Söz ortadirekte

Ekonomik rakamlarla sokaktaki gerçek birbirini tutmuyor. Enflasyon düşüyor diyorlar ama geçim giderek daha da zorlaşıyor. Beli bir türlü doğrulmayan ortadirek anlatıyor

Haberin Devamı

Enflasyon düşüyor, makro dengeler toparlandı, Türkiye'ye yabancı sermaye akını var... Başbakan, bakanlar, ekonomi çevreleri mutlu... Herkes Türkiye'nin müreffeh geleceğinden bahsediyor. Bir yabancı bunları dinlese, "Türkiye cennetmiş" diyecek... İyi de hiç sokakta koşturan insanların yüzüne dikkat ettiniz mi? Ben de farkına yeni vardım... Gülümseyen insan yok... "Ekonomi hakkında sokaktaki adam ne düşünüyor?" sorusuna bir yanıt aramak için çıktım yola... Öyle gecekondu semtlerine ya da işsiz kahvelerine dalmadım. Orta sınıftan insanlar seçmeye çalıştım hep. Haneye yaklaşık 1.5-2 milyar lira sokabilen şanslı kesime!.. Her soruma aldığım yanıt, mutsuzlukla yüklüydü. Cennet gibi vatanda bu kadar mutsuz kul!.. "Enflasyon düşüyor" diyorum, "Öyle mi? Neden domates üç yıl önce 300 bine satılırken, bugün 1.5 milyon" cevabı geliyor. Bu yıl balık gani, balıkçılar gülümsüyordur diye bir balıkçıya yaklaşıyorum. "Balık gani de alan nerede?" diye o bana soruyor. Erdoğan Taşkın, "Hiç birbirimizi kandırmayalım... 65 yaşındayım, hep vaat dinledim. İşte 5 milyona cinekop, 2 milyona palamut... Yine de alamıyor millet" diye devam ediyor. Derken siyasete getiriyor konuyu: "Memleketin başına geldiler, fabrikatör gibi para kazandılar. Doğru, Türkiye bazıları için cennet!" son noktası oluyor. Her yerde cevapların sonu politikaya bağlanıyor. 25 yıllık şoför Bahattin Kılıç, "Tayip Erdoğan seçilirken benim Kasımpaşa'da baba yadigârı bir evim, bir de Altunizade'de bir dairem. Bende hâlâ sadece onlar var... Peki başbakanda neler var?" diyor. "Acaba muhalefet partisinden mi?" diye düşünüyorum. Soruyorum da... İşte aldığım cevap; "Yok be abla, biz Ekmek Partisi'ndeniz!"

Maaşlara muska mı takalım!
Daraldım! Deniz havası iyi gelir diye atlıyorum vapura... Orta halli kesimin ağırlıkta olduğu türden, 30 yaşlarında iki hanımın yanına oturuyorum. İkisi de özel okulda öğretmen. Aşağı yukarı ellerine 2 milyar civarı geçtiğini tahmin ediyorum. Mutsuzlar! Biri başlıyor söze, "Maaşın çoğu mutfağa ve doğalgaza gidiyor. Eskiden haftada iki kez arkadaşlarla yemeğe çıkardık. Şimdi ayda iki kez, ama o bile ağır geliyor. Okulum Akmerkez'e bakıyor, ama yemin ettim kredi kartıyla artık alışveriş etmeyeceğim." 3.5 milyarlık kredi kartını ödeyene kadar iki yıl boyunca ıstırap çekmiş. Hepsini kırmış, vitrinlere çoktan küsmüş. Maaşının önemli bir kısmım biriktirip ancak bir ev alabilmiş. Hüzünlü bir gülüşle "Maltepe'de ilk depremde yıkılacak bir evim var" diyor.

Biraz ortamı neşelendirmek lazım, zaten adı da Neşe ve bu hüzün ona yakışmıyor! "Başbakan, 'Üç yıl öncesinden az ekmek alıyorsanız bana beddua edin. Çok alıyorsanız duacı olun' dedi. Duacı mısın?" diye soruyorum. "Ne biçim lafsa!.. Beddua edersem, iktidardan mı düşer? Yoksa daha sağlam bir evim mi olur? Zaten en çok canımı sıkan da bu zihniyet" diyor. "Maaşlara muska takalım! En iyisi ulemaya danışalım, maaşın bereketi nasıl artar diye" bitiriyor sözlerini. En azından Neşe neşelendi! Kahkahaları koyuveriyor...

Bu orta kesim... Enflasyondaki düşüş, makro dengeler, yabancı sermaye bu evlere uğramamış. Peki ya emekliler? Sorma gitsin! Onlar 2 milyona palamut alamıyor ki, hangi enflasyondan bahsetmeye yüzüm olsun!

5-10 yıl sonra düzlüğe çıkarız da ben göremem
Erdoğan Taşkın 66 yaşında (emekli):
* Çinekop kaça?
5 lira, palamut 2 lira. Canlı canlı bunlar...

* Alan var mı bari?
Eskisi gibi değil. Ama buna da şükür!

* Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?
Ben Karaca'da ustabaşıydım. 7 yıl çalışıp dışarıdan ödedim. Şimdi emekliyim.

* Kaç para emeklilik maaşı?
500 küsur. Hanımı da emekli yaptım.

* İki tane emeklilik maaşı var yani...
He...

* Ne güzel. Her şeye yeter...
Nasıl yetiyor? Yettirsene...

* Bilmem ki, hem balıkçılık yapıyorsunuz. Hem iki emeklilik maaşı, geçinirsiniz diye düşündüm...
Bir torunum yanımda. Lisede okutuyorum... Bak geçen gece hanım hastalandı. Sigortaya götürdük. Taksi parası dışında 85 lira verdik. Eee...

* Türkiye'de işler yolunda gitmiyor mu?
Nerde! Eski yaşantımız çok güzeldi. Kemer sıkıyorsun, sıka sıka hal olduk. Bu yolun nereye gideceğini görebeliyor musun? Biz göremiyoruz. Var gözüküyor, yok! Vallahi yok. 20 milyon liralık mazot alıyorum. Üç gün yetiyor. Dördüncü gün yine mazot almam lazım. Yoksa yolda kalırım. Denizde kalsam, gel beni itele de koyalım tekneyi yana diyemezsin ki, akıntıya kapılır gider...

* Balık çok bol, hem de ucuz... Millet alabiliyor mu?
Yine alamıyor efendim. Hiç birbirimizi kandırmayalım. Bu ülke inşallah çok iyi olacak. Çünkü daha evvelerden duyduk işittik. Amerika'ya en çok borcu olan ikinci ülke biziz. Onu da boş ver. Deprem için tartışıyoruz. Hani ne yapıldı, toplanan paralar nerede? Bu ülke belki bir beş, on yıl sonra iyi olur ama... Ben yaşar mıyım onu bilemem.

2 milyarla ucu ucuna yaşıyoruz
Oya Karakurt (45-ev hanımı): İki çocuğum üniversitede okuyor. Eşim emekli. Ben çalışmıyorum. Eve giren bir emekli maaşı ama hariçten de giren var. 2 milyar civarında bir para giriyor eve. Ama yine de ucu ucuna yetiyor. Ne ölüyoruz ne kalıyoruz öyle idare ediyoruz. 3 yıl öncesine göre bir bolluk olduğuna inanmıyorum. Özellikle çoluk çocuk okutanlar aylık giderini mümkün değil tahmin edemez. Her şey iyi değil ve sanki daha zora gidiyor gibi geliyor bana. 5-6 yıl önce büyük alışveriş merkezlerinden alışveriş yapıyordum. Ama her gidişte aldığımız ürün sayısı azalıyor, verdiğim para çoğalıyordu. Enflasyonun düştüğüne inanmıyorum. Hangi market en ucuzsa oradan alışveriş yapıyorum. En ucuz ürün nerede, hangi ürün kampanyalı, ona bakıyorum. Eskiden eşimle bir yerde yemek yerdik. Artık hiç gitmiyoruz. Oysa bizim durumumuz kötü diyemem.

Kimse alamayınca fiyatlar tabii ki düşer
Bahattin Kılıç. 51 yaşında. 25 yıllık şoför: Tayyip Erdoğan 1989'da belediye başkanı seçilirken benim bir Altunizade'de, bir de babamdan kalma Kasımpaşa'da evim vardı... Hala bu ikisi var. Ama başbakanımız bugün sayılı zenginlerden. Bu sözlerim politik algılanmasın biz ekmek partisindeniz. Vallahi üç yıl önce üç çocuk okutuyordum. Ev kirası veriyordum. Ayda 1 milyar da para biriktiriyordum. Lüks mü yaşıyordum? Yok. Ama çoluk çocuk arada bir dışarı çıkıp yemek de yiyorduk. Şimdi sıkıntı çekiyoruz. Taksicilikten bir günde topladığım para 120 milyon... 30-40 milyon liraya gaz alıyorum. 50 milyon patrona veriyorum. 30-40 milyon da bana kalıyor...Şimdi görünürde bakıyorsunuz, işler iyi deniyor. Bugün bir arkadaş aldım müşteri ekonomiciymiş. "İyi olacak" dedi. "Ne zaman iyi olacak?" diye sordum. "Beş yıl, on yıl sonra" dedi. İyi de ben görebilecek miyim? Mağazalarda 40 milyona takım elbise var. Nasıl oluyor bu? Bu üretici ne kazandı da 40 milyona satacak olan mağaza sahibi kazansın? Kimse almıyor da ondan fiyatlar böyle. Kimse almayınca tabii ki fiyatlar düşecek. Başbakan Erdoğan diyor ki, "3 yıl önce aynı parayla kaç ekmek alıyordun şimdi kaç ekmek alıyorsun. Az alıyorsan bana bedduanı yap, çok alıyorsan da duanı yap" diyor... Artık herşeyi sınırlı yiyoruz. Örneğin, markette peynir 8 milyon. Biz gidip pazarda 3 milyona olanını alıyoruz.

Faizler düştü, şimdi herkes hesabını biliyor
Hüsnü Genç, (46) Namı Laz Bakkal: Artık günlük fiyat oynamaları yapmıyoruz. Neticede bir ay önceki fiyatla aynı fiyat olması alışıldık birşey değil ama güzel. Ancak yine de alım gücü artmıyor. Eskiden insanlar gerekli gereksiz alırlardı. Şimdi tasarrufu öğrendiler. Paranın para kazandığı dönemde daha çok alışveriş vardı. Artık üste para koyma dönemi bitti. Kazanılan yeniyor. Bizim dükkana orta sınıf ve hatta biraz üzeri gelir. Ne yalan söyleyeyim eskiden alışverişi yapar, kilosunun kaça olduğunu sormazlardı. Şimdi artık herkes önce fiyat soruyor. Repoda yüzde 5 binler varken bu saadet zinciri içinde yer alanlar için fiyat önemli değildi. Ama bugün onlar da paradan para kazanamıyor. Mevcut paralarını en iyi şekilde değerlendirmenin yollarını arıyorlar. Yani anlayacağınız artık para çok kıymetli.

Tek lüksüm memleketime gidebilmek
Halil Ceyhan (Emekli-65): Son üç yılda 125 lira zam aldım. Maaşım şimdi 425 lira. Enflasyon düştü, dolar aylardır yerinde sayıyor; herkes dolara yatırım yapardı şimdi kendi paramıza yatırım yapıyor. Bunlar güzel gelişmeler. Benim bir tek lüksüm var, o da memleketim Malatya'ya gidebilmek; Bu az şey mi? 45 yıllık karıma hediye alabilecek durumda değilim ama çocuklarımın desteğiyle geçiniyorum.

Düğünde bilezik alan şimdi çeyrek alıyor
Murat Evergin (Kuyumcu-36): Ekonominin iyi gidip gitmediği altın satışlarından belli oluyor. Altın satışı geniş halk kitlelerine değil, genelde belirli dar bir kitleye hitap ediyor. Oysa toplumumuz altını çok severdi. Düğün olurdu burma bilezik alırlardı. Şimdi onlar bile çeyrek altın alıyor. Bunlar çok önemli veriler. Bunlara bakarak ekonomi çok iyi gidiyor diyemeyiz. Benim kriterim bu ve durum işte bu kadar kötü.

Tek artı önümüzü görebiliyor olmamız
Erol İşler (Bağkur emeklisi-61): Son üç yıldır geçmişe oranla ne çok daha fazla et yiyoruz ne de eşimle birlikte yemeğe çıkıyor, sinemaya gidebiliyoruz. Bunların hiçbirini gerçekleştirebilecek ekonomik güce sahip değilim. Aylık ücretim 470 YTL. Ancak şunu söyleyebilirim; geçmiş dönemlere oranla en büyük artımız artık önümüzü görebiliyoruz. İki dükkanımı geçmiş krizlerde kaybettim. Şimdi en azından bir istikrar var gibi.

Kıyafete düşkündüm artık alamıyorum
Muhsin Sağcan (serbest meslek-50): Aylık gelirim 3 milyarı buluyor. Hiç de az değil. 6 çocuğum var ama ev kirası ödemiyorum. Buna rağmen bu para yetiyor mu? Yemin ediyorum yetmiyor. Kılık kıyafetime çok önem verirdim; ayda hiç almazsam iki gömlek alırdım kendime; artık eskilerle idare ediyorum. Kredi kartlarına taksitle alış veriş yapmaya da son verdim. Bugünlerde tek yaptığım borçlarımı kapamak.

DİĞER YENİ YAZILAR