Medya Derneği’nin Başbakan’la toplantısı ‘basına kapalı’ymış...

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün Medya Derneği’ne üye kuruluşların yöneticileri ile bir araya gelmiş...

Başbakan’ın, bir yazarı açık açık patronuna şikâyet ettiği bir dönemden geçtiğimizi düşünürseniz, büyük olay...

Peki; bu son derece önemli buluşmada neler konuşulmuş?

Medya Derneği’nin internet sitesindeki haberden aynen aktarıyorum:

Başbakan‘a Medya Derneği’nin faaliyetleri anlatılmış...

Derneğin, “medyadaki teknolojik gelişmeler” üzerine düzenleyeceği uluslararası konferans hakkında bilgi verilmiş...

İnternetteki telif hakları konusu ele alınmış...

Başka?

E; daha ne olsun kardeşim? Siz de konu beğenmiyorsunuz!

***


Şaka bir yana; bir gazeteci örgütü, “her fırsatta medya organlarına ve gazetecilere öfke saçan” bir Başbakan’la bir araya geliyor ve...

Sayıları 100‘e ulaşan tutuklu gazetecilerden söz bile etmiyor!

Gazeteciler hakkında açılan binlerce ceza ve on binlerce tazminat davası hakkında gıkını çıkarmıyor!

İktidara yanaşmadıkları için işten çıkarılan ya da istifa etmek zorunda kalan gazetecileri, yazarları anlatmıyor!

Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü sıralamalarında dünyanın en gelişmemiş ülkeleri arasında olduğumuzu hatırlatıp, du durumu iyileştirici önlemlerin alınmasını istemiyor!

Gazetecilerin telefonlarının dinlenmesini, “potansiyel suçlu” gibi muamele görmelerini gündeme getirmiyor!

İktidarın; gazetecileri ve medya organlarını “kendilerinden yana olanlar ve olmayanlar” şeklinde tam ortadan ikiye bölmesini eleştirmiyor!

Peki ne yapıyor?

İnternetteki telif hakları konusunu anlatıyor!

Yani, “Bizim işimiz, gücümüz para” diyor!

***


Peki; Medya Derneği’ni temsilen kim katılmış bu “çok önemli” toplantıya?

Medya Derneği Başkanı, Sabah Gazetesi çizeri ve eski AKP Milletvekili Nursuna Memecan’ın eşi

Salih Memecan...

Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı...

Star/24 Grubu İcra Kurulu Başkanı, Başbakan’ın manevi oğlu olarak bilinen Mustafa Karaalioğlu...

Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt...

Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak...

Kanal 7 Yayından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Çelik...

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin...

Başbakan’ın damadının yönettiği Sabah Gazetesi Genel Yayın

Yönetmeni Erdal Şafak...

Aynı gruba bağlı ATV‘nin Genel Müdürü Adem Gürses...

Samanyolu Yayın Grubu

Başkanı Hidayet Karaca...

Eski Başbakanlık Sözcüsü

Akif Beki...

TV8 Genel Müdürü Abiş

Hopikoğlu...

Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül...

Yeni Akit Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya...

Star Gazetesi Genel Yayın

Yönetmeni Yardımcısı Yusuf Ziya Cömert...

Ve Medya Derneği Genel

Sekreteri Deniz Ergürel...

***


Kadro ortada:

Aralarında yukarıda anlattığım sorunları Başbakan’ın yüzüne karşı söyleyebilecek bir babayiğit var mı?

Daha da önemlisi; bu arkadaşlardan biri olsun, “bu tür sorunlarımız” olduğunu kabul ediyor mu?

Hayır...

İşte bu yüzden Başbakan, en büyük gazetecilik örgütü olan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nu değil de sadece iktidarı destekleyen gazetelerde ve televizyonlarda çalışanların üye olduğu Medya Derneği’ni kabul ediyor...

Böylece kendisine her fırsatta iltifat eden ve muhalefete göz açtırmayan “meslek mensupları”nı ödüllendirmiş oluyor!

***


Medya Derneği’nin internet sitesinde yer alan bilgi notunda çok ilginç bir de detay var:

“Başbakanlığın İstanbul Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde yapılan bu görüşme ‘basına kapalı olarak’ gerçekleştirilmiştir!”

Demek ki neymiş?

Bunca gazeteyi, televizyonu yöneten anlı şanlı isimler, “basın mensubu olduklarını” kabul etmiyorlarmış...

Biz onlara “Gazeteci değilsiniz” dediğimizde deliye dönüyorlar ama şimdi kendileri bu gerçeği ifade ediyorlar!

Zaten gazeteci olduklarını düşünseler, başından sonuna kadar mum gibi oturdukları toplantının, basına kapalı olduğunu kendi sitelerinde yazdırmazlardı!

En azından bu kadarcık bile dürüst davrandıkları, yani kendilerini gazeteci olarak görmediklerini dünyaya ilan ettikleri için her birini tek tek kutluyorum!

*****


EŞİTSEK!

Diyarbakır’ın Kulp İlçesi Köylere Hizmet Götürme Birliği Müdür Vekili Ubeydullah Sancar, evini basan PKK’lılar tarafından kaçırıldı.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne ve anayasaya göre herkes eşittir...

Çok merak ediyorum; CHP Milletvekili’nin kaçırılmasından sonra büyük tepki gösteren Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, anamuhalefet partisi lideri; bir devlet memuru olan Ubeydullah Sancar’a da aynı ölçüde sahip çıkacak mı?

Ya da serbest bırakıldıktan sonra dağdaki teröristlerden “canlarım, kardeşlerim” diye söz eden Hüseyin Aygün, “kardeşlerine” haber salıp, Sancar’ın serbest bırakılması için ricacı olacak mı?

*****


GÜNÜN SORUSU

Dün 17 Ağustos 1999’daki büyük depremden sonra oluşturulan Deprem Fonu‘nda biriken milyarlarca doların nereye harcandığını sormuştum. Yanıt CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’den geldi: “Duble yollara harcandı...”

Sorum basit:

Tekin’in açıklaması doğruysa, onca para amaç dışı harcanmış demektir. Yasalarımıza göre bunun suç olduğunu kimse bilmiyor mu? Bilen varsa, neden gereğini yapmıyor? Örneğin Gürsel Tekin’in partisi, bunun hesabını neden sormuyor?

DİĞER YENİ YAZILAR