12 Eylül’ü beyazperdeden izleyin

Haberin Devamı

12 Eylül 1980. Uyandım, herkes evde. Bir telaş, bir tedirginlik, yüzler kapkara herkeste. Sokağa çıkmam yasaklanmıştı. Top oynamak, ağaca çıkmak, misket yuvarlamak yasaktı. O günden hafızamda, anneme “Korkma, geçecek” diyen babamın sesi ve içimde adını koyamadığım bir burukluk kaldı. 12 Eylül, aradan geçen 28 yılda pek çok kez konuşuldu, tartışıldı, anlatıldı. Kimileri sözle, kimileri yazıyla ifade ettiler düşüncelerini. Kimilerineyse hiç söz şansı verilmedi, sesleri işkencelerde, idamlarda yitti, kaybolup gitti. Bazıları da beyazperdede sundular tanıklık ettikleri o kara günlerin gerçeklerini. Darbe dönemini yaşayanlar, ülkede olup bitenden etkilenenler filmlere yansıttılar hislerini. Unutmamak ve toplumsal hafızayı canlı tutmak adına beyazperdeye yansıyan 12 Eylül filmlerinin öyküsü, bu gece Türkiye’nin ilk yerli belgesel kanalı İZ ile bir kez daha belleklere yazılıyor. 12 Eylül, Türkiye’de askeri darbenin yaşandığı, siyasal ve toplumsal açıdan sancılı geçen bir dönem oldu. Günümüz Türkiye’sinde yaşanmakta olan hızlı toplumsal dönüşüm sürecini anlamlandırmaya çalışırken, 12 Eylül 1980 askeri darbesi önemli bir tarihsel dönemeç oluşturdu.

Ertelenmiş sıkıntılar

Sinema, bu “ertelenmiş sıkıntıları” ifade etmek için önemli zeminlerden biri haline geldi. Üst üste vizyona giren 12 Eylül filmleri, bunun en önemli göstergesiydi. Bu filmlerde, sorular, cevaplar, tepki-karşı tepkiler ve sonuç olarak bir dönemi deşifre etme çabası sergilendi. İlk olarak 1986 yılında vizyona giren Şerif Gören’in Sen Türkülerini Söyle, Zeki Ökten’in Ses ve Zeki Alasya’nın Dikenli Yol filmleriyle “12 Eylül Filmleri” tanımlaması yapıldı. Ardından değişik dönemlerde çekilen başka filmler de bu sınıflandırmanın içine alındı. 2000 yılı sonrasında vizyona giren Vizontele Tuuba, Babam ve Oğlum, Eve Dönüş, Beynelmilel ve Zincirbozan ile 12 Eylül askeri darbesi ve sonrasında yaşananlar, beyazperdede yeniden yaşatıldı.

Ünlü isimlerle söyleşi

12 Eylül’e, toplumsal katmanın onlarca değişik bakış açısıyla bakıldı. Sinema bir araç. Dünü bilmek, yarına adım adım ilerlemek için bir araç. Bugünün gençleri, geleceğin yetişkinleri olacaklar. Onlar dünyayı artık görsel kodlarla öğreniyorlar. Bu açıdan düşünüldüğünde, sinemanın etkisi tüm çıp- laklığıyla seriliyor ortaya bir kez daha. Bu gece saat 23.00’da ekrana gelecek belgeselde Ömer Uğur, Atıl İnaç, Sırrı Süreyya Önder gibi yönetmenlerle gerçekleştirilen söy-leşilerin yanı sıra Tarık Akan, Murat Belge, Avni Özgürel, Altan Erkekli, Mesut Kara, Tül Akbal Süalp, Olkan Özyurt, Şükran Esen, Feride Çiçekoğlu, Gaye Boralıoğlu, Mehmet Ali Alabora, Altan Erkekli ve Nur Sürer gibi konuyla doğrudan ilgili oyun-cu, senarist, akademis-yen ve sinema yazarı ile yapılmış röportajlar bulacaksınız. 12 Eylül’e, 28. yıldönümünde bu kez de beyazperdenin gözünden bakacaksınız. Ve hatırlayacaksınız. Yeni kuşağa, demokrasinin erdemlerini, totaliter rejimlerin bedelini anlatacaksınız. Kaçırmayınız...

DİĞER YENİ YAZILAR