İdam tartışması

Pazar günkü yazımda "idamı kaldırmakla doğru mu yaptık?" diye sormuştum. Yüzlerce okurumuzdan mektup aldım. Bunlardan bazılarını, bu konuda toplumsal bir "sorgulama"nın başlangıcı olması dileğiyle yayınlamakta yarar görüyorum

Haberin Devamı

Pazar günkü yazımda "idamı kaldırmakla doğru mu yaptık?" diye sormuştum. Yüzlerce okurumuzdan mektup aldım. Bunlardan bazılarını, bu konuda toplumsal bir "sorgulama"nın başlangıcı olması dileğiyle yayınlamakta yarar görüyorum:

***

* Yalçın Altınada: "Bizde kanunlar suçluları koruyor. Onların "insan hakları" var, mağdurların ise yok. Biri bebek olmak üzere 7 kişiyi öldürenlerin; değil insan haklarından, hayvan haklarından bile yararlandırılmaması gerekir. Bunlara 70-80 yıl veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecek; hapis cezasının 36 yılla sınırlı olduğu bilindiğine göre, Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu'ndan da istifade ederek 12 yıl yatıp çıkacaklar. Bu ceza, milletle alay etmektir. Saldırganlar bir de mahkemelerde kravat takarlarsa, bu da "iyi hâl" indiriminden yararlanmalarını sağlayacak. Avrupa Birliği'nde böyle saçma sapan bir ceza indirimi var mı? Hakim ne kadar hapis cezası vermişse bu süre aynen uygulanmalıdır. Ayrıca hapishaneler bir istirahat yeri olmaktan çıkarılmalı, mahkûmlar çalıştırılmalıdır."

* Cengiz Okman: "İdam cezasının kaldırılması bizim için gerçekten çok erken olmuştur. Bu yüzden çok sayıda kurban vereceğiz gibi görünüyor."

* Oğuzhan Menemenci: "Artık içimi dökebilecek bir gazeteci bulduğum için mutluyum. Sizin de yazdığınız gibi şu sıralarda bütün katiller azdı. Artık yeter. İnsanları suçtan caydıracak bir hukuk sistemine ne yazık ki sahip değiliz. En azılı suçlular bile 5-6 yıl yatıp çıkıyor. Bu iblisleri, Arap ülkelerindeki gibi halkın önüne atsak, hepsi tövbe etmez mi? Bunu elbette savunmuyorum ama; kanunsuzluğun önüne de ancak böyle geçilebileceğini düşünüyorum."

* Hakan Sinan: "Maalesef basında çok az kişi yeni TCK'nın yetersizliğini dile getiriyor. Biz cezaların artırılmasını beklerken hükümetler daha da indiriyor. Her ülke kendi toplum yapısına göre yasalarını belirler. Biz ise belli bir medeniyete ulaşmış ülkelerin yasalarını olduğu gibi alıp kendimize uygulamaya çalışıyoruz. Silahlanmaya ben de karşıyım ama çoğu insan yazınızda bahsettiğiniz nedenlerden kendini koruma güdüsüyle silah sahibi olmak istiyor. Çevremdeki birçok kişi maalesef devlete güvenmiyor, suçluların daha çok korunduğunu düşünüyorlar. Lütfen bu konuda daha çok yazılar yazın. Yeni TCK'nın suçlular için daha da ağırlaştırılmasını sağlayın."

* Hasan Kocaman: "Mahkemelerden çıkan cezalar olduğu gibi uygulansa, bu bile yeter. Adalet sisteminin herkese eşit ve hızlı uygulanması gerekir. Uzun vadede ise bu konu, çağdaş eğitimle çözümlenebilir."

***

Bu tartışma, gerçekten önemli... "Çağdaş ve huzurlu bir Türkiye" için; bilim, siyaset ve bürokrat kademelerindeki yetkililerin de katılımıyla sürmesi gerekir.

İmam-cemaat!
Madem bugün okur mektuplarıyla başladık, devam edelim... Hüseyin Özkök adlı okurumuzun yolu SSK Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi'ne düşmüş... Bakın gördüklerini nasıl anlatıyor:

"Adı üzerinde bu hastane, göğüs hastalıklarıyla, yani akciğerlerle ilgili sorunlara yönelik bir tedavi uyguluyor. Ama orada inanılmaz bir olay var. Doktor, hemşire, hastabakıcılardan oluşan personelin neredeyse tamamına yakını odalar ve koridorlarda sigara içiyor. İnsanlar sigaradan dolayı tedaviye gelmişler ama leş gibi duman altı odalarda muayene oluyorlar. Böyle bir ortamda, hastalanmış insanlara sigarayı bırakmaları nasıl salık verilebilir?

Diğer devlet dairelerinde de sigara konusu çok vahim bir halde. Kadıköy Vergi Dairesi'ne yolum düştü; koca bir yazı asılı, Tütün mamullerinin kullanmanın cezası şu kadardır' diye. Ama bu; bankonun ön tarafında geçerli. Yani vatandaşlar için. Bankonun arka tarafındaki imtiyazlı devlet memurları için değil... Onlar hem de iş yaparken fosur fosur sigaralarını içebiliyorlar. Devlet artık bir genelge yayınlayıp tüm devlet dairelerinde personelin sigara içmesini istisnasız yasaklamalıdır."

***

Bu mektubu yayınlamadan önce; Hüseyin Özkök'ün SSK Süreyyapaşa Hastanesi ile ilgili yazdıklarınının doğruluk payını araştırdım...

Ve ne yazık ki bire bir doğru olduğunu gördüm.

DİĞER YENİ YAZILAR