Bir empati denemesi: HDP’li olsaydım...

Empati yapıyorum.

Yani kendimi, onların yerine koyuyorum.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) üyelerinin ve ona oy verenlerin yerine koymaya çalışıyorum kendimi.

HDP’li olmadığım için belki de başarılı olamam ama en azından deniyorum.

***

Ben HDP’li olsam...

Milletvekili, parti yetkilisi ya da parti üyesi olsam...

Veya sade bir HDP seçmeni...

***

Önce 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş’ın performansı, ardından da 7 Haziran 2015 genel seçiminde partinin ulaştığı oy oranı ve Meclis’te sahip olduğu sandalye sayısını düşünürdüm.

Ortada önemli bir başarı varsa, bu sonuçların sebeplerini düşünürdüm.

Bu başarının ardındaki gerçekleri...

Ve yakalanan bu ivmenin devamı için aynı anlayışla daha fazlasını nasıl yapabileceğime kafa yorardım.

***

HDP’li olsam; elbette PKK’yı ‘terörist’ olarak görmezdim. Elbette Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması gereken lider olduğuna inanırdım. Bunlar tamam.

Ama bir HDP’li olarak şu soruyu sormaktan da kendimi alamazdım: “PKK’nın tavrı, partimin yakaladığı siyasi başarı ve etkinliği sıfırlamıyor mu? Bunca emeği, verilen milyonlarca oyu bir anda çöpe atmıyor mu?”

Haberin Devamı

HDP’li olsam, neredeyse, “Örgüt, partimi sabote mi ediyor” diye derin bir şüphe duymadan edemezdim.

***

Ben HDP’li olsam; PKK’nın eylemsizlik döneminde elde ettiğim başarıları düşünüp, örgüt kan döktüğü zaman, Ankara’da kendimi anlatmakta zorlanacağımı idrak ederdim.

PKK’nın can alarak, HDP’yi zaten anlamak istemeyenlerin eline koz verdiğini görürdüm.

***

Ben HDP’li olsam; partinin içindeki heterojen yapının, ‘parti içi demokrasi’ anlayışıyla ne derece örtüştüğünü sorgulardım.

HDP’li olsam; Öcalan’ın da, Kandil’in de parti üzerinde etkisi bulunmasını elbette normal karşılardım.

Fakat aynı zamanda bu durumun, sağlıklı siyaset üretebilmenin önünde bir engel oluşturup oluşturmadığını da değerlendirirdim.

Yani, partimin PKK’nın güdümünde olup olmadığının, mevcut durumun partime ve siyasi davama ne getirip ne götürdüğünün hesabını yapmaya çalışırdım.

***

Ben HDP’li olsam, meselenin on yıllardır askeri operasyonlarla çözülemediğini bıkmadan, usanmadan anlatmaya devam ederdim.

Haberin Devamı

Ama aynı şekilde, PKK’nın da bu süre içinde, elindeki silahla hedefine ulaşamadığı gerçeğini göz ardı etmezdim.

Silahların sustuğu dönemde HDP’nin güçlendiğini, yeniden ateşlendiğinde rüzgarın terse döndüğünü unutmazdım.

***

Ben HDP’li olsam, kültürümde var olan ‘özeleştiri’ geleneğimden vazgeçmezdim.

Empati yapmayı - en azından - dener, var olduğunu bir şekilde herkese kanıtladığım ‘siyasi aklımı’ kullanırdım.

HDP’li olsam, uğraşıp didinip kazandıklarımı, yok yere kaybetmek istemezdim.

DİĞER YENİ YAZILAR