Nazikar Teyze, Erdemir satılırsa oğlunun evi de elden gidecek sanıyor!

Ereğli'nin meydanında yanımda yaşlı bir teyze, üç bin çıplak adamın arasında oğlunu arıyoruz... "Şu mu?" diyorum, Nazikar Teyze olur mu der gibisinden bakıp, "Benim oğlum daha uzun boylu" diyor

Haberin Devamı

Bu sefer uzun birisini gösteriyorum, "Peki ya bu mu?" Yine sinirleniyor. "Olur mu? Benim oğlum mavi gözlü!" Anladık, oğlunu yere göğe sığdıramıyor. Bir mavi gözlü, uzun boylu bulup gösteriyorum... "Herhalde budur teyzeciğim"... "Yok canım, bu sıska... Benim oğlum aslan gibi..." Tövbe yarabbi... Zaten önüm arkam, sağım solum gömleği fora etmiş adamlarla dolu... Göbeklisi, kıllısı, sıskası, adalelisi...

Absürd bir rüya değil, gerçek. Film de çekmiyorlar... Burası Karadeniz Ereğlisi... Çıplaklar, 08.00-16.00 vardiyası Erdemir işçisi... Özelleştirme lafını duydular mı cinnet geçiriyorlar... Tayyip Erdoğan ya da Kemal Unakıtan'ın adı anıldı mı tepelerinin tası atıyor! Allah'ın her günü miting yapıyorlar. Zira bir-iki hafta sonra ihaleye çıkılacak...

Tüm işçiler sosyalist mi?
3 bin çıplak adam, bundan önce yüzlerce kez tekrarladıkları sloganlar atıyorlar: "Bizi satanı biz de satarız", "Erdemir vatandır, vatan satılmaz", "Erdemir'e gelmeyin, bizi katil etmeyin", "Erdemir Türk'ündür, Türk'ün kalacak"... Ne yazık ki küreselleşme slogan mlogan dinlemiyor. Tüm dünyada kamu kuruluşları ya haraç mezat ya da hak ettiği bedelle özel sektöre geçiyor... Peki Erdemir işçisi neden özelleştirmeye bu kadar tepkili? Doğuştan sosyalistler mi? Hayır... Aşırı milliyetçiler mi? O da hayır. Aslında hepsinin derdi gelecek kaygısı... Kimisi Erdemir özelleşirse işinden olacağından, kimisi aldığı maaşın kuşa döneceğinden korkuyor. Bu arada maaş da maaş hani! En az 1.5-2 milyar kazanıyorlar. Eline 3 milyardan fazla geçen işçi de var... Yani gelecek kaygısı bayağı yüksek!

Ereğli, Charles Dickens'ın romanlarındaki tek fabrikanın hayat verdiği sanayi şehirlerine benziyor. 95 bin nüfuslu ilçede tam 7 bin 500 kişi Erdemir'de çalışıyor. Yani, Erdemir demek Ereğli demek! Sokakta kime sorsanız, ya eşi, ya kardeşi, ya da bir yakını Erdemir çalışanı çıkıyor. Erdemir'in Dickens'ın romanlarından farkı ise, çok daha temiz ve modern olması. Bu dev fabrika aynı zamanda sanayi çağının bir sembolü... Demir-çelik sektörünün bir abidesi... Binlerce işçi tam üç vardiya çalışıyor. Yüksek fırınlarda ateş hiç sönmüyor, işte o yüzden, bu özelleştirme meselesi sadece Erdemir işçisini kaygılandırmıyor. 7'den 70'e tüm Ereğlililer, sabah özelleştirmeyle uyanıyor, akşam özelleştirmeyle yatıyor. Rüyalarında özelleştirme kabusları görüyor.

Ekonomi felç oldu
Sadece özelleştirmenin lafı bile, Ereğli'de ekonomik yaşamı felç etmiş. Esnaf, siftahsız kepenk kapatıyor. Zira, velinimetleri aylardır özelleştirme korkusuyla sadece yiyecek ve içeceğe para ayırıyor. Gerisini ya bankaya ya altına yatırıyor. Özelleştirme sonrası zor günler için... Anlayacağınız, özelleştirmenin ilk kurbanı esnaf olmuş. İkinci kurban AKP.. Bir dahaki seçimde bu ilçeden oy almaları çok zor. îşin garibi, Ereğlili AKP'liler de Erdemir'in özelleştirmesine karşı ama ne fayda...

Miting bitmek üzere, Nazikar Teyze hâlâ oğlunu arıyor. Bu arada da bana laf yetiştiriyor. "Dört oğlum var. Bir Sinan'ı sokabildik Erdemir'e... Sekiz senedir çalışıyor. Allah'a şükür evini de aldı... Kocam fırıncıydı, ölene kadar hep çalıştı. Ama öldüğünde tek bir dikili ağacımız bile yoktu. Ancak boğaza yetti" diyor. Endişeli... Sanki, Erdemir özelleştirilirse, oğlunun evi de elden gidecek sanıyor. "Korkma be Nazikar Teyze" diyeceğim, ama keşke ben de emin olsam evin elden gitmeyeceğinden... Nazikar Teyze, yine gözlerini dikiyor çıplak kalabalığa... Bense onun son sözünü tekrarlayıp duruyorum: "Bir dikili ağacımız bile yoktu kocam öldüğünde..."

'2001 krizini biz şimdi yaşıyoruz'
Karadeniz Ereğlisi'nin köklü tüccarlarından Şeydi Cöbekoğlu, ilçede tam anlamıyla bir ekonomik kriz yaşandığını söylüyor. "Piyasada yaprak kımıldamıyor. Esnaf siftahsız dükkan kapatıyor. Biz 2001'i şimdi yaşıyoruz" diyor. Cöbekoğlu'nun, Meydanbaşı'nda elektronik ve beyaz eşya dükkanı var. Kampanya üstüne kampanya yapıyor, ama nafile... "Bir beyaz eşya alana, 200 milyonluk elektrikli süpürgeyi bedavaya veriyoruz. Buna rağmen satış yok. Zira milleti gelecek kaygısı sardı. Elinde ne varsa biriktiriyor" diyen Cöbekoğlu'nun Başbakan'a da bir çift lafı var: "Erdemir'de pislik var, dedi. Madem öyle, nerede varmış göstersin!" Peki ya özelleştirmenin akıbeti hakkında ne düşünüyor? Güzel bir benzetmeyle cevap veriyor: "Maalesef silah Tayyip Erdoğan'ın elinde... Ve o silahın tetiğini çekecek. Bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok! Şu anda çoğu kimse işin farkında değil. Satılınca ayacaklar. Hadi yerli firma alsa neyse ama ya yabancı alırsa Er demir'i? Türkiye için çok büyük kayıp! Ereğli, Karadeniz'in en büyük limanı. Karşısında askeriyenin limanı var. Böyle korkunç şey olur mu? Ama Maliye Bakanı, bunları düşüneceğine 'Erdemir'i satarken size mi soracağım?' diyor. O herhalde Erdemir'i kendi malı sanıyor! Erdemir verilirse Ereğli ve iskenderun limanlarıyla birlikte lojmanlarının bulunduğu araziler de verilecek. Sorarım size, gelen adam o arazilere lojman mı yapacak? Yoksa satacak mı?"

DİĞER YENİ YAZILAR