Sekste ‘maruziyet’ sokakta şiddet

Kadına yasakladığı cinsellik hakkı ve özgürlüğünün, tıpkı bir boomerang gibi dönüp aslında erkeğin cinselliğini vurduğuna, erkeği aşağıladığına dair en açık örnek, bence geçenlerde Batman’da “erkeği vuran töre” vahşetidir

Haberin Devamı

Kadına yasakladığı cinsellik hakkı ve özgürlüğünün, tıpkı bir boomerang gibi dönüp aslında erkeğin cinselliğini vurduğuna, erkeği aşağıladığına dair en açık örnek, bence geçenlerde Batman’da “erkeği vuran töre” vahşetidir.

Kadın intiharlarıyla ünlü bu mutena kentimizde, 17 yaşındaki bir delikanlı, gizlice buluştuğu kız arkadaşının babası, ağabeyi ve çeşitli derecelerden akrabası 5 erkeğin tecavüzüne uğradı. Mağdur genç, aşiretinin töreleri gereği “tecavüze uğradığı” için öldürüleceğini bildiğinden ailesine dönmek istemedi. Ancak, aile, olayı kovuşturan savcıya “dokunmayacağız” diye yazılı taahhütname verdikten sonra evine gönderildi.

Akıbeti meçhul.

Bu cinsel katmerli töre vakasına ne sosyolojik, ne antropolojik anlamda bir töre mantığı yüklemek mümkündür. Arkaik bir töre mantığında “Kızımızla gizlice buluştu” suçlamasının altında elbette “kızımızla cinsel ilişkiye girmek istedi, girdi...” suçlaması ve ceza olarak da “suçlu” yu, dövmek, öldürmek vardır.

Ama ırz düşmanı addedilen bir erkeğin, hemcinsi 7 kişi tarafından ırzına geçilerek cezalandırılmasında, mağdurun erkekliğini aşağılamak amacının yanısıra, bizzat gaddarların içinde debelendiği “aşağılık kompleksi” nin itirafı gizlidir.

Olayda, homoseksüel bir tecavüz söz konusudur. Oysa bu tecavüz sanıklarına biri çıkıp “homoseksüel” dese, söyleyeni anında çekip vururlar.

***

Çünkü beyinsellikleri mağara adamlarından daha gelişmiş sayılmayacak bu er kişilerin indinde, bir erkeğe tecavüz eden eşcinsel değildir. Tecavüz edilen, yani ilişkiye “maruz bırakılan” dır. Dolayısıyla “homoseksüel” söylemini küfür olarak algılar, ama eylemini, üstelik yaygın anlamda gerçekleştirmekte “etkin” oldukları sürece bir beis görmezler.

Bu garip anlayışın nedeni ve kaynağı, yine kadınla cinsellikte kuramadıkları ilişki özgürlüğü ve eşitliğidir.

Mağdurları ve sanıklarıyla bu tür erkekliğin beslendiği sosyal kültürde, kadının cinsel arzu ve doyum hakkı yoktur, dolayısıyla cinsel ilişki tek taraflıdır. Bin yıllardır paylaşılamayan cinsellik, zaten bu yüzden “birleşme” değil, “ilişki” olarak anılır olmuştur. Ve genetik belleğe, kadının edilgenliği “maruz kalan” diye yerleşirken, erkeğin etkenliği “maruz bırakan” diye çakılmıştır.

Batman’da mağdur delikanlının ırzına geçen erkekler, onu tıpkı kendi karıları gibi cinsel ilişkiye “maruz” bırakarak, “sen erkek değilsin, çünkü edilgensin” mesajıyla aşağılamışlardır.

Ama bu ilkel beyinler, güya bir kadının namusunu korumak için “erkeklik namusunu” kirlettikleri hemcinslerine reva gördükleri tecavüz sırasında aldıkları cinsel zevki, kendilerine bile açıklayamazlar! Çünkü o zevkin ardında, “maruz bırakan” ın yalnızlığı; evde, dışarda, bir, on, elli “karı” yla ilişki kursa da, tek bir kadına bile “eş” olamayışın, aynı zevki paylaşamayışın, birleşemeyişin doyumsuzluğu vardır. Ve bir delikanlıya tecavüz ederken alınan cinsel zevk, topyekûn “suçlu erkeklik” ten, çapsız ve çaresiz cinsel güdülerden alınan hınçtan başka bir şey değildir.

***

Sokakta şiddet mi dediniz?
Emin olunuz ki Türkiye’de çocuklara reva görülen eziyet, hayvanlara yönelik gaddarlık ve zaten canlı cansız tüm savunmasız doğa varlıklarına kıyım ortamından, sosyal ve siyasal alana taşarak yükselen şiddet, hatta canilik özentisinin ardında, erkeğin ezdiği, kadının ezildiği için hınçla dolu insanların oluşturduğu bir nüfus vardır.

Nimet Çubukçu, kendisinin “bakanı” olduğu yuvalardaki çocuklara bizzat bakıcıları tarafından yapılan eziyeti açıklamak için Türkiye’deki şiddet eğilimine global anlamda bakmak gerektiğini buyurmuş. Asıl kendisi buyursun, cesareti varsa globali bıraksın, bir kafa yasağı olan “tesettür” ü savunduğu kadınların, başta cinsellik, her anlamda eşit insanlık hakkını savunsun!

Çünkü bir yarısı ezdiği, diğer yarısı ezildiği için “temeli cinsel” hınçlarla dolu bir insanlığı, şiddet eğiliminden ne eğitim kurtarır, ne zenginlik. Bir ülke, kadına açılan yer, tanınan hak ve gösterilen saygı oranında uygarlaşır. O kadar.

DİĞER YENİ YAZILAR