İnsanlar, olaylar, notlar...

Ankara'nın nabzını en iyi tutan gazetecilerden arkadaşımız Sabahattin Önkibar'a göre Ak Parti, Sakıp Sabancı'yı askerlerle arasında iletişim köprüsü olarak görmek istiyor. Sakıp Ağa'da gerçekten bir köprü durumu var olsa gerek ki, benim kulağıma da şöyle bir konuşma geldi... Mekan: Boğaz kıyısı, elde simit, park, köpek gezdirenler, yürüyüş yapanlar arasında aralarında Türkiye'nin en ileri gelen işadamlarından bir tanesi (kim olduğu değil, ne söylediği önemli. Türkiye'nin dünya çapındaki en önemli on işadamından biri) şunları söyledi: "Allah uzun ömürler versin, Sakıp Sabancı'yı başımızdan eksik etmesin. Çünkü Ağa terki diyar ettiğinde Türk iş dünyasının Türk halkıyla doğrudan bağlantısı kalmayacak. Tamamen kopacak... Ağa ne yapıyor, çıkıyor televizyona CNN'den Hülya Avşar şova kadar anlatıyor "Enfilasyooon, rekabeeet, çalııışma..." Halk onu biliyor, onu anlıyor, onu dinliyor. Var mı Sabancı'nın durumunda olup bu iletişimi kurabilmiş bir başkası? Yok! Ve bu çok önemli bir boşluk." Doğru ki ne doğru; bu konuşmanın ertesi günü Sakıp Sabancı, Magazin Gazetecileri Derneği ödül töreninde ödül dağıtıyordu! Türkiye'nin her kesimi Sakıp Ağa için "bizden biri" der. Bu konumda genç nesilden kim var? Kimse yok. Olmasında fayda var mı? Çok!

Amerikan televizyon programlarında Hillary Clinton ile dalga geçip duruyorlar. Hillary Hanım'a Beyaz Saray'da geçen yıllarını anlatan bir kitap için yayınevinin 8 milyon dolar para ödemiş olması karşısında dillerden düşmeyen espri şu: Beyaz Saray'da burnunun dibinde neler olup bittiğine uyanmayan biri için iyi para!

Ankara'da da yeni bir espri var... Ak Parti'nin yukarı katlarında konuşulduğu iddia ediliyor! Tayyip Erdoğan için yıllarca "takiyeci" denildi ya... Şimdi Ak Parti'de merak konusu olmuş; aktif siyaset yaşamları boyu yıllarca aksatmadan Cuma namazına giden eski siyasetçi ve milletvekillerinden hangileri bu alışkanlığı sürdürüyor? Sürdürmeyenler "ters takiyeci" olacak!
Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı'na "Cumhuriyet Gazetesi gibi konuşuyorsunuz" dediği iddiasından sonra bu espriye gelen katkı da şöyle... Sözde Cumhuriyet Gazetesi, Ak Partililerin eski siyasiler Cuma namazını kılıyor mu kılmıyor mu merakını öğreniyor ve şöyle bir haber yapıyor... "Ak Partililer işi gücü bırakmışlar, eski siyasiler hâlâ Cuma namazlarını kılıyor mu kılmıyor mu diye cami cami araştırıyor. Size ne kardeşim ya adam Cuma'yı evinde kılıyorsa!"

Amerikan Savunma Bakanlığı şu sıralar İlber Ortaylı'ya danışacak olursa hiç şaşırmayın. New York Times'daki bir makaleye göre (Michiko Kakutani, Book of the Times; 18 Nisan 2003) 2001 Ağustos'unda -İkiz Kuleler yıkılmadan bir ay evvel- Savunma Bakanı Rumsfeld için özel bir rapor hazırlanmış... Raporun adı: "ABD'nin üstünlüğünü sürdürmesi için uygulaması gerekli stratejiler." Bu çalışmanın tarihe bakış bölümünde, İngiliz, Roma, Çin ve Osmanlı İmparatorluğu zamanında -bir zamanlar şimdiki ABD'nin rolünü oynayan bu ülkelerin- neyi nasıl yaptıkları, ne yaptıklarında güç kazandıkları ne yaptıklarında kaybettikleri anlatılıyormuş. Amerika şu Orta Doğu'da biraz daha oyalansın kapımıza gelecek "Kardeşim siz ne yaptınız da yüzyıllarca bunlar sakin durdular" diye soracaktır. Elbette o sırada Amerikalının yanında bir İngiliz arkadaşın olmamasında sonsuz faydalar var!