‘Ağlayan Kral’a açık mektup!

Haberin Devamı

Ürdün Kralı Sayın II. Abdullah... Öncelikle hitabımı anlayışla karşılayacağınızı umarım.

Ne mutlu ki biz bu topraklarda tam 90 yıldır kimseye, “Majesteleri”, “Haşmetmeap”, “Sultanım”, “Hükümdarım” demiyoruz. Biz tek bir saygı ifadesi kullanırız:

“Sayın...”

O da “Size saygı duyuyorum” anlamında kullanılır; “Benim şuyumsun buyumsun” anlamında değil!

Siz bilmezsiniz; biz o kadar saygılı (!) insanlardan oluşan bir toplum olduk ki; artık 30 bin yurttaşımızın ölümüne neden olan katile bile “Sayın” diyoruz; Sayın Kral...

Tahmin edersiniz ki “eğilip bükülmeyi beceremeyen bir gazeteci” olarak ben, bu hitaba da muhalifim! Yani üzerinize afiyet; biraz “saygısız”ım...

Ülkeyi soyup soğana çevirenlere... Dul ve yetim hakkı yiyenlere... Özgürlük adına esaret, adalet adına zulüm dayatanlara... Devletin mallarını babalar gibi satanlara ne saygı duyarım, ne de “sayın” derim...

Sadece onurlu, dürüst, insan gibi insanlar benden “sayın”ı almayı hak eder...

Dün hak ettiniz...

O yüzden, eğer bu yazıyı dünden önce yazmış olsaydım, size hitap ederken, doğrudan “Ürdün Kralı” der geçerdim.

Ama dün öyle bir şey yaptınız ki “saygı duyulacak kişi” olduğunuzu gösterdiniz.

Anıtkabir’e gittiniz ve Atatürk için gözyaşı döktünüz. Bize, “kralların da ağlayabileceğini” yaşatarak gösterdiniz.

Sadece bunu değil; ‘Ata’mızın değerini, varlıklarını ona borçlu olan ama ölümünden 60 yıl sonra diktatör, cani, katil, deccal, veled-i zina demeye başlayan bazı alçaklardan çok daha iyi bildiğinizi kanıtladınız...

Biz 90 yıldır demokrasiyle yönetilen bir ülkeyiz Sayın Kral... Bizde devleti yönetme görevi, sizdeki gibi babadan oğula geçmez. Bizde çoban da cumhurbaşkanı olur, demirci ustasının oğlu da.

Çünkü asalet sizde kanla ölçülürken, bizde canla ölçülür!

Bu ülke için “can” veren herkes, milletin efendisidir.

O koltuklar her zaman hak eden kişiler tarafından doldurulmaz elbette; aralarından devlet ve millet düşmanları bile çıkabilir... İşte onlar, Atatürk’ü hiç sevmezler!

Zaten bu mektubu da bu yüzden yazdım, sizi uyarma gereği duydum: Değil mi ki dün Atatürk için ağladınız; siz de bizim gibi boy hedefisiniz artık Sayın Kral...

Çünkü onların gözünde siz de “bir diktatöre tapındınız, karşısında sap gibi ayakta durdunuz, yetmedi bir de gözyaşı döktünüz...”

Bu yüzden kendinize dikkat edin!

Onlar ki yıllardır önünde el pençe divan durdukları Kaddafi’yi sattılar, “kardeşim” dedikleri Esad’ı “zalim” ilan ettiler; sizi bir çırpıda “Ham” yaparlar...

Kısacası; dün Anıtkabir’de ağlayan gözlerinize sağlık Sayın Kral...

Ama o gözleri çıkarmak isteyen birileri, artık bu ülkede de var...

Kendinize dikkat edin!

Sahtecilik!

Kayıtlı 75 bin 658 CHP üyesinin, aynı zamanda AKP’ye üye olduğu ortaya çıktı. Ve tamamının CHP üyelikleri düşürüldü.

Ne ilginçtir ki; hâlen AKP’de siyaset yapan tek kişinin bile CHP’de ya da başka bir partide kaydına rastlanmadı. CHP yönetimi isyan ediyor; AKP’den ise tek satırlık bir açıklama bile yok!

Peki; bu işin sırrı ne?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, soruyu şöyle yanıtlıyor:

“AKP, üye sayısını artıran il başkanlarını ödüllendiriyor. Onlar da ödül için vatandaşlık numaralarıyla kayıt yapıyor.”

İktidar partisi, bu sahteciliğe tenezzül edenleri ne zaman bulacak, çok merak ediyorum.



GÜNÜN SORUSU

AKP’li siyasetçiler, türbanını çıkarmak istemeyen öğrencilerin ikna odalarına alınmasını uzun zaman siyasete malzeme etti. Şimdi ise kendilerini protesto eden öğrencileri polis zoruyla getirip ikna etmeye çalışıyorlar... Sorum onlara:

Yaptığınız şeyin, eleştirdiğiniz uygulamayla farkı nedir?



Uyan Türkiye... (7)

İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu yaklaşık dört yıldır tutuklu... Ağır hasta ve tedavisini cezaevinde sürdürmesi mümkün değil. Ancak tahliye talebi sürekli reddediliyor.

Ölümcül uyku apnesi hastalığına yakalanan Emekli Üsteğmen, Avukat Serdar Öztürk de “Fatih Hilmioğlu tahliye edilene kadar hastaneye gitmeyeceğim” diyerek tedaviyi reddediyor.

Ve devleti yönetenler, Silivri’de yaşanan bu büyük dramı görmezden gelmekte ısrar ediyor.

Günlerdir devlet yetkililerine dert anlatmaya çalışıyoruz. Devletin protokol listesine göre bugün sıra Yargıtay Başkanı Ali Kalkan’da...

Siz de bu uygulamayı haksızlık olarak görüyorsanız duygularınızı satırlara dökün ve Yargıtay Başkanı’nı, cezaevinde ölümler konusunda yargı mekanizmasını işletmeye davet edin:

Adres: Yargıtay, Atatürk Bulvarı, No: 100 Bakanlıklar / Ankara

Tel: (0312) 416 10 00

E-posta: iletisim@yargitay.gov.tr

DİĞER YENİ YAZILAR