Dinci faşizmin sivil din polisleri!

Haberin Devamı

Dün saat 10.15’te Kadıköy’den Beşiktaş’a hareket eden Şehir Hatları vapurunda aklın almayacağı bir olay yaşanmış...

Sakallı bir adam, yanındaki 5-6 yaşlarındaki bir çocuğa “tekbir” çektirmeye başlamış...

Bunun üzerine yolcuların bir kısmı, “Bunun yeri burası değil” diyerek sakallı vatandaşı uyarmış...

Sen misin uyaran?

Beltur‘un işlettiği vapur kantininde çalışan bir başka şahıs, “Bıçak verin Allah yolunda keseceğim bunları... Tekbire bile karşı çıkıyorlar” diyerek, tepki gösteren yolculara saldırmış...

Allah‘tan diğer yolcular devreye girmiş de kavga kan dökülmeden sona ermiş...

***


Bu olay sadece bir “sonuç...”

Daha doğrusu, medyaya yansıyan-yansımayan diğer on binlerce “sonuç”tan sadece biri!

Bizi bu “hazin” sonuçlara getiren asıl neden ise on yıldır iktidarda bulunan zihniyetin her türlü dinci tutumu ayakta alkışlaması ve hatta teşvik etmesi!

Vapurdaki vatandaşların tepkisi, “tekbir çekilmesi”ne değil; “Din üzerinden gösteri yapılması”na!

Aklı başında herkes böyle bir gösteriden rahatsız olur...

Gerçek dindarlar; daha fazla rahatsız olur!

Binlerce kişinin seyahat ettiği vapurdasın, yanındaki çocuğa din eğitimi de veriyor olabilirsin...

Sessiz vereceksin!

Kimseyi rahatsız etmeden yapacaksın bu işi!

Ama adamın derdi yanındaki çocuğu eğitmek değil ki; “şov” yapıp, güç gösterisinde bulunmak...

“Bu deniz, bu dağ, bu toprak, bu hava artık benim gibi düşünenlerin... Bakın biz artık her yerdeyiz” demek...

***


Ya saldırgan kantin çalışanının, bu “dinci şov”a karşı çıkanlara yaptığına ne dersiniz?

“Verin bana bir bıçak, Allah yolunda keseceğim bunları!”

Kasap mısın be adam?

Hepsi seninle aynı dinden olan insanları kesme yetkisini kimden alıyorsun?

Hangi tarikat yuvalarında dolduruldun bu kadar?

Doğuştan içinde olması gereken insan sevgisini kim, nasıl yok etti?

***


“Allah yolunda” kesmeler...

“Allah yoluna” davet etmeler...

“Allah için” dövmeler...

“Allah adına” had bildirmeler...

Dinci faşizmin tepe lambalarıdır!

Bugün Türkiye‘nin her sokağında, caddesinde, kenarında, köşesinde, denizinde, karasında bu tepe lambalarının yanıp söndüğünü görüyorsak eğer...

Suç sadece o lambalarla dolaşanların değil; “Dindar nesil yetiştireceğiz” diye demeçler verip, insanları “dindar olanlar-olmayanlar” diye ikiye ayıranlarındır!

Vapurda tekbir mi getiriyorsun? Dindarsın!

Buna tepki mi gösteriyorsun? Dindar değilsin... O zaman “Allah yolunda” kesilebilirsin!

***


Dün Kadıköy-Beşiktaş vapurunda yaşanan olay, hiç beklemediğiniz anda herhangi bir yerde sizin de başınıza gelebilir... Hiç ummadığınız bir anda “sivil din polisleri”nin hedefi olabilirsiniz! Sakın dolduruşa gelmeyin, tahriklere kapılmayın: Yapmanız gereken tek şey, gülümseyip “Ya sabır” çekmek olmalı...

Nasıl olsa bugünler de geçecek; ya sabır!

Ama o güne kadar hayatta kalmayı becermemiz gerekiyor; ya sabır!

*****


25 BİN TL!

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Kamu Personeli Seçme Sınavı‘ndan (KPSS) önce soru kitapçığının 25 bin TL karşılığında pazarlandığını, Diyarbakır‘da buna şahitlik edebilecek insanlar olduğunu söylemiş...

Güzel işmiş vallahi!

Bin kişiye satmış olsalar; 25 milyon lira!

On kişi paylaşsa, adam başına 2,5 milyon lira!

Vergisiz, harçsız, kaymak gibi para...

Sadece bu şerefsizliği yapanı paşalar gibi yaşatmakla kalmaz; torunlarını bile “şehzade” gibi dolaştırır!

Ne diyordu Başbakan, “Fakir fukaranın, garip gurebanın yanında olacağız!”

Canım bu adamlar da fakir fukara; iktidar işte bu yüzden gitmiyordur üzerlerine...

Bunda anlamayacak ne var?

*****


GÜNÜN SORUSU

Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun, Çamlıca‘ya “Her yerden görülecek cami” projesini değerlendirmiş ve günün değil, yılın sorusunu patlatmış:

“Büyük cami şart tabii... Yoksa nereye saklanacaksınız?”

*****


Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu, lisede seçmeli olarak okutulan Uluslararası İlişkiler Dersi Öğretim Programı’nda 2013-2014 Öğretim Yılı‘ndan itibaren uygulanacak şekilde değişikliğe gitmiş...

Değişiklikle 11 Eylül 2009 tarihli eski müfredatta “Türkiye’nin Dış Politikası” başlıklı 7. Ünite’nin açıklamalar kısmında yer alan, “İsmet İnönü’nün izlediği tarafsızlık politikasının Türk dış politikasına yansımaları vurgulanır” kısmı metinden çıkarılmış...

İnönü’nün torunu ve CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan da konuyu TBMM’ye taşımış...

Gülsün Hanım üzülmesin:

Atatürk‘ün katli için fetva veren mollaların adını devlet hastanesine koyan bir iktidar döneminde; İkinci Cumhurbaşkanımız’ın adını müfredattan çıkarmasalardı; hatırımız kalırdı!

İnönü ismini kitaplardan çıkarabilir, mahallelerden, sokaklardan, statlardan silebilirler...

Hatta Atatürk‘ün resmini, metal paralardan kaldırıp, yerine tarikat reklamı koyabilirler!

Ya gönüller?

Milyonlarca insanın kalbindeki sevgiyi ve saygıyı kazımak için de acaba “müfredat değişikliği” yapabilirler mi?

DİĞER YENİ YAZILAR