"Son Ağa"

Başbakan'dan sokaktaki adama, en zenginden en fakire kadar herkesin kendisine "ağam" diye hitap ettiği, belki ilk ama mutlaka son insan aramızdan ayrıldı

Haberin Devamı

Başbakan'dan sokaktaki adama, en zenginden en fakire kadar herkesin kendisine "ağam" diye hitap ettiği, belki ilk ama mutlaka son insan aramızdan ayrıldı.

Sakıp Sabancı gönüllerin ağasıydı; "Ağam" demek gücüne hürmeten değildi, bir sevgi lakabıydı.

Onu sevmeyeni görmedim.

Gerçek bir ermiş marifetini, herkesin seviyesine inebilmeyi böylesine beceren çok azdır.

Bu "inermiş gibi yapmaktan" çok farklı bir olaydı.

İnsana daha iyi bir insan olmak üzere bir enerji tomurcuğu aşılıyordu.

Size bir anı...

Paris'te yürüyoruz (Gülse'yle) "Vay kimler burada" diye neşeli bir ses; baktık, Sakıp Ağa...

"Gelin bir kahve içelim" dedi, Champs Elysees'de bir terasta oturduk.

Hava güzel, keyifler yerinde, espriler... Sakıp Bey kahkahaları koyveriyor, biz öyle; çok keyifli bir saat geçirdik.

Bu üç nokta araya giren yıllar olsun.

Bir sabah cep telefonum çaldı...

- Alo ben Sakıp Sabancı

- Oooo... Ağam bu ne güzel sürpriz, buyrun.

- Yahu biliyor musun neredeyim?

- Bilmiyorum, neredesiniz?

- Paris'teyim. Hani o beraber kahve içtiğimiz yer var ya, şimdi onun önünden geçiyordum. Yahu o ne güzel gündü, bir arayayım da keyfini sorayım dedim!

İnsanlarla ilişkilerinde karşısındakine bu güzellikleri yaşatan Sakıp Ağa kendisine bir şey istemezdi. (Dünden belliydi bugün besbelli). Ne yapıyorsa önceliği Türkiye idi. Louvre Müzesi'ndeki sergiden, Atlı Köşk'ü müze yapmasına, üniversite kurmaktan dünya sanayi devi olmaya kadar her hamlesinde bir milli takım düşüncesi vardı.

Bunların gerçekleştiğini gördüğü için mutlu olduğunu kendisi ifade ediyordu.

Birbuçuk ay önce görüştüğümüzde formundaydı, gülüyordu, mutluydu.

Genç yaşlı tanımayan bir hastalık aramızdan erken aldı.

Arkasından yazmanın verdiği üzüntüyü ancak "Son gördüğümde, daha bir ay kadar önce, keyfi yerindeydi" diyebilmek biraz dindiriyor.

Mekanı cennet olsun.

DİĞER YENİ YAZILAR