‘Başbakan için ölürüm’ diyen adamın dramı!

Haberin Devamı

Gazete arşivlerini karıştırmayı severim. Çünkü doğruları bir tek arşivler söyler. Gerçekleri insanın yüzüne en acımasız şekilde sadece arşivler vurur.

Şu anda önümde bir “arşiv yazısı” duruyor.

7 Haziran 2009 Pazar günü yazmışım... Başlığı, “Başbakan Erdoğan da senin düşüncelerin için hayatını verir mi Mustafa Abi?”

Önce o yazı:

Yağ çekmişti!

“Tiyatrocu Mustafa Alabora, çocukluğumun kahramanlarından biriydi...

12 Eylül’den sonra, sırf ‘solcu oldukları için arkadaşları Savaş Dinçel ve Müjdat Gezen’le birlikte Şehir Tiyatroları’ndan uzaklaştırılmalarını dün gibi hatırlarım.

Dik duruşuyla, ‘beni ben yapanlardan biri’ydi Mustafa Abi...

Bir kez bile yüz yüze gelmedik, sohbet etmedik ama ‘abi’ diyebilecek kadar kendimi yakın hissettiğim, saygı duyduğum ender insanlardandı o...

Düne kadar!

Dün iktidar destekçisi Star Gazetesi’ne onuncu sayfasına geldiğimde, çakılıp kaldım!

Kocaman bir fotoğrafı duruyordu sayfanın tepesinde Mustafa Alabora’nın... Ve başlık aynen şöyleydi:

‘Erdoğan için hayatımı veririm!’

Bir çırpıda okudum haberi:

‘Ünlü oyuncu Mustafa Alabora, aydınların ikiyüzlü olmasından yakındı. Başbakan Erdoğan için ‘Adam doğru şeyler yapıyor kardeşim. Bunu görmezlikten gelemezsiniz’ dedi.

Ergenekon terör örgütü iddiasıyla başlatılan soruşturmaya da tam destek veren Alabora, şunları söyledi:

‘Artık darbe yapmak ya da istemek kimsenin yanına kâr kalmayacak.’

AK Parti’nin kadınları çarşafa sokacağına ve benzeri şeyleri yaşatacağına da kesinlikle inanmadığını söyleyen Alabora, ‘Altı buçuk sene oldu kardeşim. Ne oldu? Adamlar hayal edemediğimiz demokratikleşme yasalarını çıkardı’ diye konuştu.

Erdoğan’ı, okuduğu şiire katılmasa da savunacağını ifade eden ünlü oyuncu, ‘Russel’ın dediği gibi ‘Senin fikrini savunmak için hayatımı veririm.’ Ben de o sırada Erdoğan için hayatımı verirdim’ dedi.’

Ah be Mustafa Abi... Meğer ne kadar safmışsın da haberimiz yokmuş!

Neresini düzelteyim şimdi ben bu demecin?

İstersen şu ‘aydın ikiyüzlülüğü’nden başlayalım:

Madem Erdoğan’ın istediği şiiri okuyabilmesi için hayatını bile verirdin; o zaman neden bunu açıklamak için 8 yıl bekledin?

Bugün birdenbire, ‘özgürlük kahramanlığı’na soyunmanın nedeni İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sanat Yönetmeni’nin geçen hafta görevden alınması olabilir mi?

Ve bir sor bakalım:

Erdoğan ve arkadaşları, hayatlarını vermeyi bırak, senin fikirlerini savunabilmen için parmaklarını kımıldatır mı?

‘Kımıldatır’ diyorsan yine sor:

Senin onca haksızlığa uğradığın yıllarda neden tek kelime bile etmediler?

Ergenekon meselesine gelince:

Bu kadar ‘eşitlikçi ve demokrat’ olan sen, nasıl oluyor da Ergenekon soruşturmasının, bir tür ‘muhalefeti sindirme operasyonu’na dönüştüğünü, içeriye tıkılan çürük elmaların arasına, bolca masum aydının serpiştirildiğini görmezden geliyorsun?

Nasıl oluyor da bunca insanı peşinen ‘darbeci’ ilan ediyorsun?

Rahmetli Türkan Saylan’ın evine yapılan baskın, yüz binden fazla vatandaşın telefonlarının dinlenmesi bile, bu ‘sivil darbe’nin kokusunu almanı sağlamıyorsa sen ne biçim ‘darbe karşıtı’sın?

‘Altı buçuk sene oldu kardeşim, adamlar hayal edemediğimiz demokratikleşme yasalarını çıkardı’ sözün için ise yorumum çok kısa:

Yuh!”

Onlar ölmüyor!

Bu yazım, o günlerde Mustafa Alabora’yı çok kızdırdı.

Hatta telefon etti ve birbirimize karşılıklı olarak çok ağır şeyler söyledik...

Aradan dört yıl geçti; Mustafa Alabora’nın övgü düzdüğü iktidar partisinin mensupları, Gezi Direnişi’ndeki tavrı nedeniyle Mustafa Abi’nin oğlu Mehmet Ali Alabora’yı resmen hedefe koydular.

Mehmet Ali’nin ifade özgürlüğü için ölmek bir yana, aylardır ona ölüm tehdidi yağdırıyorlar.

Yetmedi, şimdi de Twitter’da büyük bir linç kampanyası başlattılar.

“#mehmetalialaborasilivriye” hashtag’iyle yapılan paylaşımlar sadece bir günde 100 bini buldu!

Sıra özürde...

Şimdi sana soruyorum Mustafa Abi:

Sen onların ifade özgürlüğü için ölüyordun, yaptıklarını demokratikleşme olarak görüyordun, yere göğe sığdıramıyordun... Şimdi onlar senin oğlun bir eyleme katıldı diye kellesini istiyorlar!

Hadi söyle; hâlâ onlar için ölür müsün?

“Oğlumun kellesi onlara feda olsun” der misin?

Ya da sana yakışanı yapıp, dört yıl önceki o sözlerin için Türk halkından özür diler misin?

Mehmet Ali, sadece senin değil, hepimizin oğlu Mustafa Abi... Onun kılına zarar gelmemesi için, hepimiz çırpınırız!

Neden biliyor musun?

Babasına inat, dik durabildiği için!

GÜNÜN SORUSU

Sorum dört yıl önce, “Adamlar hayal edemediğimiz demokratikleşme yasalarını çıkardı” diyen Mustafa Alabora’ya:

O yasalar nerede ve neden oğlunun can güvenliğini bile sağlayamıyorlar?

DİĞER YENİ YAZILAR