Bülbülü öldürmek

Bülbülleri öldürmek günahtır.

Geçtiğimiz yüzyılın bize bıraktığı en çarpıcı eserlerden biriydi Bülbülü Öldürmek. Yazarı Harper Lee’ye dünya çapında bir ün kazandıran kitap çok temel bir insanlık sorununa odaklanmıştı: Irkçılık. ABD’nin güneyinde yaşanan ırkçılığı ve bununla birlikte kaçınılmaz olarak gelen eşitsizliği küçük bir çocuğun gözünden anlatıyor, o koca sistemin kendi halinde görünen bir kasabada nelere, hem de nelere yol açtığını tartışıyordu. Gerçeği saptırmak için yalanların nasıl kolayca üretilebildiğini de gözler önüne seriyordu elbette.

Bugün halihazırda çok çektiğimiz ve bu gidişle, daha epey çekeceğimiz temel insanlık sorunlarını tereyağından kıl çeker bir üslupla anlatmıştı yazar. Otobiyografik nitelikte düşünebileceğimiz konu çok yalındı yalın olmasına ancak yazarın kurgusunda seçtiği temalar, değil geride bıraktığımız yüzyılı, sanırım insanlık varolduğu müddetçe tartışacağımız temel konuların altını tekrar tekrar çiziyordu: Adalet, özgürlük, eşitlik...

Değişmeyen gerçekler

Haberin Devamı

Artık Harper Lee yok. Ancak kitabında bizlerle paylaştıkları bütün ağırlığıyla eşiğimizde durmaya devam ediyor. Dahası kitapta sürekli yinelenen ‘bülbülleri öldürmek günahtır; çünkü onlar masumdur’ laytmotifi, günümüzde kimilerinin artık hiç duymadığı, tınmadığı başka bir dünyanın bambaşka bir cümlesi gibi duruyor sanki.

Suçsuzların haksız bir biçimde cezalandırıldığı, gerçeğin yalanlarla yaftalandığı rezil bir düzen içerisinde masumiyetin ne olduğu ya da en önemlisi nasıl yok edildiği sorusunu kafamıza kazıyan Harper Lee, evet, artık yok. Peki ya, altta kalanın canı çıksın mekanizmasıyla işleyen dünya düzeni? Maalesef, o hâlâ devam ediyor. Birbirinden çirkin, yalanlarla bezeli rezil repliklerin rezil aktörlerlerinin varlığıyla hâlâ devam...

Yine de bugüne baktığımız zaman gerçekte insanlığa kalan nedir sorusunun yanıtı içime su serpmeye devam ediyor. Bütün yaşamakta olduğumuz rezalete, kötülüklere, yaftalamalara ve riyakârlıklara karşın, Bülbülü Öldürmek gibi kitapların varlığını, ağırlığını, kalıcılığını düşünmek... Bir de şu gerçek elbette: Bütün yalanlar, tıpkı kitapta olduğu gibi er ya da geç ortaya çıkacaktır. Neden derseniz ‘bülbülleri öldürmek gerçekten de günahtır.’

Haberin Devamı

Bülbülleri Öldürmek Günahtır

Çünkü diyor Lee’nin karakterlerinden biri; çünkü onlar insanlar için şarkı söyleyen masum yaratıklardır. Masum yaratıklar. Kimdir onlar? Elbette, kendileri hakkında karar veren mekanizmalar tarafından öldürülen, ölüme gönderilen, yok sayılan, önemsenmeyen canlılar. Bir siyahtan, başka başka ‘renkli’ siyahlara, haksız yere suçlananlardan, başka başka masumlara taşınan sahte sıfatlarla dolu bir yaşamda debelenirken; önyargılardan, başka önyargılara, ırkçılıktan sınıf çatışmalarına, cinsiyet ayrımcılığından din sömürüsüne, küçük tırlak bir Amerikan kasabasından tozutmuş bir Ortadoğu’ya, kurgulardan gerçeğe aktarılan ve daha çoook kafa patlatmamız gereken bir günaha doğru hep birlikte, istesek de istemesek de, hurra dalmak üzereyken, sahi kimdir masumlar? Ve gerçekten onlar kimin umurundalar?

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR