Tayyip Erdoğan'a "Yılın Avrupalısı" ödülü!

Tayyip Erdoğan'ın 2004 yılı "Yılın Avrupalısı" ödülünü 3 Ekim günü Şansölye Schröder'in elinden alması bekleniyor

Haberin Devamı

Tayyip Erdoğan'ın 2004 yılı "Yılın Avrupalısı" ödülünü 3 Ekim günü Şansölye Schröder'in elinden alması bekleniyor.

Önce ödül hakkında biraz bilgi:

Almanya'nın bu prestijli ödülünün kimlere verileceği sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla belirleniyor. Politik, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda dört kişiye veriliyor.

Bu yıl Tayyip Erdoğan'a verilmesi beklenen "Yılın Avrupalısı" ödülü 2003 yılında Lüksemburg Başbakanı'na ve Latvia Başbakanı'na verilmişti.

Ödül'ün 3 Ekim'de verilmesi "Almanya'nın birleşme günü" olması münasebetiyle de manidar.

Gerçi Başbakan Erdoğan'a verilmesi bizim açımızdan manidar ötesi!

Herhalde Avrupa'nın lokomotifi Almanya, birleşme yıldönümünde kendi Başbakanı eliyle, "Yılın Avrupalısı" payesini bizim Başbakan'a verdikten sonra, aralıkta Avrupa kapısı Türkiye'nin suratına kapanacak değil.

Bu ödül -tahminimce- yıl sonunda yakılacak yeşil ışığın ön habercisi.

Başka türlüsünü insan düşünemiyor.

Bu Orhan Pamuk'a "yılın Avrupalı romancısı" ödülü vermeye benzemez.

Avrupa'nın Tayyip Erdoğan'a "Ah siz çok Avrupai görünüyorsunuz keşke bütün Türkler sizin gibi olsa, hemen aramıza alırdık" diyecek hali yok!

Bu ödül Türkiye'ye Avrupa yolunda çok yol alınmasını sağladığı için ülkenin liderine verildiğinde hepimizi bağlar.

***

Yine de şeytandan yana taraf olalım, ya Tayyip Erdoğan'ı yılın Avrupalısı seçip, Türkiye'ye takvim vermezlerse?

O zaman ilk iş, bir "Bizans Oyunları Ödülü" geleneği başlatıp Avrupa liderlerine "Büyük Ödül" dağıtmaya başlayabiliriz.

Kendimi ciddiyete davet edecek olursam, asıl bahsedilmesi gereken bir başka nokta var.

Bu ödül, sivil toplum kuruluşlarının oluru olmadan verilen bir ödül değil, yani çok prestijli ama salt devlet oluruyla verilmiyor.

O zaman, Türkiye'nin Avrupa içi lobi faaliyetlerinde yoğun ve etkili olduğu anlaşılıyor.

Bu yoğunluğun sıklet merkezinin Almanya olması Avrupa içi dengeler açısından ayrıca önemli, neticede Avrupalı Türk nüfusu küçük bir Avrupa ülkesinden farksız.

Türkiye'nin Avrupa'nın mutlak bir parçası olup olmadığı tartışmasına son veren bu ödülde kimsenin yüksek sesle telaffuz etmediği bir başka gerçeğin ifadesi var:

Türkiye'nin Avrupalı olması Avrupa'da kimi çevrelerde hazımsızlıklar yaratabilir, ama Türkiye'nin Avrupa dışında kalmasının sonucu gibi ölümcül bir risk taşımaz.

Türkiye örneği sadece Avrupa için değil, dünya için -medeniyet adına- bir panzehir.

Bu saptamayı "Desene Avrupa hapı yuttu" diye yorumlayacak olan kötü niyetlileri insafa davet eder, "Ödül bize ilaç gibi gelecek" çıkarımının altını çizerim.

DİĞER YENİ YAZILAR