Kayseri iddiaları ve Başbakan’ın tavrı!

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütçe görüşmelerinin ilk gününde uzun zamandır incelediği bir dosyayı açıkladı:
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin de adının geçtiği 17 kişilik rüşvet çetesiyle ilgili dosyanın neden kapatıldığını sordu.
Başbakan Erdoğan’ı suçlamadı; tam tersine, bu olayın aydınlatılması için ondan yardım istedi.
“Bütün bu belge bilgiler ışığında diyorum ki inkârdan medet umma, dosya kapattırma, yolsuzluğun üstünü örtme, üzerine git. Gitmezsen bu yolsuzluğun da parçası olursun” diyerek onu uyardı!

Başbakan ise iddiayı incelemeye bile gerek duymadan hemen yanıt verdi:

17 kişilik rüşvetçi çeteden biri olan ve hem rüşveti hem de çeteyi ihbar eden, ortaya çıkaran Hacı Ali Hamurcu’yu, Belediye Başkanı’nın anında şikâyet ettiğini ve Hamurcu’nun mahkûm olduğunu söyleyerek konuyu kapattı...
Sonra da “Yine çaktın” diyerek Kılıçdaroğlu’yla dalga geçmeye çalıştı!

***

Peki, konu kapandı mı?
Kapanmadı!

Rüşvet çetesinin üyesi olduğu öne sürülen diğer 16 kişi hakkındaki iddialar ortadan kalktı mı?
Kalkmadı!

Zaten Kılıçdaroğlu da, suçlu bulunan ve mahkûm edilen o bir kişiyi değil, diğer 16 kişiyi sormuştu Başbakan’a...
Onlar hakkındaki dosyasının neden kapattırıldığının araştırılmasını istemişti...

***

Kılıçdaroğlu sadece soru sormuyor, belgeleri de ortaya koyuyor...

AKP’li bir belediye başkanının da adının geçtiği rüşvet ve yolsuzluk çetesinin neden korunduğunu, ipin ucunun nereye kadar gittiğini öğrenmek istediklerini haykırıyor!
Çeteyle ilgili 26 sayfalık itirafın, neden ve hangi gerekçeyle 16 sayfaya indirildiğinin araştırılmasını talep ediyor!

Kayseri Vali Vekili İbrahim Yurdakul tarafından Adalet Bakanlığı’na gönderilen ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ile diğer belediye görevlilerini rüşvet çetesi kurmakla suçlayan raporun, neden dikkate bile alınmadığını sorguluyor!

***

Böyle bir durumda Başbakan’a düşen görev, iddiayı hemen inceleteceğini ve varsa sorumlulardan parti ayırımı yapılmaksızın hesap sorulacağını söylemekti...
Ama...

“Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmeyiz” diyerek iktidar olan Başbakan bunu yapmadı...

Sırf iddia sahibi Kılıçdaroğlu olduğu için, suçlananları korudu...

Yani, Baykal’a, “Silivri’dekilerin avukatlığını yapma” diyen kişi olarak, rüşvet çetesi kurmakla suçlananların avukatlığını üstlendi!

***

Başbakan umarım yanlıştan döner ve bürokratların dokunulmazlıklarıyla ilgili engelleri kaldırarak, bu konudaki yargılamanın adil bir şekilde yapılmasını sağlar...
Sağlamazsa ne mi olur?

Merak etmeyin hiçbir şey olmaz!
Çünkü bu ülkedeki 48 milyon seçmenin 30 milyondan fazlası gazete okumuyor, haber bültenlerini ya da haber programlarını izlemiyor...

Okuyanların, izleyenlerin yarısından fazlası da yandaş medyayı takip ediyor...

***

Demem o ki; Başbakan boşuna efelenmiyor!

*****

TRT, AKP yöneticisi Ayşe Hanım’ı nasıl zengin etti?

TRT vefada sınır tanımıyor... Kamuoyunda oluşan büyük tepkiye karşın, AKP’lilere ve iktidar yandaşlarına yaptırdığı ve izlenme oranında bir kez bile “en çok seyredilen 100 program”a girmeyi başaramayan programlara oluk oluk para akıtmaya devam ediyor...

***

AKP kurucularından ve MYK üyesi Ayşe Böhürler, TRT için yaptığı dört programla deyim yerindeyse bir servet kazanmış...

Böhürler, sadece TRT-Arap’ta yayınlanan “İktisadiyat” isimli program için bölüm başına 8 bin 500 lira alıyormuş... Bu yılın nisan ayından bu yana haftada 5 gün yayınlanan programdan tam 1 milyon 530 bin lira kazanmış...
Ayrıca TRT-Türk için yaptığı 17 bölümlük “Güneş Şehirleri” için de 64 bin lira almış...
Durun bitmedi:

Böhürler, TRT’nin diğer kanalları için iki ayrı program daha yapıyormuş ama bunlar için aldığı ücret açıklanmamış...

***

İşte bu kadar basit:
Tak türbanı, iktidar partisinin bir yerine kapağı at ve Merkez Bankası gibi para bas...
Biz de elektrik faturalarımızdan kesilen paralarla her ay TRT’yi beslemeye devam edelim!

***

Bu “Lale Devri”nin hesabı bugün olmazsa elbette bir gün sorulacak...

Din üzerinden yapılan siyaset ve ticaret; elbette cezasını bulacak...

Ama çok merak ediyorum, ne zaman?




*****

CEHALET!

Radyo Televizyon Üst Kurulu, gurme Vedat Milor’un NTV’de yayınlanan yemek programına ceza vermiş...
Neden mi?

Çünkü Vedat Bey’in programına katılan bir konuk, “Nebbion ağırlıklı üzümlerden yapılan şarapları kaliteli buluyorum” demiş...

Bizim RTÜK’ün her konuda bilgi sahibi uzman ve yöneticileri de “Nebbion”u bir “şarap markası” sanarak, reklam yapıldığını düşünmüş...

Oysa Nebbion, Torino yakınlarında bir bölgenin adıymış ve burada yetişen üzümler de bu isimle anılıyormuş...

***

Rahmetli Aziz Nesin bugünleri görseydi, acaba verdiği o meşhur oranı gözden geçirir miydi?

*****

GÜNÜN SORUSU

Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis Kürsü’sünde bağırıp çağıran Başbakan’a, “Sesin çok yüksek çıkıyor. Bu suçluluk psikolojisi... Siz bağırmayı iyi bilirsiniz” deseydi...
Acaba aynı sözleri Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e söyleyen Başbakan’ın tavrı ne olurdu?

DİĞER YENİ YAZILAR