Günlük hayat olimpiyatları

Ortaokul, tahtada yazıyor: "Hangi çocuk ki annesinin babasının sözünü dinler, Allah'ın sevgisi onunla beraber."

Haberin Devamı

Ortaokul, tahtada yazıyor: "Hangi çocuk ki annesinin babasının sözünü dinler, Allah'ın sevgisi onunla beraber."

"Ahlâk" dersindeyiz, papaz (üstelik cizvit!) sopasıyla gösteriyor, hepimiz tekrarlıyoruz.

Böyle bir eğitim alınca insan, 30'lu yaşlarda "Mükemmel olmanın 77 yolu" şeklindeki kitapları okumaya pek takat kalmıyor.

Çünkü zaten ortaokul yıllarında her gün o kitapların özeti bir ton lafı ezberlemişsin.

Mesela "mükemmel olmak sadece bir saniye alır, mükemmeliği sürdürmekse bir ömür" lafı kafana kazınmış.

Ruhuna da işleyebilirsen, sigarayı bırakabilirsin.

Sigarayı bırakmak istiyorsun, bir saniyede bırakırsın; "Bu son sigaram" de bırak. Asıl önemlisi, bakalım o noktada kalabiliyor musun?

Şimdi yazının buradan gideceği yer beni o kadar şaşırttı ki, sizi şaşırtmazsa şaşarım.

Bill Bryson imzalı "A Short History of Near/y Everything" (Hemen her şeyin kısa tarihi) diye muazzam bir kitap var. Güngör Uras, "mutlaka oku" demişti; elimden bırakamıyorum.

Orada büyük olasılıkla kâinatta yalnız olmamakla beraber ne kadar büyük bir "denge" sayesinde yeryüzünde bulunduğumuz -muhteşem- anlatılıyor.

Hayat kolay değil!

Bir yandan kitabı okuyup, bir yandan televizyonda olimpiyaüan seyrettiğimde "rekorlar nereye kadar" sorusunu sordum.

Silsile "dopingsiz rekorlar nereye kadar" diye devam etti.

Ve düşündüm ki "dopingsiz madalya kazanma" da ve "dopingli çıkanın madalyasının geri alınması"nda manalar var.

(Arzu eden şu son cümleyi, "muhtemeldir ki o ahlâk dersleri bazı 'flasback'ler yapıyor" diye de başlatabilir).

Olimpiyatlara bakalım...

* Adam yüzmede dünya rekoru kırıyor, bize göre akıl almaz hızlı giden "canlı torpido!" Ama saatte 90 kilometre hızla yüzen kılıçbalıkları ile mukayese edince, insanın bu rekoru "yüzkarası."

* Karada farklı değil; yüz metreyi en hızlı koşan insanlar saatte 45 kilometreyi geçemiyor, çita saatte 110 kilometre koşuyor!

Örnekleri istediğiniz kadar artırın, fiziksel anlamda hayvanlar insana hep üstün çıkıyor.

İnsanın gerçek üstünlüğü, düşünebilmesi yanı sıra, "iyi - kötü" ayırımını yapabilen tek canlı olması. Yani bilinç!

Sınavı böyle koyunca yeryüzünde insanoğlu için asıl olimpiyat, "vicdan muhasebesi" olabiliyor.

Olimpiyatlara "küresel perspektiften" bakınca, canlılar aleminde tek gerçek testimiz doping/hile yapıp yapmama noktasında!

Hile yapıp yapmamak tercihi, elbette sadece olimpiyatlara has değil, günlük yaşam kararı!

Olimpiyatlar bitecek, kılıçbalıkları hep insanlardan daha hızlı yüzecek, çitalar her zaman bizden daha hızlı koşacak ama biz her gün insana dair asıl olimpiyatlarda yarışmaya devam edeceğiz.

Dopingle alınmış madalyaların bizim dünyamızdaki karşılığı haksız kazanımlar!

Üstelik günlük hayatta koşullar olimpiyatlardan çok daha çetin.

Öyle ki, hakem heyetlerinin, doping kontrolörlerinin satın alındığını görmek mümkün!

Ama bu asıl hesabın vicdanlarda verildiği gerçeğini değiştirmiyor. Olimpiyatlar başlarken "iyi olan kazansın" yazmıştık, madem tekrar günlük hayata geçiyoruz temenniyi "iyilik kazansın"a çevirelim.

"Aynı şey" diyenlere de selam olsun!

DİĞER YENİ YAZILAR