Gazete Vatan Logo

Memur aileleri batıya kaçıyor

ABD'nin Güneydoğu'yu tehlikeli bölge ilan etmesiyle Cizre ve Silopi'de tansiyon yükseldi. Bölgedeki memurlar eşlerini ve çocuklarını güvenli şehirlere gönderiyor

ABD Başkanı Bush'un Saddam Hüseyin'e verdiği ültimatomun ardından ABD Hükümeti'nin Güneydoğu Anadolu bölgesindeki vatandaşlarına 'Bölgeyi terk edin' çağrısı yapması stratejik iki nokta, Cizre ve Silopi'de yaşayan halk arasında tedirginlik yarattı. Cizre'de halk her şeye rağmen günlük yaşantısına devam ediyor. Ancak yaklaşan savaşın yarattığı korku insanların yüzüne yansımaya başladı.

Para yok ki gidelim
Bölgede görev yapan memurlar eşlerini ve çocuklarını otobüslere bindirip Cizre'den gönderiyor. Önceki gün iki otobüs dolusu memur ailesi batıya doğru hareket etti. Özel olarak tutulan otobüslerde sadece memur aileleri vardı. Dün ise batıya giden otobüslerde sabahtan itibaren yoğunluk yaşanmaya başladı. Yolcuların çoğunluğu yine memur aileleriydi.

Bunlardan biri de çocuğuyla Bursa yolunu tutan Ayten Özdemir'di: "Eşim Cizre'de memur. Savaş korkusu yüzünden 2 yaşındaki kızım Banu ile beni Bursa'ya ailemin yanına yolluyor. Biz gidiyoruz ama burada kalan eşim için endişeleniyorum."

Cizre otogarından her gün 35 otobüs İstanbul, Ankara, İzmir ve Mersin'e doğru yolcu taşıyor. Otobüs işletmecisi Davut inanç, "Cizreliler genellikle akşam otobüslerini tercih ediyor. Utandıkları için eşe dosta savaş korkusuyla Cizre'den ayrıldıklarını söyleyemiyorlar. 1991'de insanların parası vardı, güvenli yerlere göç etti. Şimdi iki otobüs biletini alamıyorlar. ABD vatandaşlarına 'Güneydoğu'dan ayrılın' dedi. Demek ki her an bombalar patlayabilir. Saddam kimyasal silah kullanırsa ne yapacağız? Bizler helalleşmeye başladık. 1991'de halk çaresizlikten Cudi Dağı'ndaki mağaralara sığınmıştı. Ya evimizde kalıp ölümü bekleriz ya da herkes başının çaresine bakacak" diye konuşuyor.

Silopi'de de durum farklı değil. Silopi Mar-Tur'un sahibi Fuat Olcar dert yanıyor: "Bomba düşerse kaçışlar başlar. 1. Körfez Savaşı'nda halk ineğini, koyununu, altınını satıp göç etti. Şimdi satacak ne inek var ne de altın. Silopili kalan parasını kamyona yatırmıştı, Habur kapanınca kamyonlar da para etmez oldu. Kim, nereye, nasıl kaçacak?"

Haberin Devamı