Geri adımı, ileri giden atar!

Haberin Devamı

Odalar Birliği öncülüğündeki yedi sivil toplum örgütü hafta içinde bir bildiri yayınladı ve “toplumdaki gerilimi azaltmak için, sorumluluğu bulunan herkesi geri adım atmaya” davet etti...

Bu konuda tek satır bile yazmadım; çünkü ciddiye almadım!

Samimiyetsiz buldum!

Eşitlikçi görmedim!

Hatta biraz fazla “iktidar yanlısı” olarak değerlendirdim!

Bu yüzden umursamayıp, geçtim...

Ama tam bu sırada Başbakan, “Neden, niçin, nasıl geri adım atacağım” demesin mi; bu meseleyi kurcalamak farz oldu!

***


Herhangi bir sorunda tarafların hepsinin birden geri adım atması için, yine hepsinin birden “ileriye gitmiş” olması gerekir...

Peki; bu durum, günümüzde “gerilim”e dönüşen sorunlar için geçerli mi?

22 Temmuz seçimlerinden bu yana iktidarın ve yandaşlarının attıkları “ileri” adımları sıralayalım önce:

1) Seçimlerin hemen ardından, Cumhurbaşkanlığı için hiçbir uzlaşı formülüne yanaşmadılar. İleri gittiler!

2) Ne olduğu bile belli olmayan bir “Anayasa Taslağı” hazırlattılar. Bu taslakla cumhuriyetin temel niteliklerine yönelik hamlelerde bulunarak, gerilimi tırmandırdılar. İleri gittiler!

3) Bu taslağı Türkiye’deki partilerle ve sivil toplum örgütleriyle tartışmadan, ABD’lilere anlattılar, onların görüşlerini aldılar. İleri gittiler!

4) Irak’a sınır ötesi operasyon konusunda, Meclis çatısındaki partilerden daha çok ABD’yle kafa kafaya verdiler... Operasyonun başlama tarihini de, bitiş tarihini de ABD’yle birlikte belirlediler. İleri gittiler!

5) Kendi tabanlarına şirin görünmek için, türbanlıların üniversiteye girmelerinin önünü açtılar. Toplumun önemli bir kesiminin şiddetle karşı çıkmasına rağmen, bu yüzden Anayasa’yı bile değiştirdiler. İleri gittiler!

6) Hakim ve savcı sınavlarında, yüksek yargı organlarının temsilcilerini “Mülakat Komisyonu”nun dışında bıraktılar, onların yerine Adalet Bakanlığı’nın memurlarını koydular. İleri gittiler!

7) Yargıtay Başsavcısı partileri hakkında kapatma davası açtı... Bu “yüksek yargı kurumu”na adeta savaş ilan ettiler, kapatma davasını “darbecilerin işi, hukuk darbesi” olarak topluma sundular. İleri gittiler!

8) Haklarındaki davadan kurtulmak için Anayasa değiştirmeye soyundular. İleri gittiler!

9) Karanlıktaki Ergenekon Çetesi’yle ilgili soruşturmayı, AKP’nin kapatılması davasıyla ilişkilendirdiler. İleri gittiler!

10) Bu süreçte bir yandan da daha önce Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği yasaları aynen kabul etmeye devam ettiler. İleri gittiler!

***


Bir de bugün yedi sivil toplum örgütünün “geri adım atmaya” davet ettiği muhalefete bakalım:

Onlar bu dönemde tek bir “ileri” adım atabildi mi?

Hayır... Sadece savunmada kaldılar!

İyi de hangi “tarafsız” ve “insaflı” sivil toplum örgütü, böyle bir “eşitsizlik tablosu” karşısında, “tüm tarafları geri adım atmaya” davet edebilir?

Muhalefetin geri adım atması; hukuk devletinden, laiklikten, demokrasiden taviz vermek anlamına gelmez mi?

***


İşte bu yüzden bu ülkede kimse “geri adım” edebiyatı yapmasın!

Güçleri varsa, “fazla ileri giden” iktidarı ve Başbakan’ı “geri adım atmaya” çağırsınlar...

Ama bunu yapmak zor!

O yüzden, yuvarla lafı, yiyen yesin!

Yemeyen de derin dondurucuya kaldırsın!



***




PARTİZANLIK!

Devletin parasıyla halka kömür ve erzak dağıtan AKP, üç beş oy daha fazla almak için tüm devlet kurumlarını “ıskartaya” çıkartıyor...

Bunlardan biri de Türkiye İş Kurumu!

DHA’nın haberine göre, Artvin’in Yusufeli ilçesindeki TEDAŞ’a 15 işçi alınacakmış...

Bunun için yerel gazetelere ilanı kim vermiş biliyor musunuz?

AKP’nin İlçe Başkanı!

Hem de kendi cep telefonu numarasını da açık açık yazarak!

İyisi mi gelin, bütün illerdeki, ilçelerdeki kamu kuruluşlarını kapatalım...

Nasıl olsa onların işini AKP örgütleri “babalar gibi” yapıyor!



***




GÜNÜN YORUMU

Siyaseti yatak odamıza kadar sokan Başbakan, üç çocuk ısrarını dün de sürdürdü...

Cinsiyet siparişiniz de var mı Sayın Erdoğan?

DİĞER YENİ YAZILAR