Başka yerde yok

Bir gün sokakta karşılaşırım ve Avrupa sinemasının en büyük yıldızlarından biri olurum diye Ferzan Özpetek'in geçtiği yollarda nöbet tutanlara kötü haber var

Haberin Devamı

Bir gün sokakta karşılaşırım ve Avrupa sinemasının en büyük yıldızlarından biri olurum diye Ferzan Özpetek'in geçtiği yollarda nöbet tutanlara kötü haber var; o, profesyonel oyuncuları -figüran dahi olsa- tercih ediyor. 16 yıldır İtalya'da yaşayan ve dünyada "Türk asıllı İtalyan yönetmen" olarak tanınan Ferzan Özpetek, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri açısından da önemli bir isim. Özpetek yapılan iş iyi olduktan sonra Avrupa'da beğenilmek için salt Türk olmanın engel teşkil etmediğini gösterdi. Öte yandan italyanlar "Bir Türk bizi Oscar ödüllerinde temsil etmesin" diye "Akademi"ye -öz be öz- İtalyan yapımcı filmi yolladılar... İtalyanlar böyle "Türklükler" yaptıkça bizim Avrupa'ya girişimiz karşısındaki engeller tek tek yok oluyor. Ünlü yönetmen "karşı Pencere" demişken, "kalp kalbe karşı" deyişimizi doğrularcasına şimdi sırada bir aşk hikayesi olduğunu saklamıyor, yine de büyük hayal: İstanbul'un fethi filmi.

Yıllardır hep başarılı projelere imza atan Gani Müjde sırrını açıkladı: Moda olan şeyi yapmamak! Ağa dizisi modaysa ağa dizisi yapma, kafayı çalıştır, boşluğu bul ve "rating"i kap. Her sabah 7'de çalışmaya başlayan Gani Müjde şu sıralar artık televizyonda konuk kabul etmeye bir son verip de yaratıcılığımı daha da ön plana çıkarsam diyor. Yani hedef: ekranlarda misafir ağırlamak yerine yeni projelerle talk show'lara konuk olmak! On parmağında on marifet olanların nesi olmuyor? Zamanları! O yüzden denizcilik de hayatta alması gereken payını alamıyor, hayal bölümünde devleşiyor: Kaptan-ı derya Gani, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın denizcilerin sorunlarına eğilmesini ve deniz bürokrasisine son vermesini istiyor. Komedinin büyük ustasının en büyük keyfi -şu sıralar anne babasının arasında yatan-küçük kızıyla oynamak. Gerçi "25 yıl sonra adamın biri gelip bunu isteyecek" diye -daha şimdiden-sinirlenmiyor değil!

Cemil İpekçi "yaşarsam bir bu kadar daha yaşarım", "mutlaka daha çok yaratmalıyım" ama bir yandan da "hayatın güzelliklerini kaçırmamalıyım" ruh halleri arasında ring seferi düzenlemişti ki sonunda Einstein'ın izafiyet teorisini doğrular bir karar aldı: Sevdiğin şeyi yaparak yaşa! Bundan böyle tasarımın her alanında faaliyet göstereceği bir yelpazeyi 2004 hedefi yapü. Elbisenin azalıp diğer tasarımların payının çok artacağı bu yeni döneme geçiş bir "Son perde" gerektiriyordu, İpekçi muhteşem bir gösteriyle vurgulamaya hazırlanıyor. Ünlü tasarımcı 33 yılını sandıktan çıkarttığını ve bu 33 yılı annesinin adını taşıyan "Sahire" adlı sergiyi yeni bir doğuş, kendisini de bir cenin olarak görüyor. "Bu sergi benim hayatim" diyen İpekçi, 17 Ocak'ta Borusan Otomotiv'de başlayacak olan sergisinde moda tasarımcılığı hayatından birikimlerini sunacak. Sonra yeni ufuklar... Elbise? Bodrum'da rast gelirse ve içinden gelirse, belki!..

Günümüzün en özgün müzisyenlerinde biri olan DJ Arkın Ailen, nam-ı diğer Mercan Dede doğuya özgü Sufı müziğinin ilahi geleneğini çağdaş müziğin tınılarını kullanarak Batı'ya tanıttı. Mercan Dede şimdi Anadolu'da yeniden enerjisini dengelercesine turluyor, konserler veriyor. Sufi inancına bağlı olduğunu söyleyen Mercan Dede, müziğin evrensel seslerini ustaca harmanlayınca müzik sektörüne çok farklı bir bakış açısı kazandırdı. Bugüne kadar çok sayıda konser veren ve çok sayıda sanatçının konserinde de yer alan özgün müzisyen hiç dinlememiş olanlara bu farklı tınılara internet üzerinden de ulaşabiliyor: www.mercandede.com Hazreti Mevlânâ hayatta olsaydı belki de "Tıkla, kim olursan ol tıkla, yeter ki kullanıcı ismin karakterini gizlemesin" diyecekti!

DİĞER YENİ YAZILAR