Haberin Devamı
Ah be Hâkim Bey ben sana ne diyeyim? Ne kadar umutlanmıştık şu Ergenekon Davası’nın başlamasıyla...
Türkiye’nin yakın tarihindeki bütün büyük suçları işlediği söylenen “derin devlet” i, yani “Ergenekon” u yargılıyordun sen...
Bütün faili meçhul cinayetleri onlar işlemişti.
Bütün suikastları onlar düzenlemişti.
Bütün bombaları onlar koymuştu.
Bütün hükümetleri onlar devirmek istemişti.
Bunun için de bütün telefon dinlemelerini, e-posta izlemelerini onlar yapmıştı.
Ama sen dün, “Telefonlarımız dinleniyor, e-postalarımız izleniyor” diyen bir avukatın tuzağına düştün ve “Hâkimlerin dinlenmediğini kim iddia edebilir” dedin!
Ah be Hâkim Bey ben sana ne diyeyim?
İnsan o sivri dilli avukatı fırçalayıp, kapatmaz mı bu konuyu?
Suçu salonda bulunan ya da bulunmayan Ergenekoncular’a atmaz mı?
Ama sen bu sözlerle, şu anda yargıladığın Ergenekon’dan daha büyük bir “derin devlet” olduğunu kabul ettin!
Öyle bir derin devlet ki bu hâkim-makim umursamıyor, önüne geleni dinliyor!
Ah be Hâkim Bey ben sana ne diyeyim?
Şimdi bu sözlerden sonra, bu “yandaş medya” ağzıyla kuş tutsa ne fayda!
Herkes, “Hâkimlerin bile telefonlarını dinleyebilecek, e-postalarını izleyebilecek kadar güçlü” başka bir “derin devlet”i aramaya başlayacak...
Öyle bir derin devlet dururken, faili meçhul cinayetleri şu pısırık görünümlü Ergenekon sanıklarının işlediğine kimse inanmayacak...
Eğer bu ülkede darbe planları yapıldıysa bunu, “hâkimleri bile dinleyen, üzerlerinde baskı kuran” gerçek derin devlete mal edecek...
Ve yine herkes o gerçek derin devletin kimlerden oluştuğunu...
Kimler tarafından yönetildiğini...
Hangi herzeleri yemeye kalkıştığını...
Gücünü nereden aldığını...
Ve en önemlisi neden bir türlü yakalanıp, senin karşına çıkarılmadığını sorgulayacak!
Ah be Hâkim Bey ben sana ne diyeyim?
Senin yargıladığın derin devletin “çakma” olmadığına kim inanacak artık?
Onlara vereceğin cezalarla, derin devletin biteceğine kim kanacak?
Sağ tarafında oturan savcıların neden gerçek derin devleti bulup karşına getirmediklerini...
Neden senin telefonunun bile dinlenmesine engel olmadıklarını...
Seni neden çakma derin devletle uğraştırdıklarını sorgulamayacak mı bu millet?
Ah be Hâkim Bey ben sana ne diyeyim?
Söyleyecek söz bulamadığımdan değil, durumu daha ustaca anlattığından sözü Abdürrahim Karakoç’a devredeyim:
“Mülkün temeliydi adalet hani
Bizim hak temelde saklı mı yani
Çıkartıp da versen kim olur mani
Yoksa hırsızlar mı çaldı Hâkim Bey?”
Seni bile dinleyenler, yoksa o “hırsızlar” mı Hâkim Bey?
GÜNÜN SORUSU
Fox TV, yıllarca din üzerinden siyaset yapan, son olarak adı küçük bir kıza taciz suçlamasıyla gündeme gelen Vakit yazarı Hüseyin Üzmez’e ait ilginç bir kasedi gün ışığına çıkardı. Üzmez bu kasette namaza hakaret ediyor ve “Yat kalk, yat kalk Allahü Ekber, yat da geber. İçinde aşk yok, meşk yok, amma da zor ha” diyor! Şaşırdınız mı?
Hamdolsun dolar 1.700 YTL!
Başbakan her fırsatta küresel mali krizin Türkiye’ye yansımadığını savunuyor ve “Hamdolsun, ekonomimiz geçmişte kararlılıkla uyguladığımız önlemler sayesinde bugün çok güçlü. İnşallah kriz bize uğramayacak” diyor...
Kriz bize uğramadıysa...
O zaman neden çok değil daha bir ay önce 1.230 YTL olan ABD doları bugün 1.750’ye...
1.812 YTL olan Euro, 2 bin 200’e merdiven dayadı?
Yani kriz bize uğramadıysa doların paramız karşısındaki değeri neden bir ayda yüzde 75’ten fazla değer kaybetti?
Kurdaki bu artış hükümetin çok böbürlendiği enflasyonu tetiklemeyecek mi, işsizliği artırmayacak mı, ekonomiyi küçültmeyecek mi?
Hükümetin tüm bunlara karşı önlemi “nazar boncuğu takıp, kurşun döktürmek” mi olacak?
Ekonomimiz çok iyi hamdolsun!
Ama keşke Hazine’nin siyasi partilere verdiği yardım da dolar cinsinden olsaydı ne iyi olurdu değil mi Sayın Başbakan?
