Okurlar yazıyor

Biz menopozlu, ateşli cumhuriyet kadınları! Sevgili Mine Hanım, evet, laik cumhuriyetimize bir şeycikler olmaz sanırdık

Haberin Devamı

“Biz menopozlu, ateşli cumhuriyet kadınları! Sevgili Mine Hanım, evet, laik cumhuriyetimize bir şeycikler olmaz sanırdık. Çünkü hiç mücadele etmeden, nasıl kazanıldığını ve yaşatılacağını düşünmeden, hazır bulduğumuz nimetin değerini kıskançlıkla korumayı bilemedik.

Rehavete kapıldık, nasıl olsa askerimiz var, asla rejim değişmez sandık! Demokrasinin aritmetik cilveleriyle çoğunlukken azınlığa düşebileceğimizi kavrayamadık. Demokrasi bahanesiyle ordumuz susturulurken, aslında tüm ulusun susturulmaya çalışıldığını geç kavradık!

Büyük çoğunluğumuz ne yazık ki böyle hissetti: Olanlardan sorumluyuz.

Ancak son beş yıl şunu bize öğretmiştir ki, Türk halkı taleplerini topluca, kesin ve net olarak ortaya koymazsa hiç kimseyi suçlamaya hakkı yoktur. Her başımız sıkıştığında askerden medet umarak yaşamak, bir türlü büyüyemeyen, hep elinden tutulması gereken küçük bir çocuk olarak kalmak gibi.

Artık yalnız başımıza yürümeyi öğrenmek zorundayız.

Balkonumdaki güvercinlerin, yavrularına uçmayı öğretmek, onları cesaretlendirmek için ne kadar sabırla, inatla uğraştıklarını gözlüyorum, yıllardır.

Askerimiz de kendi ayaklarımızın üzerinde dimdik yürüdüğümüzü görmek istiyor artık, halk olarak bunu da anlamış durumdayız. Ancak iyice bellemek için, tekrar tekrar anlatmak gerekiyor.

Son yılların acı deneyimlerindendir ki, Akşam yazarı Serdar Turgut’un deyimiyle ’sakin bir menopoza geçiş yerine ateşli rejim savunucusu’bir kadın olarak, aylardır fıldır fıldır mitinglerde koşturuyorum. Sanırım Serdar Bey, ‘geçkin’ kadınların kendisine ‘eğlence’ aradığını ima ediyor. Keşke ‘geçkin beyinlerin’ ürettikleri sakat erkek sendromları topluma dayatılmasaydı, keşke karılarının ve kızlarının ‘gençken’ yürümelerine izin verselerdi de biz de bu yaşta sokaklarda bağıracağımıza başka işlerle uğraşsaydık. Gerçi Sayın Turgut evde oturup örgü örmemizi tercih ederdi, sanırım. Hoşkalın, sevgiyle kalın.

Deniz Duman

***

“Pazar günü mitingdeydim. Anlatılmaz. İçine girip yaşanması gerekiyor. Size rica ediyorum, yazılarınızla destek olun: Deniz Baykal artık lütfen koltuk inadını bir yana ve yerini daha bilgili, daha aktif, krizlerde bile alternatif yaratabilen zekâda genç kadrolara bıraksın! Gerektiğinde onun tecrübelerinden tabii ki yararlanılır.

Atatürk, Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etti, Baykal parti liderliğini emanet edemiyor. Çizdiği kabız politik imaj hepimize ve Türkiye’ye zarar veriyor.

Dünya hızla değişiyor ve Türkiye genç bir toplum. Solu toparlayacak genç, yenilikçi, aktif bir lider Türk siyaseti için yeni bir kan olacaktır.

Bu krizde hükümet kadar basının ve muhalefetin de sorumluluğu var.

Asuman Katırcıoğlu

***

“Deli kız, sabah sabah beni göz yaşına boğdun yine... ‘Sezaryen’de istemiyoruz, göbeğimizi kendimiz keseceğiz... Pes ya, bu kadar mı güzel anlatılır?

Evet kurban, ilk defa ben de gurur duyuyorum halkımla.

Bizim kadınlarımız, sen ve onlar işte kurban...Asıl tehlikenin farkında olan kadınlar. O yüzden ilk sırada kadınlar var. Gözlerinden öperim. Yüreğine sağlık.

Halis Ateş

***


“Londra’da finans sektöründe çalışmaktayım. Bu miting için İstanbul’a geldim ve iyi ki de katılmışım! Tek sözcükle muhteşemdi. Ülkeme dair kaybettiğim güven yerine geldi. Dün Çağlayan, yarın gerekirse Çankaya yokuşlarında, yaşam tarzımızı hep birlikte koruyacağız!

Ercan Uysal

***

Yukarıdaki satırlar, bir sağanağın dört damlası olarak Türkiye’yi yıkayıp paklamadan durmayacak yağmurun müjdecisidir.

Bu yağmur sizsiniz. Ancak yağarsanız bulutlar açılır ve güneş doğar.

DİĞER YENİ YAZILAR