İnsan eliyle cennet yaratmak

Haberin Devamı

Bir yazara “Kalem” adı taşıyan bir ada yolculuğundan daha güzel bir armağan verilebilir mi?

Yirmi yıldır beraber tırmandığımız sarp yamaçlarda, güldüğüm zaman gülen, ağladığı zaman ağladığım, sefadan sürgüne kaderin haraşo örgüsündeki ilmiklere birlikte dolanıp, düğümleri birlikte çözdüğümüz güzel arkadaşım, kod adı Civciv, işte böyle bir armağan verdi bana.

Kendimizi Ege yollarına vurduğumuzda, kesinlikle nereye gittiğimizi bilmiyordum. “Sürpriz” diyordu, sarışın sarışın gülüyordu Civciv.

Yemyeşil Dikili sahillerine gelince sustum. Türkiye’nin Batı’sında bu kadar göz alıcı bakir topraklar kalabileceğini hiç düşünmemiştim.

Ege kıyısına asılı unutulmuş cennetleri geçip adı gibi beyaz Bademli köyüne vardığımızda, kıyıdan sadece 500 metre uzaklıktaki Kalem Adası’nı görünce, “Vay Canına” diye bağırmışım. Ardında bir nedime gibi taşıdığı Garip Adası, denizin mücevher mahfazası gibi sardığı zümrüt ada, gerçek olamayacak kadar güzel, hayal olamayacak kadar haşmetliydi. Haşmeti haşmet kılan da Türkiye’de hiç alışık olmadığımız bir zevk ve itinayla çalışmış insan elleriydi. Başka bir deyişle Kalem Adası, botanik dokusu ve mimarisiyle insan tarafından yaratılmış bir uygarlık eseri!

Kimi insan dokunduğunu ihya eder, kimi insan ziyan...

Birincilerden olan iş adamı Yüksel Dartar, 1973 yılında Kalem ve Garip adalarını satın aldığında, her iki ada da Ege’nin turkuazdan zümrüte tüm renklerini taşıyan ve çeşit çeşit balığın kaynadığı muhteşem denizin ortasında çorak topraklarmış. Yüksel Dartar, bu adaları, özellikle de Kalem Adası’nı binlerce ton verimli toprakla beslemiş, palmiye, zeytin, ceviz, badem, ıhlamur, iğde, çam ağaçları ve çiçek tarhlarıyla döllemiş.

Ve hayalindeki doğayı çizen bir ressam gibi yoktan var ettiği Kalem Adası’nda kendi cennetini, doğanın ortasında bir yaşam alanı kurmuş. Bugün, tümüyle Yüksel Dartar’ın fikir ürünü, surları olmayan bir orta çağ kalesinin iç düzenine göre inşa edilen yerleşke, Oliviera Resort adıyla hizmet veren bir butik otel.

Naçizane bencileyin, Türkiye kıyılarını birbirinden görgüsüz, birbirinden ucube ve gülünç tesislerle Disneyland’a çeviren yatırımcıların Kalem Adası’na gidip tarihe saygılı ve doğaya uyumlu turizm nedir, dokuyu bozmayan imar ihtişamı nasıl sağlanır, görüp öğrenmeleri gerek.

İ.Ö. 406 yılında Atina ile Isparta arasında büyük bir deniz savaşına sahne olan Kalem ve Garip adaları, antik çağda ışığı yansıtan kum sahilleri yüzünden “aydınlatıcı” anlamına gelen Arginsai adıyla anılırmış. Oliviera Resort, tamamı el işçiliği taş yapılardan oluşan, deniz kabuğu görünümündeki şato mimarisi, botanik bahçesi ve bahçeye tarihin serpiştirdiği antik kalıntılarla bir rüya âlemi. Küçük bir anfitiyatro bile var ve Dartar ailesi, hepsi Bergama Müzesi’ne kayıtlı tarihi eserlerin üzerine titriyor.

Oliviera Resort, mimari görkemine karşın dört yıldızlı, beş yıldızlı, lüks bir tesis değil. Zaten benim hoşuma giden de böyle olmayışı. Hepi topu topu otuz odasında gerekli her şey var, gereksiz hiçbir eşya yok. Ölçülü, sade ve zevkli otelde, en seçkin hizmet, mutfak alanında veriliyor: Yemekler harika, tabaklardaki estetik ortamın güzelliğiyle yarışıyor ve bir o kadar önemlisi, tesis sahiplerinin idealizmiyle personelin kalitesi birbirine denk. Kalem Adası’nda herkes Ege’nin alçakgönüllü, candan sevimliliğini olgunlukla taşıyor.

Yalnız yollarına bile çakıl taşlarının, minyatür Arnavut kaldırımlarının tek tek döşendiği el emeği, göz nuru Kalem Adası’nı bir yeryüzü cenneti haline getiren Yüksel Dartar, 2000 yılında vefat etmiş ve 2006 yılında kapılarını açan Oliviera Resort’u görememiş. Ama çocuklarını o kadar iyi yetiştirmiş ki, bugün adanın ve tesisin sahibi altı kardeş sıra dışı bir uyumla babalarının meşalesini taşıyor, fikirlerine sahip çıkıyor, açtığı yoldan sadakatle gidiyorlar.

Biz, Dartar kardeşlerden Alaattin ile Zehra’yı tanıdık ve çok sevdik. Her gün yeni bir ağaç diktikleri, çiçek açtırdıkları coşkularını, çevreci projelerini paylaştık.

Ve Türkiye’de güzeli yararlıya eşleştiren, doğaya saygılı turizm de yapılabiliyormuş, dedik.

DİĞER YENİ YAZILAR