Gelecek yılın sloganı belli: ‘Buyurun gelin!’

Haberin Devamı

Geçen yılki 1 Mayıs’a damgasını vuran söz, İstanbul Valisi Muammer Güler’den gelmişti:

“Taksim’e çıkmak isteyenlere orantılı güç kullanacağız...”

Ama görmüştük ki; polis, göstericilere karşı orantılı olmayı bırakın, “abartılı” güç kullanmıştı.

Bu yılın sloganını yine Vali Muammer Güler üretti:

“Makûl sayıda gösterici meydana alınacak!”

Bu söz, Taksim’in uzun yıllardan sonra ilk kez, sınırlı sayıda da olsa işçilere ve sendikacılara açıldığı anlamına geliyordu.

İki yılda gelinen bu noktadan sonra Vali Muammer Güler’in gelecek yılki sloganı bugünden belli:

“Buyurun gelin, ama taşkınlık yapmayın!”

***

Dün gördük ki devlet yıllardır boşuna kâbus görüyormuş...

İşçi bayramının kutlanmasına izin verilen 50 ilde kimsenin burnu bile kanamadı...

“Mâkul sayıda” da olsa işçilerin girmeyi başardığı Taksim Meydanı’nda savaş çıkmadı...

Peki; kıyamet nerede koptu?

Taksim’e gitmek isteyen “makûl olmayan sayıdaki” göstericileri, polisin engellediği yerlerde!

Yani ara sokaklarda...

Oysa kimse engellenmeseydi; “Gel kardeşim... Ama dikkat et, gözüm üzerinizde” denilseydi...

Onlar da meydana alınan “ayrıcalıklı” göstericiler gibi şarkılar söyleyip, halay çekip, birkaç da slogan atıp dağılacaktı...

Ne vitrinler kırılacak, ne o talihsiz iş yeri yakılacak, ne de bankamatikler parçalanacaktı!

Ama “makûl sayı”yı nasıl belirledikleri belli olmayan emniyet görevlileri; adeta, “Yok, 1 Mayıs dediğin olaysız olmaz” diyerek, göstericilerin üzerine çok sayıda göz yaşartıcı bomba attı!

***

Her sene 2 Mayıs günü aynı şeyi söylüyoruz:

Taksim’i “tabu” olmaktan çıkarmak iktidarın en önemli görevlerinden biridir.

Eğer Kadıköy Meydanı gibi, her gün milyonlarca kişinin geçtiği bir meydanda gösteri yapılmasına izin veriliyorsa; Taksim’de yasak kararını sürdürmenin anlamı kalmamıştır!

***

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan...

1977’de 34 kişinin hayatını kaybettiği olayları göstericiler çıkarmadı.

Gücünüz yetiyorsa 32 yıl önceki o olayların faillerini bulup adalete teslim edin!

Yok; bunu yapamıyorsanız, faturayı işçilere çıkarmaktan vazgeçin ve yarından tezi yok bir karar alarak Taksim Meydanı’nı bütün bayram etkinlikleri için açın!

Devletin polisini de; Taksim’e çıkmak isteyenleri dövmekle, gözaltına aldırmakla görevlendireceğinize, geniş çaplı bir güvenlik önlemi almakla görevlendirin!

Her yıl aynı nedenle dünyaya rezil olmamızı engelleyin!

*****

BAŞKOMUTAN

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dün işi gücü bıraktı ve Taksim’deki Polis Ordusu’nun Başkomutanlığı’na soyundu.

Soyundu da ne yaptı:

Eline bir telsiz alıp, meydanda şöyle bir dolaştı... Kameralara poz verdi. “Bakın, ne kadar çalışıyorum”u oynadı!

Sonra MOBESE kameralarının izlendiği bir karavana bindi.

NTV’yi açıp televizyon seyretti!

Kendisine ait canlı görüntüleri televizyondan izlerken, elindeki telsizi ağzına götürerek, talimat yağdırıyormuş gibi yaptı!

İyi de; televizyon seyretmek için Taksim’e gitmesine ne gerek vardı; onu anlayamadım! Yoksa makam odasında televizyon mu yok?

Ya da...

Acaba onu oraya birileri zorla mı gönderdi?

*****

GÜNÜN SORUSU

Demokrasi ve özgürlük kahramanı takkeli liboşlar...

Her 1 Mayıs’ta tekrarlanan “yasak meydan” ayıbını dün bilmem kaçıncı kez izlerken ne hissettiniz?

*****

O pankartı kesen polise kahramanlık madalyası verin!

1977’deki Taksim olayları sırasında işçilerin üzerine ateş edilen yerlerden biri de, bugünkü The Marmara Oteli’ydi.

Genç Siviller adlı bir grup, dün bu otelin üst katlarından “1 Mayıs 1977’de buradan ateş edenler bulunsun” yazılı bir pankart sallandırdı.

Pankartta sözü edilen o katilleri 32 yıldır bulamayan (!) kahraman polisimiz de hemen duruma müdahale etti ve bir alt kata girerek, bu pankartı budadı!

Sayın İçişleri Bakanı:

Bu kahraman (!) polise madalya ve ikramiye vermeyi düşünmez misiniz?

***

“Bu 1 Mayıs’ın dünyadaki en ayıp olayı nedir” diye sorarsanız...

İşte, budur!

DİĞER YENİ YAZILAR