Mostar Türkçesi

Haberin Devamı

Hatırlarsanız Dubrovnik’teyken Türkçe “sesli” rehber buldum diye pek sevindirik olmuştum.

Ah! Esas sürpriz Mostar’daymış! Hediyelik eşya satan dükkanlarda küçük rehber kitaplar vardır ya, on on beş dilde, sıra sıra, işte “mücevherimi” orada gördüm.

Kitabın adı “Mostar ve çevresi”. 40 sayfalık, sevimli Türkçe bir rehber. Basımı, fotoğraflar gayet iyi. Mostar’ın tarihi, bugünü, köprünün hikâyesi, yeniden yapılışı, Mostar çevresinde gidilecek yerler ve saire, gayet derli toplu bir kitapçık.

Ve aynı zamanda dünyanın en “eğlenceli” Türkçesine sahip. Ramiza Smayiç Hanım çevirmiş Türkçeye ama ne çeviri!

İşte birkaç örnek:

- Mavi yeşil Hersek güzeli Neratva sadece bir nehir değildir. Neretva akıntısıyla, Yadran’la (Adriyatik Denizi herhalde) Bosna ve Hersek’in kuzey kısmını ve komşı Hırvatistanı bağliyan yolları ve rayları tayin etmiştir.

- Dağların dibinden gelen sert ve vahşi Neretva bin metreye kadar derin istihkam keser. (??) Sonra Yadran denizine sakinleşip genişleyerek yavaşlar ama hala şatafatlıdır.

- Yukarı akışında vahşidir. Geçerken çok nehir ayakları ona dökülüyor. Cereyanın büyük kısmının onu zorla yavaşlattığı ve yendiği hızlı ve şiddetli nehirdir. (Kim kimi yeniyo, yavaşlatıyor?)

- Ak Deniz’in nefesi, sihirli ziya ve yumuşak ikliminden başka Mostar’a nebat ve lezzetli güney meyvesini hediye vermiştir.

- Kar, birkaç yıl beklenen bir atraksiyondur.

- Doğanın Mostar’a verdiği nimetlerden başka en değerli mücevher virtüoz binalar, mısralar, resimler, komik masallar ve nakış işlemelerinden çıkan herzamanki açık ve dirençli Mostar ruhudur.

- Gölü saran kozalıklar ormanı (“kozalaklılar” yani çam ormanı demek istiyor sanırım) dağ iklimi ve banyo yapmak için temiz su avcıları, sıporcular ve geziciler için gerçek yemdir. ( )

- Ljubuşki kentçiğin (kasaba demek istiyor olabilir mi?) yedi km güney doğusunda Tırebıjat nehri şelalelere aktarılıyor.

- Kıravaçe şelalesi Niyagara çağlayanına benzeyen doğal bir fenomendir. Bu yeri ziyaret etmek mecburiyetindeyiz. (Emrin olur Ramiza ablacığım! Yeter ki sen iste..)

- Layık, sanatçı ve mimar gözüyle Poçitely, Neratva kıyısındaki bılür taşı olarak kalır. (Layık?) Gavran kapudanzade ailesinin evini gerçekten ziyaret etmek gerekir. O, camiye yakın bulunmaktadır.

- Bu ev bugün savaştan önceki gibi sanat sömürgesidir.

***


He he heee.. Sanat sömürgesi ev de ilginç bir şey olmalı. Pis emperyalistler ressamları zincirlere vurmuş kırbaçlaya kırbaçlaya resim yaptırıryor olmalıÖ

Sonra gittim kitabın İngilizcesini de aldım. Sanat sömürgesi lafı meğer “Artist colony” yani “sanatçı cemaati” lafının yanlış çevirisiymiş. Belli ki Ramize Abla “colony” lafına sözlükte bakmış, ilk karşılığını da şak koymuş. Cemaat olmuş sömürge.

Olsun. Canı sağ olsun. Türkçe rehber kitap bulabilmek benim çok hoşuma gitti. Varsın böyle bir “Türkçe” ile olsun. 2006’da basılmış, kim bilir benim gibi kaç Türkü daha neşelendirdi..

Gözümün önüne rahmetli İngilizce hocam geldi. Amerikalıydı. Arada sırada Türkçe’den İngilizce’ye çeviri yapıp götürürdüm. Çevirimi, öğretmenler odasına giderken okumaya başlardı. Kahkahaları koridorları çınlatırdı. Benim İngilizcem de böyleydi muhakkak.. Heh.

DİĞER YENİ YAZILAR