Çocuklar İçin

Geçtiğimiz günlerde Tarık Dursun K.’yı yitirdik. Ustanın ardından Günışığı Kitaplığı, Köprü Kitaplar dizisi aracılığıyla ona bir yeryüzü selamı gönderiyor. Elde Var Hikâye, duru bir dilin eşliğinde insanın ne olduğunu (neyse o!) bizlere fısıldayan öykülerle dolu. Çocuklar için Bir Öğretmen de bu öykü seçkisinin ilginç öykülerinden biri. ‘Kimsenin aklına gelmiş midir durmadan gökyüzüne bakmak?’ diye elzem bir soru yer alıyor öyküde. Hani ‘hayal kurabilir misiniz?’ biçiminde de düşünülebilir.

Hikâyede bir çocuk, uçurtma uçuran başka bir çocuk, bulutlar ve bir öğretmen var. Çocuk bulut olmak ve hemen her çocuk gibi özgürleşmek, büyümek istiyor. Belki büyümüş taklidi de yapıyor. Derken öğretmeni ona uçurtma uçuran maharetli başka bir çocuğu gösteriyor. Çocuk, bulut bulut bir halde uçurtmayı seviyor. Hatta uçurtma uçuran çocuğu da sevmenin önemli olduğunu söylüyor. Şöyle tepeden tepeden uçurtma uçuran çocuğa bakıyor. Bu kısacık öykü, bulut olup yukarılarda gezmek isteyen çocuğun, bir süre sonra, kendini büyükler gibi görmeye başlamasıyla sonlanıyor.

Haberin Devamı

‘Çocuklara böyle bakmıyor muyuz? Yukarıdan aşağıya yani? Çocuklar da büyüklere nasıl bakıyor? Aşağıdan yukarıya.’

Sonra çocuk, öykü bu ya, eski çocuk gözleriyle, kendine, muhtemelen kibirli mi kibirli, pervasızlaşmış, büyümüş bulut haline bakıyor:

‘Aşağıdan yukarıya bana baktım’ diyor. ‘Korkunçtum.’

***

Şimdilerde savaş naraları atan büyükleri zihnimden geçirirken okudum bu öyküyü. Zamanında hepsinin birer çocuk olduğunu düşündüm. Bugün savaşa ‘evet’ derken, tüm pervasızlıkları, tüm yetişkin ince hesaplarıyla, çocukları ölüme gönderirken, hepsinin hem de hepsinin çok korkunç olduğuna karar verdim.

Bu satırları yazdıktan sonra tekrar öyküye döndüm. Öyküdeki çocuğun öğüdünün hiç de geç kalmış olmadığına inanmak istedim: ‘Bence her bulut durup o uçurtma uçuran çocuğu seyretmeliydi.’

Evet, tezkereciler. Olur a bu yazıyı okursanız, savaşa göndermeye pek meraklı olduğunuz o çocukları sahiden anlamayı deneyiniz. Zor mu geldi? O zaman yakınınızdaki pencereyi bir açıp gökyüzüne bakınız. Gençlik zamanlarınızı ve şimdiki korkunçluğunuzu belki böyle daha iyi hatırlarsınız.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR