Emek Alışveriş Merkezi

Haberin Devamı

Emek Sineması diye bir sinemanın yerine dikmişlerdi onu. Bir alışveriş merkezi! Binanın adı uzun süren halk oylamalarının sonunda belirlenmişti. Belediye, yöneticiler ve diğer yöneticiler binanın yapılma aşamasında yaşanan nahoş durumlardan sonra halka sevimli ve çoğulcu göstermek istiyorlardı kendilerini. Bu süreçte Yeni Bakış diğerlerine fark atarak birinci oldu. Birinci olur olmaz hemen kısaltmalara gidildi. YB. Hatta yöneticiler ve şirket bu işi daha da ilerletip beyaz görkemli binanın tepesine gece mavisi renklerine bürünmüş Y&B’yi kondurdu. Türkçe okunuş da güzeldi hani: Y-en-B. Hatta daha da ötesindeki çağrışım şuydu: Yen Be! Yen, Japon para birimini de hatırlatıyordu elbette. Bu da logonun uluslararasına yaptığı vurguydu.

Her şey mükemmeldi. Şirket ve yöneticiler çok mutluydu. Kuşe kağıtlara yazdırdıkları basın bülteninde ‘Beyoğlu’nun değişen çehresi Y&B’de her şey halkımız için tasarlandı ve hayata geçirildi. Mutluyuz ve gururluyuz’ yazıyordu.

Alışveriş kompleksinde yok yoktu. Her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Y&B çöl ortasında bir serap olacak, akla hayale gelmeyecek düşlerin adına dönüşecekti. İnsan için insana gerekli olan ne varsa orada olacaktı. Gömlekler, spor salonları, lokantalar, modern züccaciye dükkânları, mescit, resim galerileri, botanik bahçeleri, astronot öykülerinin canlandırıldığı platformlar, bir açık hava müzesi, rast makamında şarkıların söylendiği kahvehaneler, gözlükçüler, mini bir tersane, bülbüllerin öttüğü dev koridorlar, mermerleri Marmara Adası’ndan getirilmiş olan bir hamam, üç derste çikolata ve Kavala kurabiyesi yapma kursları, dürümcüler, çeşniciler, fal bilim merkezleri, küçük bir zeytinyağ damıtma fabrikası, dev bir kebapçı, bilimsel toplantıların yapılmasına olanak sağlayacak dört kongre salonu, atış alanları ve o muhteşem hizmet ücretsiz açık otopark!

Ama bir kere insanların diline düşmeye gör! Şirket ve yöneticilerin önüne geçemediği bir şey oldu. Onların deyişleriyle alışmış kudurmuştan beterdi. Halk orayı eskiden beri bildiği adla ‘Emek’ diye çağırmaya devam ediyordu. ‘Emek’e gidelim’, ‘Emek’te buluşalım’, ‘Emek’te laflayalım’. Y&B’nin forsu Emek’in hatırlanışı karşısında bir saman alevinin ömrü kadar sürmüştü.

Dahası da vardı. Bazı kendilerini bilmezler yüksek donanımlı güvenlik cihazlarından geçtikten sonra seyyar tahta sandalyelerini açıyor ve Y&B’nin akustiği yüksek, bir servete mal olan girişinde vakti zamanında Emek’te seyrettikleri filmleri hararetle birbirlerine anlatıyorlardı. Sahne, sahne, diyalog diyalogÖ Bazen yaşamın gücünün yetemediği, ertelendiği anları keşfettikleri o hayallerindeki beyaz perdeye seslenerek, zihinlerinde duydukları büyük bir şükranla. Yaşamın ve umut etmenin balta girmemiş bir hırsla yenmek ve kazanmak olmadığı dünyaları hayal edebilmek için.

***


Y&B şimdilik bir bulanıklık. Ancak bu bulanıklığa adım adım yaklaşmaktayız.

Bugün Emek Sineması önünde büyük bir buluşma var. 1 Aralık 2011 tarihinde yargı Emek’in yıkılmasına karar verdi. Emek’in geleceği sadece kamuoyunun direnme gücüne bağlı. Bugün saat 16.00’da Taksim Meydanı’nda buluşuluyor ve Emek Sineması’nın önüne gidiliyor. Ve iş orada bitmiyor, çadırlar kuruluyor, filmler seyrediliyor. Basın duyurusundan sonraki program şöyle:

18:30 Yeşilçam Sokak’a çadırların kurulması

20:00 Konser

20:30 Forum:

- Emek Sineması ve Beyoğlu için mücadeleye nasıl devam edilmeli?

- Emek Sineması için nasıl bir alternatif öneriyoruz?

22:30 Konser

23:30 Çorba dağıtımı

24:00 Sessiz sinema oynuyoruz

02:00 Film gösterimleri

Sinema başlı başına bir hayattır. Ona sahip çıkalım. Yeterince alışveriş merkezimiz var. YB’ye gelince. Yeni Bakış yerine şöyle düşünelim: Yeşilçam Bizim (olsun).

DİĞER YENİ YAZILAR