İyilik dilemek ve yapmak

Bilinmeze açılan bir kapının önündeyiz. Üzerinde 2007 yazıyor ve yarın gece yarısı açılacak, istesek de istemesek de o kapıdan geçeceğiz, çünkü durdurulamıyor zaman

Haberin Devamı

Bilinmeze açılan bir kapının önündeyiz. Üzerinde 2007 yazıyor ve yarın gece yarısı açılacak, istesek de istemesek de o kapıdan geçeceğiz, çünkü durdurulamıyor zaman.

***

Bir zamanlar, zamanı Tanrı olarak düşünmüş zaten insanlar. Kronometre sözü, nereden geliyor sizce? Elbette Khronos’tan...

Khronos, Yunan mitolojisinde zaman tanrısıydı. İnsan, aslan ve boğa’dan oluşan üç başlı bir yılan. Gereklilik ve kaderi temsil eden tanrıça eşi Ananke’yle birbirlerine dolanmış, yumurta biçimindeki yerküreyi sarar ve onu “kosmos”taki ebedi yörüngesinde tutarlardı. İki çocukları oldu: Kaos ve Ether. Birincisini anlatmaya gerek yok, ikincisi soluduğumuz “hava”yı oluşturdu tabii ki...

Kosmos dahil, evrendeki her gezegen, her yıldız adı ve hatta “astra”dan gelen astronomi jargonundaki tüm sözcükler mitolojik olup, Yunan ve Roma tanrıları, tanrıçalarıdır.

Hal böyle olunca, astroloji de kozmik gerçekte yerini alır.

***

Ben de insanoğlunun bilinmezin önünde ezelden ebede yaptığını yaptım ve astrolog Zeynep Değirmencioğlu’na, zaman tanrısı Khronos’un önümüzdeki üç ayda Türkiye’yi hangi çemberlerden geçireceğini sordum. Zeynep’in yıldız haritasına bakılırsa:

2007 Ocak ayı, inancı sömüren grupların, gizli gündem ve sırlarının ortaya döküleceği bir ay. Yerleşim alanları dışında bir deprem ve yurt dışına gönderilen askerlerimizin sıcak çatışmaya girmeleri mümkün. Kısacası, gerilimli görünüyor ocak.

Şubat ayı ise, ekonomik alanda dalgalanmalar yaratacak yeni uygulamalara gebe.

Ama Mart, dokuz doğurulacak bir ay olacak. Tam tamına şöyle yazdırmış yıldızlar Zeynep’e:

“3 Mart’ta Başak burcunda tam ay tutulması olacak. Bu ay tutulması, ülkemizin kaderini belirleyecek oluşumları hazırlıyor. Bir sürecin sonunu simgeleyen bu tutulma, bütün dengelerin kökten değişimine işaret eden bir konumda olacak. Tutulmayı izleyen 45 günde, bu radikal değişimi hissettirecek olaylar ortaya çıkacaktır. Bu değişime çok dikkat etmek gerekiyor. Şayet, aldırmazlık içinde kalır ve ülkenin temel değerlerine sahip çıkamazsak, köşeye sinip demokratik haklarımızı koruyamazsak ve fikirlerimizi açıkça beyan edip arkasında duramazsak, temmuz ile eylül ayları arasında, geri dönüşü mümkün olmayan bir süreç başlamış olacak. Bu da çok büyük hayal kırıklığı ve pişmanlık yaratacaktır. Eğitim ve iletişimde alıştığımız dışında konular gündeme gelirken, medyaya sınırlı bir sansür söz konusu olabilir...”

Haydi hayırlısı, ne diyelim?

Ama bir diyeceğim var: Kurban Bayramı’yla çakışan bu yeni yıla, iyilik yaparak da girebiliriz, sevgili okurlar. Örneğin, öğrencileri için çırpınan bir öğretmenin sesine kulak verebiliriz:

“Adım Kaya Tiryaki. Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Argün Köyü ilköğretim okulunda 2006 Şubat’tan beri sözleşmeli olarak çalışıyorum. Okulumuzun bilgisayar, ansiklopedi gibi temel ihtiyaçları var. Ayrıca öğrencilerimizin çoğunun kışa dayanıklı giysileri, ayaklarını sıcak tutacak ayakkabıları yok. Defter, kalem gibi kırtasiye ihtiyaçları var. Okulumuza kırtasiye malzemesi, bilgisayar, ansiklopedi ve kışlık giyim temin etmekte bize yardımcı olur musunuz? Adres: Kaya Tiryaki, Argün Köyü i.ö.o. Kulp/Diyarbakır

Tel. 05058164108.”

***

Ve yeni yıla, 1994’ten beri 14 bin çocuğun talihini değiştiren, onların “kul” değil, cumhuriyet değerleri ve Atatürk ilkeleri doğrultusunda “yurttaşlar” olarak eğitilmesini sağlayan Çağdaş Eğitim Vakfı’na karınca kararınca el vererek girebiliriz (ÇEV Banka Hesap No: Vakıflar Bankası Etiler Şubesi Burs Hesap no. 2010755, Bağış Hesap no.2012776)

Gönlünüzden geçen bir başka kuruluşa da yardım edebilirsiniz, LÖSEV ve TEMA gibi, örneğin. Yeter ki hepimiz birer iyilik yaparak girelim şu 2007’ye...

İyi yıllar, iyi bayramlar dilekleri, ancak yapılan iyilikle hayata geçer çünkü.

DİĞER YENİ YAZILAR