Huzurevi ücretine yapılan % 35 zam ve bir emeklinin Başbakan’a iyi dilekleri!

Haberin Devamı

Dün yaşları 70’i geçmiş konuklarım vardı... Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlı Etiler Dinlenme ve Bakımevi’nde yaşıyorlardı. Hepsi önemli kurumlarda, önemli görevlerde bulunmuştu. Aralarında emekli hâkim de vardı, doktor da... Önce, “Dünya Emekliler Haftası” nedeniyle geldiklerini düşündüm...

Ama yanılmışım!

Dertleri dünyadan büyüktü...

Ne gerilimli Milli Güvenlik Kurulu toplantısı umurlarındaydı ne de haftalardır çözemediğimiz esrarengiz darbe belgesi!

İçlerinden biri kibar ama dertli bir sesle tek tek anlattı başlarına gelenleri...

“Başbakan’ın her fırsatta biz emeklilerin köşemize çekilip oturmamızı istediğini, memleket meselelerine kafa yormamızdan rahatsız olduğunu bililiyorduk da; emekli düşmanı olacağı aklımıza bile gelmezdi” diye başladı söze; ak saçlı, buruşuk elli adam... Sonra devam etti:

“Hükümet, memur ve memur emeklilerinin maaşlarına yüzde 4,5 zam yaptı! Tam bozdurup bozdurup harcarız diye işi şakaya vuruyorduk ki inanılmaz bir haber aldık... Huzurevi ücretleri yüzde 35 artırıldı! Düne kadar ayda 632 liraya kaldığımız tek kişilik odaların fiyatları, bugünden itibaren 859 liraya çıktı. Üstelik bu fiyata, revir ücretleri de dahil değil. Çoğumuzun maaşı ayda 800-1.000 lira arasında değişiyor. Maaşımıza yaptıkları zam ortada. Enflasyon da... İyi de bu yüzde 35 zammın sebebi ne peki? Fakir-fukara, garip-gureba edebiyatı yapan bir Başbakan’a, huzurevinde kalan yaşlı insanlara eziyet etmek yakışıyor mu? Bu zamdan sonra birçoğumuz sokaklara düşeceğiz. Bunun için mi yıllarca çalışıp, didindik?”

***


Konuşmasını zor tamamlayabildi yaşlı adam... Ve o anda gözünden ip gibi yaşlar akmaya başladı...

Buz gibi bir hava esti odamda... Ne diyeceğimi şaşırdım; sonra da o delici bakışlardan kurtulmayı umarak, televizyonun sesini açtım...

Başbakan Erdoğan’ın, Emekliler Haftası nedeniyle yayınladığı mesajı okuyordu spiker:

“Emeklilerimize en iyi hayat şartlarını sağlamak sosyal devlet anlayışının bir gereğidir. Hayatlarının en verimli ve dinamik çağlarını, devletine, milletine hizmet ederek geçiren emeklilerin, müreffeh bir hayat sürmeleri en büyük isteğimizdir.”

***


Mesaj henüz bitmemişti ki büyük bir gürültü koptu, küçücük odada!

O kederli insanlar gitmiş; yerlerine yirmili yaşlarda neşeli bir topluluk gelmişti sanki...

Kahkaha atıyorlar, dalga geçiyorlar, espri yapıyorlardı!

İçlerinden biri, “Bakın; müreffeh bir hayat sürmemizi istiyormuş Başbakan... Allah razı olsun. Onun bize verdiklerinin aynısını Allah da ona versin” dedi ve kalkıp gittiler.

Odamda onlardan geriye kalan tek şey ise İstanbul Dinlenme ve Bakımevi’nin yüzde 35 zamlı fiyat tarifesiydi!

*****


KUTLAMA!

Başbakan’ın, “Bize teğet geçecek” dediği krizin faturası belli olmaya başladı. Türkiye ekonomisi, tarihi bir rekor kırarak, bu yılın ilk üç ayında yüzde 13,8 küçüldü.

Küresel krizin patlak verdiği ve dev şirketlerin battığı ABD’de bile küçülme; aynı dönemde sadece yüzde 2,5’ta kaldı.

Komşumuz Yunanistan ise aldığı önlemlerle binde 3 de olsa; büyümeyi başardı...

Başbakan Erdoğan’ı son derece isabetli bu tahmini için yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum!

*****


GÜNÜN SORUSU

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında, “yargı kararına uymayarak, görevini kötüye kullandığı” iddiasıyla 3 yıl hapis istemiyle dava açmış...

Ne dersiniz; Melih Gökçek’i kurtarmak için de bir gece yarısı yasası çıkarılır mı?

*****


BÜYÜKANIT ARTIK KONUŞMALI (15)

Devleti yönetenler elbette gizli görüşmeler yaparlar ama; konuşulanlar mutlaka tutanakla tespit edilir. Eski Genelkurmay Başkanı’nın Başbakan’la yaptığı görüşme ise, “Asker-sivil ilişkilerinde bir dönüm noktası” olarak gösterildiği halde; hiçbir tutanak tutulmamış...

Neden?


DİĞER YENİ YAZILAR