Sosyal medyanın bencil bireyleri!

Haberin Devamı

Twitter, günümüzün en önemli toplumsal haberleşme araçlarının başında geliyor...

Öyle ki milyarlarca insan Twitter üzerinden haberleşiyor, düşüncelerini dile getiriyor ve baskı grubu oluşturuyor...

Arap Baharı denilen halk hareketleri de Twitter’da örgütlenenlerle yaygınlaştı; ülkemizdeki Gezi Parkı Direnişi de...

Haklarını verelim; Twitter’ı kendi tanıtımları için en iyi kullananların başında da siyasetçiler geliyor...

Dünyada da ülkemizde de bütün siyasetçiler, Twitter aracılığıyla milyonlara ulaşıyor; propagandalarını yapıyor, mesajlarını veriyor...

Ancak...

Twitter’ın tek işlevi “propaganda” aracı olmak değil...

Dünyanın önemli siyasetçileri; Twitter aracılığıyla seçmenlerinin ülke ve dünya gündemi hakkındaki düşüncelerini de ilk ağızdan öğrenme olanağı buluyor.

Örneğin ABD Başkanı Barack Obama’nın resmi Twitter hesabının takipçi sayısı 33 milyon 225 bin 942 kişi...

Ancak o da 661 bin 302 kişiyi takip ediyor.

Böylece sadece kendi düşüncelerini paylaşmakla kalmayıp, 661 bin 302 kişinin dünyaya ve ülke sorunlarına nasıl baktığını da öğrenebiliyor.

Kendisini izliyor!

Bizde ise; bu durum ne yazık ki böyle değil...

Sıradan gidelim:

Twitter’ın önemini ülkemizde ilk fark edenlerden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün takipçilerinin sayısı 3 milyon 397 bin kişiyi geçiyor... Onun takip ettikleri ise sadece 2 hesap! Onlar da Cumhurbaşkanlığı’nın Türkçe ve İngilizce hesapları.. Yani Cumhurbaşkanı Gül, sadece kendisini takip ediyor...

Liderlerin durumu!

Başbakan’ı takip edenlerin sayısı 3 milyon 34 bin 76 kişi... Onun takip ettikleri ise... Sıfır! Yani Başbakan, kimseyi takip etmeye gerek görmüyor. Herkesin kendisini takip etmesi, ona yetiyor!

Başbakan böyle de diğer liderler farklı mı?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun resmi hesabı 1 milyon 341 bin 510 kişi tarafından takip ediliyor. Ancak o da hiç kimseyi takip etmiyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi 597 bin 771 kişi takip ediyor; onun takip ettiği hesap sayısı da sıfır!

‘Aile içi’ takip!

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı 617 bin 551 kişi takip ediyor; onun takip ettiklerinin sayısı sadece 6 hesap... Peki; kimleri takip ediyor Sayın Arınç? Hemen onu da yazalım: Abdullah Gül, Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Ömer Çelik, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile Anadolu Ajansı...

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı 26 bin 123 kişi takip ediyor, o kimseyi takip etmiyor.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ı 165 bin 922 kişi takip ediyor; onun takip ettiklerinin sayısı 52... Bu 52 hesabın tamamı tahmin edebileceğiniz gibi Bakanlar Kurulu’ndaki arkadaşlarından ve AKP’nin üst düzey yöneticilerinden oluşuyor.

Ülkenin güvenliğinden sorumlu olan İçişleri Bakanı Muammer Güler’i 24 bin 41 kişi takip ederken o da sadece AKP’li bakanları ve yandaş medyayı izliyor...

Yerel yöneticiler!

Gelelim yerel yöneticilere:

Attığı tweet’lerle kamuoyunun gündeminden düşmeyen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i tam 730 bin 164 kişi takip ediyor. Onun takip ettiklerinin sayısı ise sadece 70... Liste yine aynı: Bakanlar Kurulu üyeleriyle AKP’nin önde gelen isimleri ve yandaş medya!

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın takipçilerinin sayısı 206 bin 162... O, sadece Cumhurbaşkanı’nı ve Başbakan’ı takip ediyor. Gerisini takmıyor!

Son günlerin flaş ismi İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ise 400 bin 455 kişi tarafından takip ediliyor. O, 111 kişiyi takip ediyor... Takip ettiklerinin tamamı iktidar üyeleri, AKP yöneticileri, yandaş medya ve yandaş sanatçılar ile spor kulüpleri!

“Bağımsız” siyasetçilerden de bir örnek verelim:

Her fırsatta “halkın nabzını en iyi tutan siyasetçilerden biri” olarak gösterilen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ü 38 bin 529 kişi takip ediyor. O sadece 30 kişinin takipçisi... Bunların çoğu da yabancı ve yerli devlet adamlarıyla yandaş medyadan bazı isimler!

Özet: Yaşasın ‘ben!’

İşte; durum bu: Bizi yönetenlerin akılları fikirleri kendi popülaritelerinde...

Herkes onları tanısın, herkes onları dinlesin, herkes onları okusun, herkes onları duysun, herkes onları bilsin, herkes onları sevsin...

Ama...

Onlar kimseyle ilgilenmesinler, kimseyi izlemesinler, kimseyi umursamasınlar, kimsenin görüşlerine önem vermesinler!

Toplumsal medyada bile “bireysel” takılsınlar!

Sonuçta da “Nereden çıktı bu halk hareketi?” diye şaşırsınlar ve sızlansınlar...

İşte; böyle çıktı beyler:

Siz egolarınızı şişirirken ve kendinizden başka kimseyi önemli görmezken, birbirlerine değer veren ve dinleyen insanların çoğalmasından çıktı!

Şimdi gerçek demokrasi adına hepinize ev ödevi veriyorum:

Hadi bakalım Twitter başına:

En azından sizi takip eden herkesi hesabınıza ekleyin ki; katılımcı demokrasiye inandığınızı sanalım!

GÜNÜN SORUSU

Sorum size:

Yukarıdaki yazıyı okuduktan sonra aranızda hâlâ siyasetçilerin halkı umursadığına inanan var mı?

DİĞER YENİ YAZILAR