın tepesinden yazıyorum.

***


Fabrika binalarını bir “şeye” çevirmek çoğu zaman zordur. Zira hiç bir fabrika estetik değerleri gözeterek inşa edilmez. Fiat’ın ikinci üretim yeri olan Lingotto binası bu zorlukları iyice katlıyor. Bir kere devasa. Hayatımda gördüğüm en büyük tarihi fabrika. Yekpare dev bir kütle. O kadar büyük ki en tepesinde araç test sürüşü için kocaman bir pist bile var. Büyük mimar Le Courbisier “Sanayinin en etkileyici şaheserlerinden biri” demiş bina hakkında.

Fabrikada bir zamanlar 60 bin işçi çalışıyormuş. Tüm dünyadan işçiler akmış şehre. Şimdi sokaklarda gördüğümüz ve şehri rengârenk hale getiren bütün Afrikalılar, Balkanlılar, Araplar o zamanlardan kalma. Şehir giderek büyümüş, zenginleşmiş.

Binada sadece araba üretilmemiş elbette. 2. Dünya savaşı sırasında silah da üretilmiş. Bu neden savaş sırasına fena halde bombalanmış.

Savaş bitince yeniden araba fabrikası olmuş. Ek binalarla iyice büyümüş. Tabii Fiat da. Bina 1970’lerde demode olmaya başlamış. 1982’de de üretim başka yere alınmış. Ortada akıllara durgunluk verici büyüklükte bir bina cesedi kalmış.

***


Şehir plancıları ve mimarlar şehrin ortasındaki böyle bir devasa kütle ile ne yapacaklarını kara kara düşünmeye başlamışlar. Önce yıkalım demişler. Sonra zenginliklerinin sebebi hikmetine kıyamamışlar ve çok uzun uğraşılardan sonra bir alışveriş ve kültür merkezine çevirmişler. O kadar büyük ki biri beş, biri dört yıldızlı olmak üzere iki ayrı otel bile sığmış içine...

***


Bana sorarsanız çirkin. Bir “sanayi canavarı” olarak güzelliğini muhtemelen sorgulamazdım ama müze, sanat, alışveriş ve konaklama merkezi olarak ürkütücü. G7 zirveleri için tepesine kondurdukları cam balon bile bir işe yaramamış. Fakat etkileyici mi? Evet. İnsan sanayinin vahşi ilk yüzyılı hakkında anında fikir sahibi oluyor mu? Evet.

Şehirde bir de devasa bir otomotiv müzesi var. Torinolular nedendir bilinmez bu binayı otomotiv müzesi yapmak yerine başka bir bina inşa etmeye karar vermiş. Önümüzdeki günlerde gideceğim zira çok başarılı olduğu yazıyor.

DİĞER YENİ YAZILAR