Ne çok öldük!

“10’un üzerinde ölü, onlarca yaralı” şeklindeydi patlamanın hemen ardından gelen ilk haber.

Ancak olay yerinden gelen bilgiler, ölü ve yaralı sayısının bunun kat be kat fazlası olduğu yönündeydi.

Kısa süre sonra gelen ilk resmi açıklamada “30 ölü, 126 yaralı” bilgisi yer aldı.

**

Görgü tanıkları, olayı yaşayanlar bu defa hastane kapılarındaydı… Kimi o kargaşa ortamında izini kaybettiği yakınının adını arıyordu yaralı listelerinde, kimi ameliyata alınan arkadaşını bekliyordu.

Kimi hayatını kaybeden arkadaşının ardından göz yaşı döküyor, kimiyse çaresizlik içinde, saatlerdir haber alamadığı eşine ulaşmaya çalışıyordu.

Kan vermeye gelenler, telefonla tanıdıklarına ulaşıp iyi olduğu haberini vermeye çalışanlar…

Hastanelerin önü adeta mahşer yeri gibiydi özetle.

Can pazarı, Ankara Garı’nın önünden çevredeki hastanelerin acil servisleri ve ameliyathanelerine taşınmıştı.

Ölüm haberini aldığı yeğenini teşhis etmek için içeri girmeye çalışan ancak başarılı olamayan bir avukat vardı mesela hastane kapısında.

Haberin Devamı

Morglar doldu, otopsi yapılacak yer kalmadı…

“Ölü ve yaralı sayısı açıklananın çok çok üzerinde” demeye devam ediyordu olayı yerinde yaşayanlar.

**

Nitekim…

Ben bu satırları kaleme alırken, patlamanın üzerinden 6 saatten fazla zaman geçmişti.

Sağlık Bakanı, 86 insanın yaşamını yitirdiği resmi olarak açıklamış ve eklemişti, “Ölü sayısının artmasından korkuyoruz” diye.

Bazı isimlerden ise saatlerdir haber alınamıyordu. Aralarında bir sendika yöneticisi vardı örneğin.

6 saat geçmiş, o sendika yetkilisinden hâlâ haber yoktu. O isimler ölenlerin listesinde de yoktu, hastane kapılarına asılan yaralı listelerinde de. Yakınları çaresizce çırpınıyordu o insanların akıbetini öğrenebilmek için…

**

Emniyet ve istihbarat birimleri iki ayrı koldan mesai vermeye başladı olayın hemen ardından.

İncelenen, irdelenen noktaları şöyle sıralamak mümkün:

- Patlamanın, kortejde yer alacak olan HDP ve bileşenlerinin olduğu noktada gerçekleşmesi…

- Ankara’daki bu kanlı eylem; 7 Haziran seçimlerinden 2 gün önce Diyarbakır’da HDP mitinginde, ardından 20 Temmuz’da Suruç’ta patlayan bombaların devamı niteliğinde mi?

Haberin Devamı

- Saldırının tam da PKK’nın tek taraflı silah bırakacağı yönündeki haberlerin hemen ardından gelmesi tesadüf olabilir mi?

- Olaydan sadece 10 saat önce, Twitter’da takma adlı bir hesaptan art arda atılan mesajlar ne anlama geliyor?

O mesajların en çarpıcı olan ikisi şunlar:

“Çok kalabalık olacak, olası polis saldırısı izdihama yol açabilir. 77 1 Mayısı gibi meçhul silah sesleriyle kitle paniğe sürüklenebilir.”

“En korkunç ihtimal de, Suruç v2 (volume 2 yani 2’nci bölüm) olabilir. Olası bi bombalı eylem en büyük katliamlardan birine yol açabilir. Bu gayet ihtimal dahilinde.”

Gerçekten de en büyük katliamlardan birine yol açan o patlamalardan önce bunları yazan hesap kime ait?

**

Ve bunlardan birkaç adım daha ilerisi...

Güvenlik ve istihbarat birimlerinin masaya yatırdığı şu kritik noktalar dikkat çekiyor:

--- Saldırının çifte canlı bomba eylemi olduğunu bile kesin olarak söylemek henüz mümkün değil. Bu yöndeki düşünce, olay yerinde zeminde çukur açılmamış olmasından kaynaklanıyor. Ancak şiddetli patlamada 5 insan bedeninin birbirine bütünüyle karıştığı belirlendi. Uzmanlar, bunlardan hangisi ya da hangilerinin intihar eylemcisi olduğunun belirlenmesi zaman alacağını söylüyor.

Haberin Devamı

--- En önemli soruya gelince... Eylemi hangi örgüt gerçekleştirdi?

Ankara’da 3 ihtimal üzerinde duruluyor. PKK,

MLKP ve IŞİD.

Pekiyi ama PKK ve son dönemde onunla birlikte hareket eden MLKP neden ‘kendi kitlesi’ sayılabilecek insanları hedef alsın? Bunun nasıl bir mantığı, nasıl bir izahı olabilir?

Bazı analistler, HDP’nin yeniden baraj sorunu yaşayabileceği yönündeki haberleri hatırlatıp, “Hedef HDP’yi mağdur göstermek ve oylarını artırmasını sağlamak olabir” şeklinde konuşuyor.

PKK’nın da, MLKP’nin de sicilinin bu anlamda temiz olmadığını belirten bu görüşün sahipleri IŞİD’i ikinci ihtimal olarak görüyor. “IŞİD neden düşük olasılık” sorusuna, “Öncelikle zamanlama” cevabı geliyor ve cümle, “Bu eylem sonuç olarak HDP’nin oylarına artı etki edecekse, IŞİD açısından bu dönemin tercih esilmesi düşük ihtimal” diye devam ediyor.

Haberin Devamı

**

Güvenlik ve istihbarat birimleri şimdi bunlar ve benzeri onlarca veri / bilgi / duyum ışığında ‘gerçekte ne olduğu’ sorusunun cevabını arıyor. Onların mesaisi sürerken, toplumun büyük kısmına hakim düşünceyi dün öğle saatlerinde yine bir Twitter kullanıcısı yazdı:

“Suçlu kim, asla ortaya çıkmayacak; adım gibi biliyorum. Herkes birbirini suçlayacak. Olay kapanacak.”

Ülkedeki en temel sorunlardan biri bu işte.

Resmi kurumlara, yetkililere, hasılı devlete güven(e)memek.

**

Planlanan, Türkiye’nin dört bir yanından insanların katılımıyla başlamak üzere olan ‘Barış Mitingi’ydi.

‘Barış’ mitingi…

İnsanlar “Barış istiyoruz” demeye gelmişti Ankara’ya.

“Barış istiyoruz” diyemeden yaralandılar, öldüler.

Bayrağı şimdi geride kalanlar devraldı.

Bu ülke insanı, “Barış istiyoruz” demeye, üstelik bunu artık daha da yüksek sesle söylemeye, haykırmaya devam edecek.

NOT: Yukarıda bahsettiğim, 6 saat boyunca haber alınamayan sendika yöneticisinin de hayatını kaybedenler arasında olduğu, ben o satırları yazdıktan birkaç saat sonra, dün akşam saatlerinde ortaya çıktı.

DİĞER YENİ YAZILAR