Huysuz Virjin sahneleri bıraktı

Haberin Devamı

Cumartesi gecesi Fox ekranında Benimle Dans Eder misin?’in finali vardı. Programı başından beri Seyfi Dursunoğlu olarak sunmak durumunda kalan Huysuz, final gecesinde ilk kez Huysuz Virjin kostümüyle seyircisinin karşısındaydı. Yarışmanın sonundaysa sahneye makyajını silmiş, bornozlu kulis kıyafetiyle çıktı. Ve gözleri dolu dolu, 40 yıldır herkesin hayranlıkla izlediği Huysuz’u bir daha göremeyeceğimizi açıkladı. Kendi tabiriyle “üzerindeki tazyikler” onu böyle bir karar almaya mecbur bırakmıştı. Belliydi, Seyfi Bey’in ağzının tadı kalmamıştı. Canı sıkılmış, içi acımıştı. Biraz da bu yüzden ömrünün en kısa konuşmasını yaptı. Sessiz, sitemsiz 40 yıldır ekmek yediği Huysuz Virjin’i o gece, o sahnede bıraktı.

Bir şeyler yapılmalı

Şimdi çok merak ediyorum, acaba Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, kanto sanatının ülkemizdeki bu son temsilcisinin, sahnelerin en güzel zennesinin bu hüzünlü pes edişi üzerine neler söyleyecek. Acaba RTÜK Başkanı Zahid Akman, Seyfi Bey’in bahsettiği şu tazyik meselesi hakkında ne diyecek. Huysuz Virjin’e yapılan ayan beyan haksızlıktır, vefasızlıktır. Bu, adına o mahalle baskısı denilen şeyin dik alasıdır. Ve eğer Huysuz’a sahneler aba altından sopa gösterilerek böyle yasaklanabiliyorsa, bu, ekrandaki son yılların en büyük skandalıdır. Birileri çıkıp acilen işin böyle olmadığını anlatmalıdır. Bu ülkenin bütün sanatçıları, bütün sanat severler, modern ve çağdaş Türkiye’ye gönül verenler bu meselede seslerini çıkartmalıdır. Hepimizin beynini kurcalayan o karanlık korku, o ürkütücü kabus, hele de bu şekilde hiç hatırlatılmamalı, hortlatılmamalıdır. Hemen şimdi bir şeyler yapılmalıdır. Şimdi... Anlatabildim mi?..

***

Dizilere kafa tutan iki adam

Acun Ilıcalı ve Beyazıt Öztürk. Üçümüz de 1969 yılında dünyaya gelmişiz. Bu iki genç adamın benim dışımda bir başka ortak yanları daha var. Onlar birer reyting sihirbazı, reyting makinası. Yaptıkları bütün işlerde başarıyı yakalıyorlar. İçinde oldukları her projede reytingleri tavana vuruyor. Tek başlarına ekranların dev bütçeli, yüzlerce kişilik ekiplerin çalıştığı dizileriyle kora kor mücadele veriyorlar. Çoğunu da geçiyorlar.

Var mısın Yok Musun? 8 Ocak Salı günü Tüm Kişiler’de 12.80, AB Grubu’nda 12.90 reyting almış. Her iki reyting kategorisinde de Binbir Gece’nin arkasında ikinci sırada çıkmış. 10 Ocak Perşembe gün birincisi. Arkasında bıraktığı diziler Annem, Parmaklıklar Ardında ve Kavak Yelleri. Gelelim Beyaz Show’a. Saati erkene alındı ve bu hafta izlediğimiz özel bir programdı. Beyaz çok iyi hazırlanmıştı; canlı yayında Can Tanrıyar ile Petek Dinçöz’ün nikahını kıydırdı. Cuma günü ekranda Sıla gibi, Hatırla Sevgili ve Asi gibi yine birbirinden iddialı diziler vardı. Beyaz Show AB Grubu’nda 10.60 reyting aldı ve bu çok zorlu cuma gecesini bütün dizilerin önünde birinci tamamladı. Demek ki Kanal D, Beyaz Show’u erken saate çekerek çok doğru bir hamle yaptı.

Operasyon başarılıydı

Kanal D bu operasyonla, atağa kalkan Kanal 1’in elindeki en iddialı işlerden Akademi Türkiye’yi de daha ilk bölümünden yere yatırdı. Beyaz Show’la aynı saatlere denk gelen Akademi Türkiye, AB Grubu’nda ancak 1.10 reytingle 60. sırada yer aldı. Bir zamanların ekran efsanesi olan yarışma, Tüm Kişiler kategorisinde kendisine ilk yüzün içerisinde hiç yer bulamadı.

Bu yazıyı, bu iki genç ve çok yetenekli adamın başarısının altını çizmek için kaleme aldım. Diğer yandan da Kanal D ile Show’un rakipleriyle aralarını açmalarındaki en büyük etkenlerin başında yine bu iki ekran yıldızının geldiğini hatırlatmaktı amacım. En büyük şöhretlerin bile nal topladığı bu amansız yarışta, Acun ve Beyaz’ın nasıl zor bir işin üstesinden geldiklerini anlatmaya çalıştım. Ne dersiniz, haksız mıyım? İyi haftalar...

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Önemli olan saat on buçukta başlamak değil. Önemli olan saat on buçukta başlayan program tutmazsa ve Kanal D de iki hafta sonra “Beyazıt, biz seni gene saat yarıma alıyoruz” derse, aynı seyircinin orada da beni yine can havliyle destekliyor olması... (Beyaz, kendi şovunda söyledi.)

*****

BUNU DA DUYDUK!

Bu algıdan kurtulamayacağıma göre, yani “Bu aldatır işte” algısından, buna hayır demek de çok yanlış. Siz kafanızda böyle bir şablon oluşturduysanız, ben ağzımla kuş değil kıçımla balık tutsam, bunu değiştiremem. (Tamer Karadağlı, Haydi Gel Bizimle Ol’da söyledi.)

DİĞER YENİ YAZILAR