Prim-alay-yaranma- incelik: Hangisini yaptım?

Haberin Devamı

Vatan Pazar ekinde “Tesettür otelinde Ramazan tatili nasıl geçer?” haberim tahmin ettiğim gibi iyi kötü bir sürü tepki aldı. Bugün “Yeşil Köşe” günü olduğu için okur mektupları ve cevaplarını www.gazetevatan.com’daki köşemde yayınlayacağım. Ortalık kaynamış gene. Meraklı olan gelsin..

Suyla ilgili doğru bildiğimiz 5 temel yanlış:

Türkiye’deki su kaynakları tehlike altında ve her geçen gün biraz daha azalıyor.

Bu azalışın nedeni sandığınız gibi küresel iklim değişikliği değil. Ne yazık ki suyun yanlış yönetilmesi.

Türkiye’nin su politikaları 5 temel yanılgı üzerine inşa ediliyor.

Bu yanılgılar kodlanmış mesajlar halinde pek çoğumuzun zihnine kazınmış durumda.

Ancak bunlar bilimsel olarak doğru DEĞİL.

Bu nedenle kim ki sizin için aşağıdakilerden birini ya da birkaçını sıralayarak “su yatırımı yapıyorum” diyorsa bilin ki tam tersine suyu YOK ediyor.

Tıpkı Çevre ve Orman Bakanlığı’nın DSİ ile el ele vererek yaptığı gibi.

Yanlış 1: Su boşa akar.

Bu, güneş her gün boşa doğuyor demek gibi bir şey aslında. Tek damla su bile doğada boşa akmaz. Bu inşaat şirketlerinin önüne gelen akarsuya baraj yapıp paralarımızı cebine indirmesi için uydurulmuş koca bir yalan. Damarlarımızdaki kan durduğunda bize ne olursa akan su durunca doğaya da aynısı olur.

Yanlış 2: Çok baraj, çok kalkınmadır.

Bunun en somut örneği GAP projesidir. Hani Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden dünyaya portakal ihraç edecektik! Hani bir Türkiye gibi Türkiye daha olacaktı! Ne yazık ki bu yatırımlardan ne Türkiye’nin doğası kazanıyor ne de orada yaşayanlar. İnşaat şirketleri haricinde mutlu olan yok.

Yanlış 3: Günümüzde göllerin kuruyor olmasının en temel nedeni küresel ısınmadır.

Küresel ısınma bir gerçek ancak sularımızın bunun için kuruduğunu düşünmek büyük bir yanılgıdır. Geçtiğimiz 20 yıl içinde Türkiye’de içinde Tuz Gölü’nün de bulunduğu 1.5 milyon hektarlık bir sulak alan yok oldu. Marmara denizinin büyüklüğüne denk geliyor bu.

Örneğin içinde Tuz Gölü’nün de olduğu Konya Ovası’na bakalım. Devlet Meteoroloji İşleri’nin verilerine göre burada son 50 yılda sıcaklık artmamış, aksine düşmüş. Aynı şekilde yağışlar da azalmak şöyle dursun tersine artmış. Öyleyse Tuz Gölü niye kurudu? Çayımıza attığımız şeker, yediğimiz kiraz, haşladığımız mısır yüzünden kurudu. Çünkü bu çok su isteyen bitkilerin ekimi Türkiye’nin en kurak havzası olan Konya Havzası’nda yıllardır teşvik ediliyor. Üstelik de bu ürünler için su, damla damla değil oluk oluk kullanılıyor. Göle gitmesi gereken su, tarımda bilinçsizce heba ediliyor.

Yanlış 4: En çok su tasarrufu evde yapılır.

Bu da büyük bir yalandır. Bizi oyalamak, kandırmak, bütün sorumluluğu üzerimize yıkmak için söylenen bir yalan. Şu anda suyumuzun yüzde 15’i evlerde, yüzde 10’u sanayide ve yüzde 75’i tarımda kullanılıyor.

Tüm Türkiye evinde musluklarını kıssa, küvete girmese, bulaşıkları elde yerine makinede yıkasa yapabileceğimiz tasarruf toplam suyumuzun yüzde 2.5’ini geçmeyecektir! Bu elbette ki önemli ve bunları yapmalıyız. Ama kendimizi kandırmayalım. Asıl tasarruf evde değil tarlada yapılır. Örneğin modern sulama teknikleri dediğimiz basınçlı sulama sistemine geçsek suyumuzun toplamda yüzde 50’sine yakınını tasarruf etmemiz mümkün.

Yanlış 5: Sulu tarım her zaman iyi ve karlıdır.

Sulu tarım kısa dönemde verim arıtışı sağlasa bile üretim maliyetlerindeki artış nedeni ile her zaman karlıdır anlamına gelmez. Örneğin kuru tarımda neredeyse hiç olmayan elektrik, su, işçilik, yoğun ilaç kullanımı gibi girdiler sulu tarımın olmazsa olmazlarıdır.

Aynı şekilde suyu olduğundan fazla verdin mi tarlaya Harran Ovası’nda olduğu gibi toprağı tuzlandırıp hepten kaybetmek de mümkün.

ÇEVRECİNİN DANİSKASI

Yücel Sönmez

yucelyus@gmail.com

DİĞER YENİ YAZILAR