Kılıçdaroğlu tek başına AKP’nin kâbusu oldu!

Haberin Devamı

AKP’yi eleştirenler yıllardır “Ama” diye başlıyorlardı sözlerine ve “Başka parti mi var? Ana muhalefet partisi CHP’nin hali ortada... Şimdiye kadar etkili muhalefet adına ne yaptı ki gidip ona oy verelim?” diyorlardı.
Yaklaşık iki ay kadar önce Kemal Kılıçdaroğlu diye bir adam çıktı...
Aslında hep vardı ama o da CHP’nin genel tavrına uyum sağlamıştı...
Halim selim, yüksek sesle bile konuşamayan, siyasetçiden çok yıllarca yaptığı bürokratlığa yakışan biriydi Kemal Bey...
Ara sıra basın toplantıları düzenleyip gündemdeki olaylar hakkında “sessiz muhalefet” yapardı, o kadar...
İki ay önce sihirli değnek değmişçesine farklı bir görünümle çıktı kamuoyunun karşısına:
İktidar partisinin Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’yi “görevini kötüye kullanmak ve menfaat karşılığı iş takipçiliği yapmak”la suçluyordu!
Üstelik de sağlam belgeler vardı elinde...
Bu siyasetçinin “gerçek muhalif” tavrı, VATAN gibi “gerçek gazeteler”in “gerçek gazetecilik refleksi”yle birleşince, olay bir anda büyüdü.
Başlangıçta, “O iddia da neymiş, haberim yok böyle bir olaydan. Biraz araştırayım” falan diyerek topu taca atmaya çalışan Şaban Dişli, partideki görevini bırakmak zorunda kaldı...
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun belgeleri o kadar sağlamdı ki, büyük bir ihtimalle AKP yönetiminin bu işi “yıkayıp aklamak için oluşturduğu” komisyon bile Dişli’nin yanlış işler yaptığına karar vermişti!

***********


Daha Dişli olayının yankıları sürüyordu ki Almanya’daki Deniz Feneri e. V. olayı patlak verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu işini gücünü bırakarak Almanya’ya gitti, duruşmaları izledi. Savcılık iddianamesini ve duruşma tutanaklarını satır satır inceledi.
Yaptığı açıklamalarla ve sorduğu sorularla Deniz Feneri yolsuzluğunun Türk halkı tarafından anlaşılmasına yardımcı oldu...

**********


AKP’nin kâbusu ve bir numaralı hedefi haline gelen Kılıçdaroğlu, şimdi daha vahim bir iddiayla karşımızda:
Hedefi bu kez AKP’nin bir başka güçlü ismi Dengir Mir Mehmet Fırat...
Elinde yine belge olduğunu söylüyor Kılıçdaroğlu...
Ama bu belgeler, Dengir Mir Mehmet Fırat’ın dün akşam bir televizyon kanalında sözünü ettiği belgelerse görünen o ki bu kez fena halde duvara tosladı!
Yok o belgeler Dengir Mir Mehmet Fırat’ın sözünü ettiği ve çürüttüğü belgelerden farklıysa...
O zaman da Dengir Bey bitti!

**********


Bu yazının yazıldığı saate kadar Kemal Kılıçdaroğlu, Fırat’a yanıt vermemişti...
Büyük bir olasılıkla bu bilmece bugün çözülecek ve kimin haklı, kimin haksız olduğu ortaya çıkacak...
Sonuç ne olursa olsun umarım bu kavganın sonunda haksızlığı kanıtlanan taraf çıkar, halkın önünde açık açık özür diler...
Çünkü siyasette kaliteyi artırmanın yolu, “şeref, haysiyet” nutuklarıyla kavga etmekten değil, özür dilemekten geçer!


Ak Partililer ölmez, bitmez!


Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, partisinin Turgutlu İlçe Kongresi’nde “Öldük bittik, sizden çare bekliyoruz” diyen AKP’li bir çiftçiyi azarlamış:
“Yalan söylüyorsunuz. Bu kadar utanmazlık olur mu? Bu nasıl saçma bir şey? Ne demek öldük bittik?”
Çiftçi, “Ben de Ak Partiliyim” diyecek olmuş ama Arınç’tan bir kez daha ağzının payını almış:
“Ak Partili gibi konuş o zaman!”
Demek ki neymiş?
Kendisine “AK Partiliyim” diyen hiç kimse “öldük, bittik” diye sızlanamazmış...
Görünen o ki iktidar partisi, üyelerinin ya da sempatizanlarının ölmelerine bile karışıyor...
Madem Ak Partilisin, o zaman ölemezsin, bitemezsin...
Hele hele “Öldüm, bittim” diye yakınamazsın!
İşini bilirsen derdinin parti içinde çözümlenmesini sağlarsın.


GÜNÜN SORUSU

Dün bir televizyon kanalına çıkarak hakkındaki suçlamalara yanıt veren AKP’li Dengir Mir Mehmet Fırat, Kemal Kılıçdaroğlu’nu karşısına çıkamamakla ve kaçmakla suçladı...
Kılıçdaroğlu kaçtı mı yoksa Fırat’ın eteğindeki taşları dökmesini mi bekledi?

DİĞER YENİ YAZILAR