Adam olmak!

Haberin Devamı

Gazetecinin işi “rahatsız olmak ve soru sormak”tır. Aydın olmanın gereği de budur, “adam” olmanın da... Koyun gibi sürüye kapılıp gitmeyeceksin, nereye gittiğinin farkında olacaksın ki... Günümüzde bu “çok zor” ve “tehlikeli” bir iştir!

İnanılmaz günler yaşıyoruz; sapla saman karışmış vaziyette...

Demokratik yollardan muhalefet yapıp “hükümeti yıkmaya çalışmak”, özel mahkemelerde yargılanmayı gerektiren bir suç örneğin! Ama silah kullanarak, binlerce kişiyi öldürerek, kentlerin en kalabalık meydanlarında bomba patlatarak, askeri, polisi, kaymakamı, öğretmeni, savcıyı, hâkimi, mühendisi, hemşireyi kaçırarak, “devleti yıkmaya çalışmak” suç değil...

Terörle mücadele etmek, teröriste kafa tutmak suç. Terör estirmek değil...

Cep telefonuyla konuşmak suç. Mayın, bomba, silah, roketatar bulundurmak değil...

Yazı yazmak suç. Kurşun sıkmak değil...

Yıllarca okuyup özveriyle çalışıp kuvvet komutanı, hatta genelkurmay başkanı olmak suç. Dağa çıkıp, eşkıyalık yapmak değil...

Bayram kutlamak suç, bayramları yok etmek değil...

Özel günlerde otobüslere atlayıp Ankara’ya gitmek suç, sınırı binlerce kez delip geçmek değil...

Devletin birliğini savunmak suç. Bölmeye çalışmak değil...

Yasalara, evrensel hukuka saygılı olmak suç. İsyan edip, kafa tutmak değil...

Laiklikten yana olmak suç. Devleti din tüccarlarının yönetmesine göz yummak değil...

“Atatürk” demek suç. “Sayın Apo” demek değil...

Türk Bayrağı suç. PKK paçavrası değil...

Türküm demek suç, Kürdüm demek değil...

Hak aramak suç. Hak arayanı doğduğuna pişman etmek değil...

Dik durmak suç. Eğilip, sürünmek değil...

“Dönmemek” suç. Esen rüzgâra göre kıvırıp durmak değil...

Anıtkabir önünde basın açıklaması yapmak suç. Kandil’de gazetecileri toplayıp şov yapmak değil...

Tutuklu asker, gazeteci, hukukçu, siyasetçi sevdiğinize mahkeme sırasında “Seni seviyorum” diye bir not iletmek suç. İmralı’dan Kandil’e, Kandil’den Avrupa’ya, Avrupa’dan İmralı’ya “bölünme planları” içeren mektuplara kuryelik yapmak değil...

Yurtsevere sahip çıkmak suç. Katile övgü düzmek değil...

İktidarı eleştirmek suç. Muhalefeti eleştirmek değil...

Anayasayı savunmak suç. Ayaklar altına almak değil...

“Bırakın kadınlar nasıl istiyorlarsa öyle giyinsinler” demek suç. Dövmek, yaralamak, öldürmek, tecavüz etmek değil...

Kamu malına sahip çıkmak suç. “Babalar gibi satmak” değil...

Facebook’ta yorum yapmak suç. Meclis’te “ana avrat küfür etmek” değil...

Yan bakmak suç. Yumruk atmak değil!..

Gazetecinin işi “rahatsız olmak ve soru sormak”tır...

Aydın olmanın gereği de budur, “adam” olmanın da...

Koyun gibi sürüye kapılıp gitmeyeceksin, nereye gittiğinin farkında olacaksın ki...

Günümüzde bu “çok zor” ve “tehlikeli” bir iştir!

Hele hele çoğunluk “çığırdan çıkmışsa”, “yanlış” kural olmuşsa, etik rafa kalkmışsa...

Ve sürüye dâhil olmamak için çırpınıp duruyorsan hâlâ...

Gazeteciysen mesela... Yazdırmıyorlarsa...

Avukatsan ama kendini savunman bile mümkün değilse...

Askersen ve silahsızsan...

Cerrahsan, neşterini almışlarsa...

Zordur gazeteci olmak, aydın olmak, insan olmak...

Ama boyun eğmemektir tüm bunların birinci şartı; gem taktırmamaktır ağzına!

Yoksa nüfus cüzdanın bile kurtarmaz seni. Cinsiyet hanesinin karşısında; erkek ya da kadın yazar ama...

“Adam” olmaktır önemli olan...

Eğer “adam” değilsen...

Neye yarar ki?

Not!

Bugün Pazar... Hasta tutuklular konusunda devleti yönetenlerin dikkatini çekmeye çalıştığımız mektup gönderme kampanyasına bu nedenle salı gününden itibaren devam edeceğiz...

Yılmak yok, yazacağız...

Hiçbir işe yaramazsa...

Belki kendilerinden utanmalarını sağlarız!



GÜNÜN SORUSU

Yaşananlara tahammül edemiyor ama yapacak bir şey de bulamıyor musunuz?

Sorum size:

Neden sizinle aynı durumda olanları bulmayı denemiyorsunuz?

DİĞER YENİ YAZILAR