Hababam sınıfı icraatı!

Tezkere geçmedi, iyi güzel... Uzun vadede hayırlı olur mu olmaz mı; tekrar gelir mi gelmez mi göreceğiz...

Haberin Devamı

Tezkere geçmedi, iyi güzel... Uzun vadede hayırlı olur mu olmaz mı; tekrar gelir mi gelmez mi göreceğiz. Ama bir demokrasi böyle işlemez, orası kesin. Meclis kararı elbette demokrasinin çok güzel bir örneği, milletvekilleri parmak kaldırma makinesi olmadıklarını gösterdiler; vicdanlarına göre oy verdiler. Ancak kim derdi ki, AKP'nin "takıyye" alışkanlıkları en üst seviyelerde devam edecek... Hükümet kendi kendine çelme takacak!

Tezkereye ret oyu verenler arasında bakanlar var! Skandal ki ne skandal! O bakanlar ki tezkereyi imzalıyor, hükümet adına Meclis'in önüne getiriyor. Bakanlar Kurulu'nda imzaladığı -altında imzası olan- metni Meclis oylamasında reddediyor! Böyle bir şey olabilir mi? Madem vicdanın almıyor neden imzanı atıyorsun? "Ben bunun altına imza vereceğime istifamı veririm" de!

De ki... Hükümet istifasını vermesin! Türkiye gerçekten demokratik teamüllere sonuna kadar uyacak olsa, hükümetin istifa etmesi gerekir. Bunun bahanesi yok... Ret oyu veren bakanlar; bir yandan Başbakan'ı bir yandan Genel Başkan'ı, diğer yandan milleti yanıltmışlardır. Ne yapsın şimdi Abdullah Gül? Bakanların imzasını alırken "Vallahi imzamın arkasında duracağım" diye Kuran'a el mi bastırsın!? Kendi içinde birbirine ayak oyunu yapan bir yapılanma -sistem arızası veren bir platform gibi- ne kadar verimli olabilir? Ankara'da ana bilgisayar kilitlenmiştir, AKP kendi içinde virüs aramaktadır. AKP iktidarını 'işletim sistemi' gibi düşünün, Tayyip Erdoğan'ın Meclis Başkanı Arınç'tan "hayır" oyları verenlerin listesini istemesi, "virüs tarama" programı çalıştırmaktan başka bir şey değildir. Su haliyle Başbakan hükümet klavyesiyle "e" yazdığında "h" çıkıyor, sistemin tekrar işler duruma gelmesi gerek. Bunun için bir seçenek; gerçekten sistemin tekrar baştan açılması -kontak aç kapa gibi- şeklindeki bir soft reset geçirmesi olabilir. Bu soft reset için zemin var; Tayyip Erdoğan başbakan olduğunda virüsleri temizler ve sistem arızası giderilir. Bu olmazsa zaten gidilecek yer belli... Kendi milletvekillerinden "veto" yiyen icraat efendice istifa eder, millet seçime gider ve tertemiz bir iktidar gömleği giyilir.

Fermani Diyarbakır'da ayrılıkçı eylem yapmış, polis atmış nezarete... Komiser söylenmiş:

- Ulan her yere başkent Diyarbakır diye yazıyorsun, sen askere gitmedin mi?
- Gitmişimdir..
- Ulan orada Ali Okulu'nda sana öğretmediler mi, Türkiye Cumhuriyeti'nin başşehri Ankara'dır diye!..
- He ama o Ali Okulu'ndaydı!

Bizim Bakanlar Kurulu kararı da anlaşıldı ki; "Hababam Sınıfı" ciddiyetinde alınmış. Abdullah Gül Bakanlar Kurulu masasının etrafında bir dolaşsın bakalım, belki çakıyla "tezkereye hayır" kazıyan arkadaşları da olmuştur!

DİĞER YENİ YAZILAR