Küçük kız Sinem büyüdü, ‘başrol’ oldu

Henüz 13 yaşındayken tanışmıştı setlerle, kamerayla, spot ışıklarıyla Sinem Kobal. İlk dizisi, Gülben Ergen’li Dadı’ydı; hatırlarsınız

Haberin Devamı

Henüz 13 yaşındayken tanışmıştı setlerle, kamerayla, spot ışıklarıyla Sinem Kobal. İlk dizisi, Gülben Ergen’li Dadı’ydı; hatırlarsınız. Dadı’da, Kenan Işık ve Haldun Dormen gibi ustalarla çalışma fırsatını yakalamıştı. Sonra Mustafa Altıoklar imzalı Lise Defteri adlı dizide çıktı tekrar karşımıza. Artık 16 yaşındaydı.

Dün gece atv ekranında yayınlanan Okul filmi, bu gencecik yaşında çevirdiği ilk sinema filmi olarak geçti arşivlere. Ardından Hürrem Sultan’da Ayşe rolünü canlandırdı. 18 yaşına bastığındaysa, Hakan Ural ve Mehmet Aslan’la birlikte oynadıkları Nefes Nefese adlı dizide izledik kendisini. İyice büyüyüp serpildiğini, oyunculuğunu geliştirdiğini gözledik.

Bu pazar günü atv (20.00) ekranında başlayacak Selena adlı yeni dizinin başrol oyuncusu artık Sinem Kobal. 13 yaşındaki o sevimli çocuk büyüdü, setlerde yetişti, iyice pişti ve sonunda bir dizi yıldızı olup çıkıverdi. Bu sıralar ekranlarda oldukça yaygın olan “tatlı cadı” dizilerinden biri Selena. Sinem Kobal, dizide doğaüstü güçleriyle kötülüğe karşı savaşan Selena karakterini canlandıracak.

Dizi belki çok tutacak, kim bilir belki de bir sezonu bile zar zor çıkartacak. Ama Sinem Kobal yoluna sağlam adımlarla devam ediyor. Bir yandan da Mehmet Ali Erbil ve Cüneyt Arkın’lı Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu adlı komedide rol aldı. Bu ikinci filminde, Bianca karakterine can veriyor. Karşımıza çocuk oyuncu olarak çıkıp, birer televizyon yıldızı olan bu pırıl pırıl gençleri izlemek de, inanın insana ayrı bir keyif veriyor.

Bravo Oryantal Star MÜTHİŞTİN BUŞRA
Bütün Oryantal Star kızlarını kutlayarak başlamak istiyorum yazıya. Yarışmanın başından bugüne, aradan geçen zaman gerçekten de hepsini iyice pişirmiş, eğitmiş ve birer harika oryantal haline getirmiş. Bu köşenin takipçileri hatırlayacaklar; ilk programdan beri favori adayım Buşra’ydı. Bu kızda, sahneyi aydınlatan bir ışık vardı. Ama haftalardır bir türlü birinci gelemiyordu.

Halkın gönderdiği SMS’ler, hep başka yarışmacıları birinci seçiyordu. Ama bu cumartesi gecesi ekrana gelen bölümde öyle bir Rumeli oryantali yaptı, öylesine muhteşem göbek attı ki... Halk da gönderdiği SMS’lerle onu birincilik koltuğuna oturttu ilk kez. Nesrin Topkapı’dan Prenses Banu’ya, Asena’dan Tanyeli’ne onlarca oryantal gördüm.

Hepsinin önünde saygıyla eğiliyorum ama bugüne kadar bu kızdan daha iyi göbek atanını görmedim, bunu da söylemeden edemiyorum. Ve gerek Buşra’yı dört-beş haftada bu kadar iyi hazırlayan eğitmenlerine, gerekse ekranlara böyle sağlam bir format kazandıran Oryantal Star ekibine teşekkürü borç biliyorum.

Kemal Sunal’ın ‘eşoğlueşek’ine DOKUNMAYIN
Soner Yalçın’ın CNN Türk ekranındaki programı Ordaydım’ın bu haftaki konuğu Halit Akçatepe’ydi. Yılların sanatçısı, rol aldığı Ertem Eğilmez imzalı üç Hababam’ı ve bu film serisinin başarısının sırrını anlatı. “Rıfat Ilgaz öyle bir İnek Şaban yazmıştı ki, sanki rahmetli Kemal Sunal’a bakarak kaleme almıştı o karakteri. Münir Özkul’dan daha iyi Mahmut Hoca, Adile Naşit’ten daha iyi Hafize Ana ve bendenizden daha iyi de Güdük Necmi olabilir miydi” diye girdi söze.

Sonra da uzun zamandır benim de aklıma takılan bir meselenin altını çizdi: “Şimdi oturup Hababam Sınıfı filmlerini izlediğimde, sürekli ‘biplendiğini’ görüyorum bazı kelimelerin. Özellikle de Kemal Sunal’ın meşhur ‘eşoğlueşek’inin. Oysa o söz bir hakaret, bir küfür değildi. Her izleyeni güldüren ince bir espiriydi. Ve halk rahmetliyi, o sözüyle, o haliyle, o şekilde sevmişti.” Halit Usta’nın söylediklerine aynen katılıyorum. Bu tespitinin altına imzamı atıyorum. Ve ekranlarda “biplenecek” şey arayanlara, çoktan halka mâl olmuş Hababamlar’dan başka taraflara bakmalarını öneriyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR