Yeşilırmak kenarında bir Eylül Buğusu

Haberin Devamı

Amasya

Dört gündür Artvin’e ulaşmaya çalışıyoruz fakat klasik durum: Başaramıyoruz. Memleket büyük. ÇOK büyük! Arabayı en çok Manita Bey kullandığı için ona göre hatta “gereksiz” büyük. (Siyasi manalar çıkartmaya gerek yok. Yorgunlukla söylenmiş bir laf..)

Mudurnu’dan yola çıktıktan sonra Göynük’e de bir uğrayıp (burası da Mudurnu’dan 45 dakika uzaklıkta görülesi bir yer. Nehir kenarında nefis konakları olan yine Mudurnu gibi yeşil bir vadi içinde bir yer. Kalmak isteyenler için Akşemsettin Konağını tavsiye ederim) hiç oyalanmadan Amasya’ya kadar geldik.

Amasya da yazık kokulu güzel elmasıyla sadece meşhur olmuş ama elma şöhretinden çok daha fazlasını hak eden bir yer. (Üstelik artık o elmadan da kalmadı)

Gece yarısı şehre vardığımızda gözlerimize inanamadık. Tarihi Avrupa kentleri gibi ışıl ışıl, Yeşilırmak kenarında bir kuğu gibiydi. Uzun süre nehrin kenarındaki banklarda oturup seyrettik şehri. Kayalara kazınmış kral mezarları tepede, hemen altında yan yana dizilmiş eski güzel cumbalı evler, sakin sakin akan bir nehir... Her ne kadar yakalardan biri komple beton olmuşsa da tek bir yakaya bakınca hakikaten büyüleyici bir yer. Gözlerden ve ziyaretçilerden uzak olması ciddi bir utanç.

Kalınacak çok da hoş yerleri var. Konaklar restore ediliyor ve her yıl yeni güzel bir yer açılıyor. “İlk Pansiyon” bizim ilk gece kaldığımız konak. Hiç orijinalliğini kaybetmeden, betonlaşmadan son derece yumuşak bir şekilde ayağa kaldırılmış bir ev. Şehrin ilk restore edilen ve otel olarak hizmete açılan yeri olduğu için sahibi Ali Kamil Yalçın “İlk Pansiyon” gibi sempatik bir isim vermiş ki kendisi Amasya’ya güzellikler katmaya devam eden çok başarılı bir mimar. Kaldığımız odada bir tavan vardı, olamaz güzellikteydi.

Bir diğer yer “Eylül Buğusu”. Bundan daha romantik bir otel ismi hiç duymuş muydunuz? Ahmet Altan gelmiş geçen sene, girer girmez sormuş: “Eee hanginiz şairsiniz?” Şair değiller belki ama gayet neşeli ve sempatik iki kardeşler. Bina çok güzel restore edilmiş. İçi de eski güzel eşyalarla çok başarılı döşenmiş. Çok hoş bir bahçesi var. Akşamları canlı müzikli falan bir barı da var ki Amasyalı gençler pek seviyor.

***

Durum budur. Gideceğiz bir gün Artvin’e ama bakalım ne zaman..



DİĞER YENİ YAZILAR