Milli iradenin giremediği yere Angelina girer!

Haberin Devamı

Dünyaca ünlü film yıldızı Angelina Jolie ülkemize geldi...

Hangi sıfatla?

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komisyonu İyi Niyet Elçisi!

Suriyeli sığınmacıların Türkiye’deki kamplarını ziyaret etti...

Tabii; o gelmeden önce kamplardaki tüm aksaklıklar giderildi, etraf silinip, süpürüldü...

O da çocukların saçlarını okşadı, yaşlı kadınların ellerini tuttu; tabii kameralar çalışırken!

Dillerinden anlamadı ama bol bol gülümsedi...

***


Angelina gelmeden bir ay önce o kamplara Türkiye Cumhuriyeti’nin ana muhalefet partisine mensup milletvekilleri gitti.

Kapıdaki nöbetçiler ellerindeki tüfekleri çapraz tutarak, “Yasak hemşerim” dedi.

“Niye yasak, ben milli iradenin, Türk halkının temsilcisiyim” diye ısrar etti vekil beyler...

Sonra kös kös geri dönüp gittiler!

***


Angelina farkıdır bu...

O kamplara giremeyen CHP’li vekiller günlerce sesini duyurmaya, gördükleri muamelenin milli iradeyi aşağılamak olduğunu anlatmaya çalıştı.

Olay; bizim sınırlarımız içindeki bir kampta yaşanmıştı, dolayısıyla İçişleri Bakanı’nın bu vekilleri çağırıp, dertlerini dinlemesi gerekirdi.

Hayır; devreye nedense Dışişleri Bakanı girdi ve o sürpriz ziyaretten iki hafta sonra, yani ortalığa çekidüzen verilince, Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyelerini o çadır kente gönderdi. CHP’liler gitmedi bu kez... İktidarı, “bir şeyler çevirmekle” suçladı.

***


CHP’li milletvekillerine o günlerde hâl hatır bile sormayan İçişleri Bakanı, Angelina fırsatını kaçırmadı.

Angelina’dan bile “daha büyük” gülerek makamında baş başa görüştü.

Peki ne konuştular?

Eminim Bakan Bey bir kere kesinlikle “Ailecek sizin hayranınız... Brad Pitt enişte nörüyo? Sağlığı sıhhati afiyettedir inşallah” demiştir...

Sonra bu cümleleri “Üç tane altın küre aldığınız doğru mu? Onlar gerçekten altın mı?” soruları izlemiştir...

***


Çok merak ediyorum; acaba laf dönüp dolaşıp, Angelina’nın 14 yaşındayken, “cenaze kaldırıcısı” olmak istemesine de geldi mi?

“Ne alakası var?” demeyin; baksanıza kadın dünya starı ama asıl yaptığı iş, “cenaze kaldırıcılığı...”

Sömürgen Batı dünyasının, yıkıp yerle bir ettiği ülkelere gidiyor, biraz gülüyor, bol bol fotoğraf çekip, “Batı’nın sahte şefkati”ni dünya medyasının gündemine oturtuyor...

Ölü evini, düğün evi gibi gösteriyor!

Hele gittiği ülkelerden birer de evlatlık edinirse, Batı’nın o ülkelerde sergilediği zulüm, birdenbire “şefkat”e dönüşüveriyor!

Yani Angelina’ya bu görevi veren Batı, onun kocaman gülücüğünün ve sözüm ona uzattığı şefkat elinin arasına, yüz binlerce kişiyi ölüme götüren modern çağ savaşlarını sıkıştırıveriyor!

***


Angelina, acaba dünkü görüşmede güzel gözlerini Bakan Bey’in kendisine hayran hayran bakan gözlerinin içine dikerek, “Sizin buralarda... Eee, şey... Nasıl diyorsunuz siz onu, Si-liv-ri denilen yerde de bir ‘toplama kampı’ varmış... Muhalifler, aydınlar, siyasetçiler orada yaşıyormuş... Gidip onları da bir ziyaret etmek isterim... Bana bu konuda da yardımcı olmanızı rica edeceğim” deseydi...

Bakan Bey’in vereceği yanıt ne olurdu?

***


Aman canım, benimki de laf...

Angelina, nereden bilecek Silivri Toplama Kampı’nı?

Hem Batılı sömürgenler neden onu Silivri’ye göndersinler?

Başlıkta ne dedik:

Angelina, milli iradenin giremediği yerlere giriyor!

Oysa Silivri, milli iradenin temsilcileriyle dolu...

Angelina’ya ne gerek var; değil mi?

*****


TUNCAY İÇİN!

Uzun tutukluluk başlı başına bir cezalandırmadır. Ne yazık Ergenekon’da tutuklu onca kişi için geçerli bu durum...

Çoğunun adı bile unutuldu!

Örneğin Tuncay Özkan’ın Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmasının beşinci yılına girdik!

“Tuncay’a özgürlük” isteyenler bugün 14.00-18.00 arasında Kadıköy’deki Caddebostan Kültür Merkezi’nde buluşacaklar... Ben de 16.00’dan sonra orada olmaya çalışacağım. Diğer katılımcılar Bedri Baykam, Can Ataklı, Cahit Berkay, Müjdat Gezen, Meriç Velidedeoğlu, Merdan Yanardağ, Orhan Birgit, Orhan Erinç, Rutkay Aziz, Tarık Akan ve CHP’li bazı milletvekilleri...

*****


GÜNÜN SORUSU

Türk Hava Yolları’nın yer hizmetleri kuruluşu Turkish Ground Services’te türbanlı hostes dönemi başlamış... Sorum, bürokrat görünümlü din tacirlerine:

Kara çarşaflı hostesleri ne zaman göreceğiz?

*****


Soner neden bırakılmadı?

Çağdas Ulus’un on aylık tutukluluk çilesinin bitmesinden sonra dün gece de Oda TV davası sanıkları Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu özgürlüklerine kavuştu.

Mahkeme, Soner Yalçın’ın tutukluluk halinin ise devamına karar verdi.

Soner hakkındaki karar, mahkemenin “çelişkili” bulduğu TÜBİTAK raporunun yeniden gelmesinden sonraya bırakıldı.

Oysa Soner’e ve Barışlar’a yöneltilen suçlamalar da deliller de aynı...

Tıpkı Müyesser’e, Nedim’e ve Ahmet’e yöneltilen suçlamaların aynı olması gibi...

Mahkeme nedense, adaleti “ucun ucun” tattırıyor...

Sayın Başkan’a ve üyelere soruyorum:

Barışlar’ı (çok geç aldığınız bir kararla) serbest bırakırken, Soner için farklı bir karar vermenizin nedeni ne?

Bu sorunun yanıtını vermezseniz, kamuoyunda oluşan güvensizliği yok edemezsiniz!

***


Evet; Soner hâlâ içeride... Bu yüzden buruk bir sevinç yaşıyoruz; ama...

Hoş geldin Barış Terkoğlu, hoş geldin Barış Pehlivan...

Özgürlüğünüzün tadını çıkarın!

DİĞER YENİ YAZILAR