Hatırla Sevgili... Ama lütfen doğru hatırla!

Cuma akşamları nefes bile almadan seyrediyorum “Hatırla Sevgili”yi... Alıştığımız tarzdaki vurdulu kırdılı ya da sulu zırtlak Türk dizilerinden oldukça farklı, büyük bir emekle çekildiği de belli...

Haberin Devamı

Cuma akşamları nefes bile almadan seyrediyorum “Hatırla Sevgili”yi... Alıştığımız tarzdaki vurdulu kırdılı ya da sulu zırtlak Türk dizilerinden oldukça farklı, büyük bir emekle çekildiği de belli...

Öykü, 1950’lerde başlıyor ve demokrasi tarihimizde oldukça tartışmalı bir dönemi, yani 1960 darbesini anlatıyor. Senaryo danışmanlarından Can Dündar’ın deyişiyle, “Yıllar yılı komşu ve dost olan biri CHP’li diğeri Demokrat Partili iki ailenin askeri müdahaleyle ayrılan yollarını ve kuşaklara yayılan öyküsünü” izliyoruz bu dizide... O döneme ait bilgilerimizi tazeliyoruz... Yapım, yönetim, oyunculuk, kostüm, dekor dört dörtlük!

Ama dizinin her bölümü bittiğinde arkadaş çevremde büyük bir tartışma başlıyor:

- Dizideki Demokrat Partili Milletvekili Rıza, aslında Rüştü Erdelhun... Çünkü Yüksek Adalet Divanı’nın idam cezasına çarptırdığı 15 kişi arasında Rıza diye biri yok...

- Hayır... Rüştü Erdelhun olamaz, çünkü onun Büyükada’da evi yoktu. O milletvekili, Zeki Erataman... Dizi karakteri Rıza’nın eski dostu Yassıada Savcısı Şevket de aslında Başsavcı Ömer Altay Egesel. Çünkü duruşmalarda sanıklarla ve avukatlarıyla bir tek o tartıştı.

- Olur mu canım? Egesel’in oğlu Yassıada duruşmalarında DP’lilerin avukatı falan olmadı... Üstelik dizideki savcı, karar verildikten sonra evinde oğluyla tartışıyor ve kalp krizi geçirip hastaneye kaldırılıyor. Egesel ise karardan bir gün sonra başlayan idamlarda bile hazır bulundu. O savcı başka biri...

***

Bu tür yarı belgesel senaryolar, her zaman tartışmalara yol açar... Çünkü gerçek kişilerin arasına serpiştirilen “hayali kahramanlar”, izleyicinin kafasını bulandırır.

Daha da kötüsü; döneme ait bilgi kirliliğine yol açar...

Bu dizinin senaryo danışmanlarından biri Can Dündar, diğeri ise yine yakın tarihe ilişkin başka senaryolarıyla tanıdığımız Yılmaz Karakoyunlu...

İkisi de hem senaryo yazarlıklarıyla, hem de belgeselcilikleriyle ülkemizin önde gelen isimlerinden...

Hoşgörülerine sığınarak kendilerine sormak istiyorum:

Yassıada’da idam cezasına çarptırılan 15 kişi; Celâl Bayar, Refik Koraltan, Adnan Menderes, Emin Kalafat, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan, Agâh Erozan, Hamdi Sancar, Bahadır Dülger, Baha Akşit, İbrahim Kirazoğlu, Nusret Kirişçioğlu, Zeki Erataman, Osman Kavrakoğlu ve Rüştü Erdelhun...

Bunlardan sadece Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idam cezaları Milli Birlik Komitesi tarafından onaylandı, diğerleri ise “müebbet hapis”e çevrildi... Bu durumda dizideki “Rıza” karakteri yukarıdaki isimlerden biri mi, yoksa tümüyle hayali mi?

Eğer yanıtınız “hayali”yse, dizinin ana karakterlerinden biri olan bu kahramanın çevresinde gelişen “kurmaca” olaylar, halkımızın 1960 Askeri Darbesi ve Yassıada duruşmaları hakkında yanlış bilgilerle donatılmasına neden olmaz mı?

Bu; özetle “tarihi çarpıtmak” anlamına gelmez mi ve yanlış değil mi?

***

Bu diziye bu kadar çok kafa yormamın tek nedeni var: Onu önemsiyorum...

Önemsiyorum ama senaryo konusunda ciddi kuşkular da taşıyorum...

Çünkü Atatürk’ün dediği gibi, “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan, yapana sadakatle bağlı kalmazsa, değişmeyen gerçek; bir gün insanlığı şaşırtıcı bir hal alır...”

Senaristler sakın, “Biz tarih yazmıyoruz” demesinler, çünkü bugün o diziyi izleyenlerin neredeyse dörtte üçü o günlerde hayatta bile değildi ve onlar için sizin “senaryo”nuz tarihin ta kendisi!

*****

DERİN İLİŞKİ
Başbakan Erdoğan, partisine yakınlığıyla bilinen Kanal 7’nin canlı yayınında konuştu ve “Derin devletin varlığına katılmıyorum diye bir şey yok. Ama bunu minimize etmek, mümkünse yok etmek gerek” dedi.

Beni rahatsız eden, Başbakan’ın bu sözleri değil, her fırsatta boy gösterdiği televizyon kanalı...

Ülkemizde bu kadar çok kanal varken, Başbakan neden tercihini genellikle bu kanaldan yana kullanıyor?

Yoksa derin devlet dışında bilmediğimiz başka “derin” ilişkiler de mi var?

***

Günü sorusu
Bazı üst düzey siyasetçilerin, bürokratların ve gazetecilerin mali kayıtlarının yasa dışı yollarla sorgulandığını ortaya çıkaran Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Cemal Boyalı’nın evine hırsız girmiş...

Sakın bu “hırsız” da “derin hırsız” olmasın

DİĞER YENİ YAZILAR