Müslüman kadınlarda rahim ağzı kanseri daha az çünkü erkekler sünnetli!

Sünnetin hem kadının hem de erkeğin sağlığını koruduğunu artık tüm dünya kabul ediyor. Son olarak Avrupa Parlamentosu tarafından da tescil edildi

Haberin Devamı

Parlamento’nun Sağlık Güvenliği Komisyonu’nda görevli Rum Doktor Adamos Adamou, “Müslüman ve Yahudi kadınlar tüm cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı daha güvende. Çünkü ilişkiye girdikleri erkeklerin hepsi sünnetli” dedi. Bir de örnek verdi: “Söz gelimi rahim ağzı kanserine sebep olan HPV’den en iyi korunma yolu erkeklerin sünnet olması.”

Avrupa Medikal Onkoloji Topluluğu’nun bu yıl İstanbul’da düzenlediği en geniş katılımlı 31. Avrupa Medikal Onkoloji Kongresi’nin üçüncü gününde alanlarında uzman iki isim ön plana çıktı. Bunlardan ilki bir dönem Kıbrıs Rum Kesimi Temsilciler Meclisi üyeliği yapan, şimdi Avrupa Parlamentosu Sağlık Güvenliği Komisyonu Delegesi olan Adamos Adamou’ydu...

SAĞLIKTA AB’Yİ İZLEYİN
30 yıllık meslek hayatında binlerce hastayı tedavi eden, ancak 15 yıl önce akciğer kanseri olan amcasını kaybettikten sonra kanserle siyasal platformda da mücadele etme kararı alan Dr. Adamou, Larnaka’da dünyaya gelmiş. Çocukluk yıllarında Türkçe’yi çok daha iyi konuştuğunu söyleyen Adamou ile yarı İngilizce, yarı Türkçe sohbet ediyoruz...

Avrupa’da bile kanser hastalarının eşitsizliklerle karşı karşıya olduğunu söyleyen Dr. Adamou, “Kanser hastalığı yüzde 30 oranında gelişmiş ülkelerde, yüzde 70 oranında gelişmekte olan ülkelerde görülüyor. Gelişmekte olan ülkelerde hastaların yüzde 70’i ise son aşamada doktora başvuruyor” diyor. Bunun nedenini ise ekonomik koşullara ve dolayısıyla düzenli olarak kontrole gidilememesine bağlıyor.

Onkoloji konusundaki çalışmalar ve medikal merkezler konusunda Türkiye’nin AB ülkelerine yakın bir konuma sahip olduğunu belirten Adamou, “AB’nin yürürlükte olan ulusal izleme ve erken teşhis programlarını izlemelisiniz” diyor. Avrupa’da 50 yaşın üstündeki nüfusun düzenli olarak 5 yılda bir kontrolden geçtiğini de anlatan Adamou, AB üyesi 25 ülke arasında ilginç bir kıyaslama yapıyor. AB’nin 10 yeni üyesinin, 15 eski üyeye oranla kanser vakalarında hayatta kalma oranının yüzde 25 daha düşük olduğunu söyleyen Adamou, “Sağlık hizmetlerinden yararlanmak sosyal bir haktır ve bütün ülkelerin bunu vatandaşlarına sağlaması gerekmektedir” diyor.

200 ÇEŞİT KANSER VAR
Kanser konusunda dünyadaki durumu ise Afrika örneğiyle açıklıyor Adamou. Ve bu kıtada 50 milyon kanser hastasına tek bir profesyonel onkolojistin düştüğünü söylüyor.

Bu arada 200’ün üzerinde kanser çeşidi bulunduğunu ve tedavide erken teşhisin çok önemli olduğunu söyleyen Adamou, “Göğüs kanseri yüzde 75 oranında tedavisi mümkün olan bir kanser, hatta çok erken teşhis edildiğinde bu oran daha da yükseliyor. Kolon kanserinde ise tedavi oranı şu an yüzde 95’lere yaklaşıyor. Kanser konusunda en etkin tedavi erken teşhistir” diye konuşuyor.

En çarpıcı açıklamayı ise sona saklıyor Adamou. Müslüman ve Yahudi kadınlarda rahim kanseri oranının Batı ülkelerine oranla çok düşük bir düzeyde olduğunu belirterek, nedenini “Erkekler sünnetli olduğu için rahim ve rahim ağzı kanseriyle birlikte cinsel yolla bulaşan hastalıklar da daha az görülüyor” diye açıklıyor.

Her yıl 240 bin kadın bu yüzden ölüyor
HPV (Human Papilloma Virus) cinsel ilişkiyle geçen bir virüs. Rahim ağzı kanseri ve kanser öncesi değişikliklerin yüzde 80’ine bu virüs neden oluyor.

ABD’de yapılan bazı çalışmalarda HPV’nin kadınların yüzde 60-70’inde olduğu görüldü. Son yıllardaki en büyük önemi ise rahim ağzı, vajina ve vulva kanserinde etken olmasının keşfedilmesiyle ortaya çıktı. Bağışıklık sistemi bu tür enfeksiyonları bir ya da iki yıl içinde temizliyor, ancak daha dirençli HPV türleri rahim ağzı kanseri veya genital bölgede başka kanserlere yol açabiliyor.

Cinsel olarak aktif kadınların yüzde 50’den fazlasında HPV’nin bir ya da daha çok tipine ait enfeksiyon izlerine rastlanıyor. Bu enfeksiyonların çoğu da klinik belirti vermiyor. Bulaşma şekli, çoğu zaman cinsel ya da çok yakın tensel temas olabiliyor. Tüm dünyada kadınlar arasında kanserden kaynaklanan ölümlerin ikinci en yaygın nedeni olan rahim ağzı kanseri, her yıl yaklaşık yarım milyon teşhis ve 240 bin ölümle sonuçlanıyor. HPV’nin bazı türleri kansere yol açarken, diğerleriyse cinsel hastalıklara yol açıyor.

Kanser tedavisi gören hastalar ‘haklarına’ sahip çıkmalı
Kanserle Global Ölçekte Savaşım konulu konferansa konuşmacı olarak katılan ve açıklamalarıyla ilgi uyandıran bir diğer isim de, Milano’daki Bergamo Hastanesi’nde Medikal Onkoloji Bölüm Başkanlığı görevini yürüten Roberto Labianca’ydı... Konferansta geçen yıl 46 ülke üzerinde yaptığı çalışmayı anlatan Dr. Labianca, Kuzey Avrupa ülkelerinde onkoloji alanında önemli adımlar atılmasına rağmen Doğu Avrupa ülkelerinde kanser konusunda çalışmaların yeni yeni başladığına dikkat çekiyor. Labianca, “Kanser hastası eğer hakları verilmiyorsa bunu aramalı ve almalı” diyor.

Bazı Avrupa ülkelerinde hastalara kanser teşhisi konduktan sonra ikinci bir tedavi olanağının verilmediğini de vurgulayan Labianca, “İtalya’da bir kanser hastasının meslek edinme ve para kazanma hakkı vardır. Çünkü kanser hastasının tadavi masrafları yüksektir. Bununla birlikte kanser hastasının devletten para talep etme hakkı da bulunmaktadır. Bu önemli haklar Türkiye’deki kanser hastalarına da tanınmalı, tanınmıyorsa kanser hastaları bu haklarını kendileri almalıdır” diyor.

ANADOLU SAĞLIK MERKEZİ DOKTORLARI SORULARINIZI YANITLIYOR
Diyabet ve tansiyon hastasıyım, bacaklarıma ara ara kramp giriyor
62 yaşında, şeker ve hipertansiyon hastasıyım. Her ikisini de ilaçla kontrol altında tutuyorum. Aspirin ve C vitamininin şeker hastalarında damar tıkanıklığı yaptığını duydum. Doğruluk derecesi nedir? Bir de çok sık değil ama bazen bacaklarıma kramp giriyor. Baldırlarıma, bazen de dizimle kasık arasına... Sebebi nedir, ne yapmalıyım? Gülen O.

Cevap: Diyabette kalp-damar riskini azaltmak için bir diyet programı uygulamalı, egzersiz yapmalı, kilo vermeli, sigara ve alkol kullanmamalı, kan şekeri seviyesini normal sınırlarda tutmalı, hipertansiyon varsa kan basıncını kontrol altında tutmalı ve kolesterolü azaltmalıdır. Düşük doz (80-100 mg/gün) aspirin kullanımı özellikle ateroskleroz gelişme riski yüksek olan diyabetiklerde kalp krizi, inme gibi tıkayıcı damar olaylarının gelişme riskini azalttığı, sağ kalım süresini belirgin şekilde uzattığı için bu ilacı tolere edebilen (mide şikayetleri ya da alerjik olan bireyler gibi aspirin alması sakıncalı olanlar dışında) tüm hastalarda uygulanmalıdır. A, C ve E vitaminleri antioksidan etkileri nedeniyle, aterosklerozda daha zayıf da olsa ilerleme hızını yavaşlattıkları ispatlanmış vitaminlerdir. B vitaminleri ise homosistein denilen ateroskleroz için önemli bir diğer risk faktörü olan maddenin kan seviyesini düşürebildikleri için bu hastalarda sıkça tercih edilmektedirler. Sorulanın aksine aspirin ve C vitamini için bu olumlu etkileri dışında bir etki bugüne kadar bildirilmemiştir.

Kramplar, özellikle diyabetin kronik; yani uzun dönemde olan komplikasyonlarından biri olan sinir hasarı (nöropati) sebebiyle oluşabileceği gibi, diyabete eşlik edebilen birtakım kan elektrolit bozuklukları ya da bazı diyabet ilaçlarının yan etkilerine bağlı da olabilir. Bu nedenle böyle bir yakınma durumunda doktora başvurulması, nedenin araştırılması doğru bir yaklaşım olacaktır.

Endokrinoloji Uzmanı
Dr. Özay Tiryakioğlu

Yüksek tansiyon hastasıyım, ’ayva, fındık, kestane yeme’ diyorlar
55 yaşında yüksek tansiyon hastası bir beyim, kitaplardan okuduğum kadarıyla ‘Kavun, ayva, kestane, karabiber, sumak, fındık, hindistan cevizi, kereviz, pancar, şalgam tansiyon hastalarına yasak’ diyorlar. Bir de pişmiş tahıllar için yasak deniyor. Ne derece doğrudur?

Cevap: Hipertansiyon tedavisinde dikkat edilmesi gereken 3 önemli nokta şu: 1- Kilo normal sınırlarda olmalıdır. 2- Alkol alımı sınırlı olmalıdır. 3-Sodyum alımı sınırlanmalıdır. Bunun için yemekler tuzsuz pişirilmeli, ekmek de tuzsuz tüketilmelidir. Sodyum oranı yüksek yiyecekler; konserve, turşu, salamura, sucuk, salam, sosis, pastırma, zeytin, kuruyemişler, kurubaklagiller, hazır gıdalardır. Doymuş yağ asitlerini yüksek oranda içeren tereyağı, sade yağ, iç yağı ve katı margarin kullanılmamalı, zeytinyağı ile diğer bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir.

Beslenme ve Diyet Uzmanı
Hande Öngün

Akciğer kanseri kandan teşhis edilebilecek
istanbul’da devam eden 31’inci Avrupa Medikal Onkoloji Kongresi’nde konuşan Fransız bilim adamları, akciğer kanserini diğer kronik akciğer hastalıklarından ayırarak, etkin bir erken teşhis sağlayacak bir yöntem geliştirdiklerini açıkladı. Akciğerlerinde kanser ya da solunum yetmezliğine yol açan anfizem gibi kronik rahatsızlık olanlarda aynı türde hücre bozulması meydana geldiği biliniyor. Ancak kanser vakalarında belli bir noktadan sonra moleküler düzeyde farklı değişiklikler oluyor. Fransız Arnaud de Villeneuve Hastanesi’nin onkoloji uzmanları ise, tam bu kansere dönüşüm noktasında yapılacak bir kan testiyle, hastalığın kronik bir rahatsızlık mı, yoksa gerçekten kanser mi olacağını anlamayı başardı. Yüzde 90 doğru teşhis koyan uzmanlar, hastadan alınan kan örneklerinde, kanser hücrelerinin ürettiği özel proteinlerin izini sürerek, akciğer kanserinde hayat kurtaran erken teşhisin yolunu buldu. Ancak uzmanlar bunların ilk bulgular olduğunu ve halen teyit edilmeyi beklediğini bildirdi. Kaynak: Associated Press

Uzun kadınlarda ikiz şansı yüksek
Amerika'lı bilim adamları tarafından yapılan bir araştırmada uzun boylu kadınların ikiz sahibi olma ihtimalinin, kısa boylulara oranla daha yüksek olduğu ortaya çıktı. New York’taki Long Island Yahudi Tıp Merkezi uzmanlarınca yapılan boy ve doğum arasındaki bağlantıyı inceleyen çalışma, 129 kadın üzerinde yürütüldü. Tek seferde ikiz ya da üçüz gibi çoklu doğum yapan kadınların boyunun ortalama olarak 1.65 metreden uzun olduğu belirtildi. ABD’de ortalama kadın boyu 1.60 metre olarak kabul ediliyor. Bilim adamları, uzun boylu kadınların çoklu doğum yapma ihtimalinin yüksek olmasını, IGF adı verilen insülin benzeri büyüme hormonuna bağlıyor. Karaciğerde salgılanan ve uzun kemiklerde hücre büyümesini tetiklemek gibi etkilere sahip olan IGF aynı zamanda kadında yumurta oluşumunu da artırıyor. Uzun boylu kadınlarda IGF daha çok bulunduğu için çoklu doğum ihtimali de buna bağlı olarak artıyor.

Kaynak: Healthday.com

Hafta içi TV okulu etkiliyor
Amerika'lı bilim adamları tarafından yapılan bir araştırmaya göre okul çağındaki çocukların hafta içi televizyon izlemesi ya da video oyunlarıyla zaman geçirmesi derslerini olumsuz yönde etkiliyor. Montefiore Hastanesi uzmanlarının 4 bin 500 ortaokul öğrencisi üzerinde yaptığı araştırmada, haftasonu televizyon izlemek ya da bilgisayar oyunu oynamak ise okul hayatına olumsuz etki yapmıyor. Bununla birlikte uzmanlar, haftasonu günde 4 saati aşacak şekilde oyun ya da televizyonla vakit geçiren çocukların okul başarılarında hafif de olsa bir düşüş yaşanabileceği yönünde uyarıyor. Kaynak: Associated Press

YARIN: Kanser Kongresi’nin ardından Prof. Haluk Onat’la değerlendirme...

DİĞER YENİ YAZILAR