Birinci olurlar diyen varsa, hemen iddiaya girmeye hazırım. Olamazlar. İki yıldan fazla bir zamandır hiç olamadılar. İki sezondur her çarşamba Yaprak Dökümü’nün arkasında kaldılar. Bu gece gala gecesi ve elbette daha yüksek olacaktır reytingleri. Ama çoğu zaman rakiplerinin yarısı kadar bile seyirci toplayamadılar. Bence o reytingi de Burhan’ın müthiş performansına (Engin Günaydın) borçlular. Şimdi Burhan ile Volkan karşı karşıya oynayacaklar. İffet Hanım’ın, Gaffur’un, Sacit’in, Şesu’nun, Selin ve Kubilay’ın yokluğunu hissettirmemeye çalışacaklar. Gülse yine elinden geleni yapacak, kalemini konuşturacak ve Ata’nın da dönüşüyle Avrupa Yakası’nı bir sezon daha uzatacak. Biliyorum, sevenleri yine o saatte ekran karşısında toplanacak. Ancak mesele Avrupa Yakası meselesi değil. Hatırlarsınız, Tolga Çevik Komedi Dükkanı’nı kendi işletmesiymiş gibi tek başına TRT’ye götürdüğünde de aynı tepkiyi göstermiştim. “Komedi Dükkanı’nı çırak işletecek” başlıklı sert bir eleştiri yazısı döşenmiştim. Salih Kalyon daha sonra Tolga Çevik için “Özal kuşağı çocuğu” dedi. Ben de şimdi aynı şeyi söylü-yorum. Kadrosunun yarısını kaybe-den bir dizi, üç yıldır işte o “Özal zihniyetiyle” devam ediyor diyorum.
Ata’ya hayret ediyorum
Avrupa Yakası elbette başarılı bir dizi ben yapımcısı ile senaristinin bakış açısını ve tavrını eleştiriyorum. En çok da Ata Demirer’e hayret ediyorum. Bir hışımla diziyi bıraktı gitti. Aradan geçen zamanda ekranda birçok proje denedi. Hiçbirini tutturamadı. Şimdi, Hümeyra’nın gidişine mal olacak bir hamle yaptı ve yeniden Sütçüoğlu Rezidansı’nın kapısına dayandı. Yerinde olsam, bıraktığım projeye geri dönmezdim. Elimin tersiyle ittiğim bir işi, sonradan kabul etmezdim. Ata, kariyerinde ciddi bir hata yaptı. Avrupa Yakası’na geri dönerek, Salih Kalyon’un sözlerini doğru çıkardı. Ne demişti Kalyon, hatırlayalım: “Rahmetli Turgut Özal topluma şunu öğretti. Politikayla uğraşmayın, kafayı kullanın, kısa yoldan köşeyi dönün. Anayasayı bir kere delersen bir şey olmaz. Bak delik açıldı, içeri daldılar. İşte ülke bu hale geldi.” Ben Avrupa Yakası’na karşı falan değilim sevgili seyirciler. Sadece nüfus kağıdım öyle dese de Özal kuşağı çocuğu değilim. Budur Tolga’ya da, Ata’ya da, Gülse’ye de karşı çıkma sebebim. Fakat elbette sonuçta ben de bir seyirciyim. Otu-rup bu gece sizin gibi ben de Avrupa Yakası’nı seyredeceğim. Ama Salih Kalyon’un sözleri çınlayacak bir yandan sürekli kulağımda.
Gel de Özal’ı arama...
Ve Şesu, ve Gaffur ve Hümeyra... Avrupa Yakası dendiğinde kimse kusura bakmasın onlar canlanacak hafızamda. Üstelik şimdi dizi artık “Onu alma, bunu al” diyen bir Başbakan’ın damadının kanalında. Şemsi İnkaya, Fethullah Gülen’e benziyor diye Sinekli Bakkal’ı yayından kaldıran kanalda. Gel de rahmetli Özal’ı mumla arama. Değil mi ama?..
Uçtu uçtu Roket Adam uçtu
Bir adam eylül ayının ortalarında daha önce yapılması imkansız olan bir şeyi, sırtındaki jet motor takılı kanadı kullanarak uçmayı denemek için her şeyini riske ediyor. İsviçreli pilot Yves Rossy bu özel kanadı kullanarak Manş Denizi’ni geçen tarihteki ilk kişi olacak. Füzyon Adam olarak da anılan Rossy, yerden 3000 metre yükseklikteki bir uçaktan atlayacak, kanadını çalıştıracak ve saatte yaklaşık 190 kilometrelik hızla Manş Denizi semalarında süzülecek. National Geographic’ten canlı yayınlanacak olan Jetman Live programı, Rossy’nin Fransa Calais’den kalkışından 15 dakika kadar sonra Manş Denizi’nin diğer tarafındaki İngiltere Dover’e inmesine kadar olan tüm uçuşunu canlı yayınlayacak. İnanılmaz olay, bugün saat 16.00’da başlayacak. Rossy’nin uçuşu National Geographic’in internet sitesi www.natgeotv.com’dan da naklen yayınlanacak. Kaçırmayın...
GÜNÜN SÖZÜ
Erman hakikaten bir televizyon yıldızıdır, kim ne derse desin. Kendisine çok kızıyorum falan ama, adamın gerçek bir televizyon yıldızı olduğu kesin. Ah bir de yazılarında sallamasa... (Hıncal Uluç, Full Ekran’da söyledi.)
BUNU DA DUYDUK!
Bedri Baykam, Harika Avcı ile film çekiyor. Bana da illa gel, sen de oyna dedi. Oynadım, film fiyasko oldu. Harika ile Bedri’nin oynadığı filmde hangisinin soyunması lazım? Bedri soyundu... (Hıncal Uluç, Full Ekran’da söyledi.)
