Bana bir masal anlat baba

Haberin Devamı

Beyaz Show’daydı Derya Köroğlu. Eski Yeni Türkü’den geriye bir o kalmış-tı. Bana da onlarca anı ve aradan geçen yıllara rağmen tek bir kelimesini bile unutmadığım bir sürü şarkı. Derya’da geçen yılların etkisi hissediliyordu. Ama şarkı söylemeye başladığında o adam gidiyor, sanki yerine üniversite yıllarımızın o kalabalık Yeni Türkü’sü geliyordu. Derya Köroğlu işte böylesine güzel, böylesine coşkulu söylüyordu.

Ah o yıllar. Ve elbette o güzelim şarkılar. Hayatımızın fonunda çalan ve birkaç kuşağa ömrünün en masum aşklarını yaşatan o şarkılar. Hatırlayacaksınız, ekranın en unutulmaz dizisi Süper Baba’nın fonunda da yine onlar vardı. Bana bir masal anlat baba diyorlardı... Anlatırken tut elimi, uykuya dalıp gitsem bile bırakıp gitme sakın beni... Ve en bayıldığım, bin kez sarıp başa yeniden dinleyip yine de tadına doyamadığım: O kadar sevdim ki resmini, işte bugün konuştu benle. Yorulmuştum çalışmaktan, karda uzun yürüdük senle. Geceleri resmine baktım, olanları anlattım. Seni bir görsem diye diye, uyudum yağmurun sesiyle. Biliyorum görünce beni, hep tanıyordum diyeceksin. Rüyalarımda hep sen vardın, hep tanıyordum diyeceksin. Okuduğum her cümlede, konuştuğum her insanda, gördüğüm her güzellikte sen de varsın. Sen hep varsın... İyi ki vardın Yeni Türkü, iyi ki varsın. Bunca güzelim şarkıdan sonra biliyorum, hep olacaksın. Sen, şu ancak doğru dürüst üç-beş grup çıkartabilen müzik tarihimizin en nadide köşe taşlarındansın.

******

SEYİRCİ NE İSTİYOR?

Milletin kulağını saĞIr ettİnİz

Sayın Memet Güler. Bir grup emekli edebiyat öğretmeni arkadaşım adına dileğimizin dikkate alınmasına yardımcı olmanızı rica ediyoruz. Televizyondaki fon müziği ve ekrandaki gürültü, bize yayınları seyretme imkanı bırakmıyor. Örneğin Dudaktan Kalbe adlı şaheser eser gürültüden hiç anlaşılmıyor. Avaz avaz bir fon müziği ve gürültü, konuşulanları anlamaya imkan vermediğinden, eserin güzelliğinin tadını da alamıyoruz. Ekranı bizlere haram eden bu gürültü aza indirilemez mi? Selam ve sevgilerimizle...

*****

Sus küçüğün söz büyüğün!

Orhan Baba düzeltti sonunda, dilimize pelesenk olmuş bir yanlışı. Su küçüğün, söz büyüğün deyip dururuz. Oysa sözün doğrusu Orhan Gencebay’ın Popstar Alaturka’da söylediği gibidir efendim. Atalarımız bu sözü, sözün-konuşmanın-ahkam kesme hakkının büyüklerde olduğunun altını çizmek için söylemiştir. Orhan Baba bütün Türkiye’ye sözün, büyüğün olduğunu öğreten kişidir. Her programda bilmediğin konularda konuşmamanın, söyleyecek sözün yoksa susmanın, haddini aşmamanın kıymetini tekrar etmiştir.

Ancak Popstar Alaturka’da, Orhan Baba’nın yan koltuğunda oturan hanımefendi, ağzına geleni bildiği gibi söylemeye devam etmektedir. Kimi zaman evlilik, kimi zaman aşk, kimi zaman ahlak ve bu pazar akşamı da şahadet meselesinde ahkam kesmiştir. Kendilerine sus küçüğün, söz büyüğün diyorum. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır; bunu hiç unutmamalarını tavsiye ediyorum.

*****

GÜNÜN DİYALOĞU

GÜVEN KIRAÇ: Ben bu belgeselde görev aldım. Nebil (Özgentürk) aradı ve Uğur Mumcu’yu canlandırmamı istedi.

BEYAZ: Nebil beni de aradı, belgesel için borç istedi...

(Nası Yani?’den.)

*****

BUNU DA DUYDUK!

Abi, sen bir kere de eşekle ağaca çarptın. Demek ki sende bir ayarsızlık var. Düşündüm, acaba eşeğin mi rot balansı kayık, yoksa bizim Şoray’da (Uzun) mı bir şey var diye. Yok, kesin sende var... (Kadir Çöpdemir, Maksat Muhabbet’te söyledi.)

DİĞER YENİ YAZILAR