30 milyar doları nereden buldun, kaç para vergi verdin?

Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan önceki gün bir açıklama yaptı ve ismini vermediği bir iş adamının “Çılgın Kanal’a 30 milyar dolar vermeye hazırım” dediğini söyledi...
Bu “çılgın iş adamı”nın kimliği dün belli oldu:
Bugüne kadar 5 bin konut üreten ve son olarak Halkalı‘daki Disneyland projesinin müteahhitliğini üstlenen İnanlar İnşaat‘ın Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan...
Dünkü gazetelerden birine demeç vermiş ve “Öneriyi ben yaptım. 30 milyar dolar benden. Çünkü bu proje 10 milyar dolarlık bir maliyete sahipse en az 300 milyar dolarlık getirisi olur” demiş...
H H H
Tamam; İnanlar İnşaat 45 yıllık deneyime sahip bir firma...
2010 yılında yedi ayrı inşaat projesine imza atmış ve bunlardan toplam 100 milyon lira ciro elde etmiş...
Bu cironun yüzde 20’si kâr olsa 20 milyon lira eder...
Evet; çok tatlı bir kazanç da...
Bu şirketin; “Çılgın Kanal”a 30 milyar doları ödeyebilmesi için tam 2 bin 250 yıl boyunca yılda 20 milyon dolar kâr etmesi ve bu parayı başka hiçbir yerde harcamaması gerekiyor!
H H H
Demem o ki; Serdar Bey‘in amacı reklam yapmak ya da “projeye övgü düzerek AKP’nin gözüne girmek” değilse, bu maliyeti karşılamak onun boyunu fersah fersah aşar!
Yok, “Ben bu parayı öderim” arkadaş diyorsa, lütfen aşağıdaki soruları yanıtlasın:
n Vermeye hazır olduğunuz 30 milyar doları (aşağı yukarı 45 milyar lira) nereden buldunuz?
n Bu parayı kazanırken, bugüne kadar kaç lira vergi ödediniz?
n Genelev patroniçelerinin ya da emlak zenginlerinin bile vergi rekortmeni olduğu bu ülkede; şahsınızın ya da şirketinizin adını neden bir kez olsun “vergi rekortmenleri” listesinde göremedik?
H H H
Kısacası; Serdar Bey‘e “Hodri meydan” diyorum:
Madem “hemen çıkarıp verebileceği” 30 milyar dolarlık bir serveti var; o zaman yukarıdaki sorularımı yanıtlamakta zorlanmayacaktır!

*****

ARINÇ!

Hükümetin “özgürlükçü sesi” rolünü pek seven Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sözü tutuklu gazetecilere getirmiş ve sormuş:

“Nedim nereye kaçacak?”

Bülent Bey, çoğu zaman Başbakan Yardımcısı olduğunu unutuyor ve muhalefet partisinin vekili gibi dert yanıyor!
Oysa, iktidar koltuklarında oturanların görevi dert yanmak değil, varsa haksız uygulamaları ortadan kaldırmaktır.
Evet; içerideki meslektaşlarımız hakkında tutuklama kararını hükümet değil, yargı organları verdi ama...
Yargının uymak zorunda olduğu o yasaları da yasama ve yürütme organları çıkardı!

Eğer bir ülkede bazı yasalar; uygulamada haksızlıklara neden oluyorsa... Ve Başbakan Yardımcısı sadece sizin benim gibi yakınmayı tercih ediyorsa, bu bile o ülkede birçok şeyin çığırından çıktığının kanıtıdır!

*****

GÜNÜN SORUSU

Ankara tıpkı referandum öncesinde olduğu gibi, üzerinde Gülben Ergen, Sibel Can, Leman Sam, Kenan Doğulu, Tarkan, Serdar Ortaç, Sezen Aksu, Seda Sayan, Hülya Avşar ve Ajda Pekkan gibi isimlerin yer aldığı “1 oyumuz var. O da R. Tayyip Erdoğan’a” billboard’larıyla kaplanmış... İşin ilginci billboard’lardan bu “sanatçı”ların yine haberi bile olmamış! Sorum onlara:

İsminizi kullanan ben olsam, yine böyle tepkisiz kalır mıydınız?

*****

ÖSYM Başkanı’nın ayrıcalığı ne?

Yükseköğretime Geçiş Sınavı‘nda (YGS) önce şifreli sorularla kopya iddialarına yol açan, sonra da binlerce öğrencinin sınav sonucunu yanlış hesaplayan ÖSYM‘nin bir başka skandalı da dün ortaya çıktı:

ÖSYM, tarihinde ilk kez bazı adayların sınav sonucunu ve başarı sıralamasını “aynı” hesapladı. Denizli’de sınava giren iki öğrencinin ikisi birden YGS-5 puanlarına göre Türkiye 48 bin 656‘ncısı ilan edildi.

***

Evet; ÖSYM geçmişte de bir çok hata yaptı.
Ama hata yapanlar, suçlarını kabul ederek kenara çekilmesini bildi.

Şimdiki ÖSYM Başkanı ise; ortaya çıkan her skandaldan sonra başını kuma gömmeyi tercih ediyor ve istifayı aklına bile getirmiyor!

İşin ilginci; onu o göreve atayanlar da tüm olup bitenleri çaresizlikle seyrediyor...

Sorum Sayın Cumhurbaşkanı‘na ve Sayın Başbakan‘a:

ÖSYM Başkanı‘nın ayrıcalığı nedir ki; bunca skandala karşın hâlâ koltuğunda oturmasına seyirci kalıyorsunuz?

DİĞER YENİ YAZILAR