Gaze-tetik-çilik!

Haberin Devamı

Tüm yandaş gazeteler önceki gün sözleşmişçesine aynı manşetle çıktılar. Bu haberlere göre Demokrasiye Müdahale Planı ve Balyoz davalarının tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek kendi isteğiyle savcıya gitmiş ve “Sıralı amirlerimin emirlerine uydum. Onlar da benim kadar sorumlu” demişti.

“Başbakan’ın manevi oğlu” olduğu söylenen bir genel yayın yönetmeninin gazetesi, bu haberi “Emirlere uydum, andıçladım” başlığıyla verdi.

İşte o gazetenin haberinden iki alıntı:

- Albay Dursun Çiçek, Andıç soruşturmasını da yürüten Ergenekon Savcısı Cihan Kansız’a kendi isteğiyle ifade verdi.

- İfadesinde “sıralı amirler benim kadar sorumludur” diyerek, Tümgeneral Mustafa Bakıcı’dan başlayarak emekli Orgeneral İlker Başbuğ’a kadar 15 ismi saydı.

***


Haberdeki her ifade, ne kadar kesin değil mi?

Böyle bir haber yalanlanabilir mi?

Evet... Yalanlandı!

Albay Dursun Çiçek’in avukatlığını yapan kızı İrem Çiçek, bu haberleri okur okumaz yazılı bir açıklama yaptı ve aynen şunları söyledi:

- Dursun Çiçek Beşiktaş Adliyesi’ne kendi isteğiyle ifade vermeye gitmemiştir. Savcı Cihan Kansız, müvekkilimin herhangi bir ifade talebi olmadan kendisini faks talimatıyla ifadeye çağırmıştır. Ek ifade, cezaevi savcısına verilmiştir!

- Müvekkilimin ifadesinde emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ dahil 12 kişinin ismini vererek üstlerini işaret ettiği iddiaları da basında yer almıştır. Müvekkilim 10 sayfalık ifadesinde İlker Başbuğ dahil hiçbir komutanın ismini zikretmemiştir. İlker Başbuğ’un soruşturma sırasında ismi hiç geçmemiştir.

- İrticayla Mücadele planı sahtedir, müvekkilim böyle bir çalışma yapmamış ve emir almamıştır.

***


Görülüyor ki; yandaş gazetelerin manşetini süsleyen o haber, baştan sona yalan...

Sadece Albay Dursun Çiçek, vermediği ifadelerle haksızlığa uğratılsa neyse...

Aynı zamanda Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız da, çok gizli bir soruşturmayı anında basına sızdırmış gibi bir duruma düşürülüyor ve yıpratılıyor...

Peki; bu yalan-yanlış bilgileri kim ya da kimler, aynı anda dört-beş gazeteye ve TRT‘ye iletip, onları kullanıyor?

Bence bu sorunun yanıtı, tüm bu darbe soruşturmalarının ardında yatan gerçeğin de ortaya çıkmasını sağlayacaktır...

Bu konuyu aydınlatmak, başta büyük haksızlığa uğrayan Cihan Kansız olmak üzere, tüm savcıların ve gerçek hukukçuların boyunlarının borcudur...

***


19’uNCU GÜN!

Ehliyetsiz sürücü Melek Doğan, 4 Temmuz’da Ümraniye‘de Yazgülü Keleş‘e çarparak ölümüne neden oldu ve sırra kadem bastı!

Günlerdir Melek Doğan‘ın neden yakalanamadığını, bunda çarşaflı olmasının bir payı olup olmadığını soruyorum.

Bazı okurlar kızmış, “Neden ısrarla çarşaflı olduğunu vurguluyorsun. Çarşafsız olsaydı, yazmayacak mıydın” diye soruyor.

Vurguluyorum; çünkü, inancı gereği samimi olarak örtünen bir insanın, bu kadar vicdansız olamayacağını, can çekişen kurbanını sokak ortasında bırakıp kaçamayacağını düşünüyorum.

Ve insan sevgisinden, kadın duyarlılığından uzak bu kadını, sırf “çarşaflı” olduğu için “inançlı sanıp” koruyanlar varsa, ne kadar hata yaptıklarını anlatmak istiyorum.

Sorum yine İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın‘a:

Melek Doğan kuş olup uçtu mu?

*****


Günün Sorusu

Türkiye’nin en güvenilir kurumu ÖSYM’yi, ülkenin en tartışılan kurumu haline getiren ÖSYM Başkanı Ali Demir, LYS’ye yönelik bazı sabotaj girişimlerini önlediklerini söylemiş... Sorum kendisine:

Yargılanmaktan YÖK sayesinde kurtuldunuz, şimdi de madalya mı istiyorsunuz?

*****


Aziz Nesin’in oranı!

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer başkanlığında gerçekleştirilen 2011 Türkiye Değerler Araştırması’nın sonuçları açıklanmış... Buna göre ülkemizde yaşayan her 100 kişiden 77’si kendisini mutlu hissediyormuş...

***


Bu ülkede kitaplar daha basılmadan toplatılıyor.

Telefonlar dinleniyor, insanlar konuşmaktan bile korkuyor.

Haklarını aramak için yürüyüş yapanlar polis dayağı yiyor.

Birileri kafalarına göre “demokratik özerklik” ilan ediyor.

Aynı gün 13 Mehmetçik şehit ediliyor.

Yoksulluk sınırının altında yaşayanların sayısı 20 milyonu buluyor.

İşsizlerin sayısı 10 milyon civarında.

Boşanma oranları 10 yıl öncesine göre ikiye katlandı, fuhuş ayağa düştü.

Ve bu ülkede yaşayan insanların yüzde 77’si mutlu!

***


Ey Aziz Nesin... İyi ki bugünleri görmemişsin!

DİĞER YENİ YAZILAR