Fellini filmi!

Haberin Devamı

Türkiye’de komutanların sürpriz bir kararla emeklilik dilekçelerini verdikleri gün, Yunan Ordusu alarma geçmiş...

Haberi de Atina’da yayımlanan Elefteros Tipos Gazetesi duyurmuş...

Gazete, bu alarmın gerekçesi olarak, Türkiye‘deki ülke içi krizin Ege‘ye sıçraması tehlikesinin yarattığı kaygıyı göstermiş...

Bir subay da, “Türklerin hiçbir zaman önceden tahmin edilemediklerini, bu yüzden alarma geçmelerinin normal olduğunu” söylemiş...

***


Yunan Ordusu alarma geçmiş ama; o gece bu ülkede yaşayan 70 milyondan fazla Türk vatandaşının birinin bile, böyle bir durumda Yunanistan’a saldırabileceğimizi düşündüğünü sanmıyorum!

Genelkurmay Başkanı emekliye ayrılmış...

Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanları görevi bırakmış...

Ne o? Yunanistan’a saldıracağız...

İyi de hangi güçle? Masa toplatmadaki başarısıyla gündeme oturan Beyoğlu Belediyesi Zabıta Ekipleri’yle mi?

***


Tamam Yunan ekonomisi krizde... Bu yüzden iktidardakilerin gündemi değiştirmek için başka “öcüler” yaratması normal...

... de!

Bu öcü, kesinlikle “Türkiye” değil...

O kadar değil ki; Yunanistan’la olası bir savaş, ne siyasetçilerin, ne Türk Ordusu’nun, ne de Türk halkının gündeminde var!

Eğer bu korku tersine olsaydı...

Yani, Türk Ordusu’nun komutanlarının emekliye ayrıldıkları gece, Yunan Ordusu’nun Türk hava ve deniz sahasını daraltmak için operasyon yapmayı planladığı yazılsaydı...

Çok daha inandırıcı olurdu!

Garipliğe bakın ki; ordusunun komutanları istifa etmiş bir halk olarak biz böyle bir korkuya kapılmayı aklımıza bile getirmezken, Yunan Ordusu paniğe kapılıp, alarma geçiyor!

***


Lütfen bir an için arkanıza yaslanıp yaşadıklarımızı düşünün:

Türk Ordusu’nun 250’ye komutanı, yapmadıkları, belki akıllarına bile getirmedikleri bir darbe yüzünden tutuklu...

Komuta kademesi, biri hariç toptan istifa etmiş...

Yüksek Askeri Şûra kararlarının açıklandığı gün, çok daha yaygın bir istifa dalgası bekleniyor...

Türk Hükümeti, “Ülkeyi böleceğiz, zaten vergi falan da vermeyeceğiz” diyen ayrılıkçı güçler karşısında, “kibar ev sahibi” rolü kesiyor...

Son 35 yıldır Türkiye’ye kan kusturan PKK’yla mücadele etmek, İran’a kalmış... İran Ordusu, Kandil’i sarıp, PKK‘nın elebaşılarına “Teslim olun” çağrısı yapıyor...

Şehit askerlerimizin cenazesine katılmayı aklına bile getirmeyen Türk Dışişleri Bakanı aynı saatlerde Norveç’te... Kalleş saldırıda öldürülen Türk kızının cenazesine katılıp, “Türk ve Norveç halklarının kardeşliği”nden dem vuruyor...

Ve Yunanistan, komutansız kalmış Türk Ordusu‘ndan korkup, alarma geçiyor...

***


Bir Fellini filmi midir bu yaşadıklarımız ya da yüksek ateşin etkisiyle gördüğümüz bir kâbus mu bilmiyorum...

Bildiğim tek şey...

Her şeyin... Ama her şeyin, en az bir Fellini filmi kadar saçma olduğu!

***


29’UNCU GÜN!

Ehliyetsiz ve çarşaflı sürücü Melek Doğan,

4 Temmuz’da Ümraniye’de Yazgülü Keleş‘e çarptı ve onu öldürdü.

Sonra da kocasıyla birlikte kaçtı.

Yazgülü’nün annesinin çığlığını haberleştirdi VATAN’daki muhabir arkadaşlar pazar günü:

“Katilin yakalandığı gün, kızımın gelinliğini alıp, mezarına gideceğim!”

Eminim senin de bilmediğimiz dramların vardır Melek Doğan...

Ama adaletten kaçamayacağını unutma...

Bu dünyada kaçsan bile; bunun öteki dünyası da var...

Sahi; orada ne diyeceksin?

***


GÜNÜN SORUSU

Ankara’da kriz üstüne kriz patlak verirken terör örgütü boş durmuyor ve kan dökmeyi sürdürüyor.

Dün de Van’ın Başkale ilçesinin kırsalında açılan ateş sonucu üç askerimiz daha şehit oldu... Sorum bizi yönetenlere:

Askerin üzerindeki gücünüzü fotoğraflamayı başardınız... Terör örgütüyle mücadele de hedefleriniz arasında var mı?

***


‘Ast’lar ne düşünüyor?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yaşanan büyük değişim, dünkü Yüksek Askeri Şûra’da gözle görülür hale geldi.

Bugüne kadar tüm YAŞ toplantılarında Başbakan’la birlikte masanın başında oturan Genelkurmay Başkanı, tarihte ilk kez masanın yanına geçti.

Bu fotoğrafı çektirmeyi kabul ederken elbette, bütün teamülleri yıktığının farkındaydı.

Yeni Genelkurmay Başkanı’nın dünya görüşü bu olabilir...

Siyasi iktidarın her dediğini sorgusuz sualsiz hayata geçirmenin, kendi görevi olduğunu düşünebilir...

İyi de; TSK’nın tamamı değişmediğine göre...

Ya bu yeni tavır, alt rütbelerde, TSK yönetimine karşı bir güvensizlik başlatırsa?

Ve bu güvensizlik, bugüne kadar “tek yumruk” görüntüsü veren ordumuzu parçalı bir yapıya dönüştürürse?

Ya istifalar, beklendiği gibi alt rütbedeki subaylara da sıçrarsa...

***


Size umutsuzluk aşılamak istemem ama...

Bizi ne yazık ki çok daha zor günler bekliyor!

DİĞER YENİ YAZILAR