Cehaletin uzlaşmazlığı

Haberin Devamı

Birincisi, “laikliğin” ne demek olduğunu biliyor ve anayasasına bakarak Türkiye’yi laik kabul ediyor, din ve inanç özgürlüğü çerçevesinde inançsızlık hakkını kullanmaya çalışıyor. Ama kullandırtmıyorlar. Çünkü Haluk Şahin hocamızın “Paranoyak” başlıklı yazısında mükemmel biçimde özetlediği gibi, dine dayalı düzeni hazırlayanlar, “toplumu değiştir, yasalar nasılsa değişir,” taktiğini benimsediler.

İkincisi, bu taktiğin ne kadar etkili olduğunun canlı kanıtı: Bırakın laik olmak, laikliğin ne olduğunu bilmiyor. Devlet işlerini din işlerinden ayırmak ne demek? Devletin resmi okulu ile özele ait bir medya plaza arasındaki farkı bile algılayamıyor çimdik kadar mantığıyla. Onun açısından her kuruma ibadethane açılmalı, üstelik herkes Sünni Müslüman ve 5 vakit namazında olmalı.

Buyrun okuyun, hangi cehaletin pençesinde debelendiğimizi ve 22 Temmuz’da makas değiştirmezsek, trenin nasıl bir istasyona yollandığını (bir kez daha) anlayın...

***

“Sayın Mine G. Kırıkkanat,

Türkiye’deki internet ortamında vahim gelişmeler var. Keyfi olarak sitelere erişimler engelleniyor, bazı fikir yazıları yayınlanan site ve forumlar kapatılıyor. Bu kapatmalar kesinlikle bir bildirim, hatta uyarı yapılmadan gerçekleştiriliyor. Türk Telekom hiçbir gerekçe göstermeden siteleri kapatarak, fikir özgürlüğünü tek taraflı olarak engelliyor. Özellikle son kapatma kararları, Adnan Oktar isimli şahsın müritleri tarafından açılan davalara dayandırılıyor.

Mahkeme kararları da aynen Türk Telekom’un yaptığı gibi tek taraflı ve hiçbir bilgi verilmeksizin alınmakta. Hukukta karşı tarafı bilgilendirmeden ve savunma hakkı kullandırmadan cezalandırma var mıdır? Bu nasıl bir adli sistemdir ki, Adnan Oktar denen kişinin tüm başvurular incelenmeden, araştırılmadan kabul görüp şikâyet ettikleri siteler kapatılmaktadır?

Bu nasıl sistemdir ki tüm dünyada insanlar özgürce iletişim kurabilirken, Türkiye’de demokratik haklar ve düşünceler böylesine kolayca engellenmektedir?

Ben ateizm.org adında, 6 yıldır faaliyet gosteren bir tartışma sitesinin yöneticisiyim. Sitemiz bugün hiçbir gerekçe gösterilmeden kapatılmış. Kapatıldığımızı da Adnan Oktar denen şahsın müridi olan Oktar Babuna’nın sitesinde,

sitemizi derin devlete ait komünist bir site diye lanse ettigi yazısından öğrenmiş bulunuyoruz.

Bu keyfî ve taraflı uygulamalara yönelik olarak konuya koşenizde değinmeniz, bizi ve bizim gibi mağdur edilmiş onlarca siteyi memnun edecektir.

Saygılarımla Oğuz”

***

“Bağcılar’da bir lisenin bodrum katında kız ve erkek öğrencilerin gizli gizli namaz kıldıkları, bando mızıka aletlerinin depolandığı izbelik yeri medyadan öğrendik. Haber, sanki öğrencilerin karıştığı bir eroin partisi, satanistlerin ayinleri veya fuhuş pazarlığı verilir gibi aktarıldı. Gazeteler manşetten verdiler.

Okulda namaz mı kılınırmış? Namaz kılan kız ve erkek öğrenciler tek tek kıldıkları halde ” toplu namaz “ başlıkları gördük.

Halbuki insanların yaşadığı her yer ve kurumda ibadet için doğru dürüst bir yer ayrılması en tabii insan hakkıdır. İbadet için ayrılan yerin de rahat ulaşılabilir bir katta olması ve bakımlı tutulması da gerekir. İnsanlara, dine ve namaza saygı bunu gerektirir. Bu okulda da böyledir, hastanede de, iş yerlerinde de.

Camiler ne güne duruyor denilecektir. Ama bilindiği gibi İslam Dini, mensuplarına günde 5 vakit namaz kılmayı emretmiştir. Dar zamanda bulunduğu binadan camiye gidip gelemeyecekler için ibadet yeri elzemdir. Laik olmak buna mani değildir. Avrupa ve Amerika’da ibadet yeri tahsisi çok yaygındır.

Bağcılar’da namaz hadisesini gündeme taşıyan Doğan Medya Gurubunun binası Hürriyet Medya Tower’de dörtbaşı mamur bir mescid bulunmaktadır.

Ve görüldüğü kadarıyla bu mescid hiç de skandal olarak haberleştirimemektedir.

Doğrusu da budur...

Önder”

DİĞER YENİ YAZILAR