Liderler zirvesi şart!

Haberin Devamı

Ne olacak?

Ne!..

Kürt açılımı hadisesi?

Bir adım sonrasını bilen yok ki..

Üç ay mola verelim diyerek geçiştirilecek hadise değil.. Gündemi değiştirelim, insanlar unutsun, sakinleşsin..

Eee, sonrası?

Nereden başlanacak, nasıl başlanacak?

Kim başlayacak! Kim toparlayacak!.

Muamma..

Tüpteki macun sıkıldı bir kere.. Buraya kadar denemez, macunu tüpten sıkmaya devam da edilemez..

Acayip bir durum.. İnanın üç ay öncesinden, altı ay öncesinden daha kötü durumdayız..

*


Gerçek şu.. Sokak gerildi, Ankara gerildi, hükümet pes etti..

Milli birlik denilerek yola çıkartılan proje, çatırtı yarattı.. Bütünleştireceğine ayrıştırıcı oldu..

Biliyorum, bekliyorum.. Siyaset daha da gerilecek.. Senin hatandı, senin suçundu tartışmaları uzayıp gidecek..

Biz de gerileceğiz..

*


Ah AKP ah.. Yerel seçim haritasını iyi okuyamadı.. Büyük meseleleri tek başına çözemeyeceğini anlamadı..

Ben bilirimciliğe devam etti..

Böyle meselelere el atması için o partiye, o lidere hemen her kesimin güvenmesi, inanması lazım.. Doğunun da batının da.. Herkesin..

Böyle bir ortam var mı?

Temel sorun bu..

Çünkü sadece lidere olan inançla, sonunun iyi olacağına duyulan güvenle bazı gelişmeler sineye çekilebilir..

*


Bir ah da Cumhurbaşkanı için..

Tamamen tarafsız olduğuna CHP’lisi de, MHP’lisi de, DTP’lisi de, DP’lisi de, DSP’lisi de, partisizi de inansaydı..

Toplardı liderleri; olurunu, olmazını konuşturur, tartıştırır, tünelin ucundaki ışığı yakalatırdı..

Aslında bu mesele böyle başlamalıydı..

Açılım!

İlk günden..

Olmadı, olamadı..

Bizden devlet sırrı gibi saklandı..

*


Bütün bu olumsuz koşullara rağmen hâlâ Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında liderler zirvesi şart diyorum..

Türkiye için..

Çocuklarımız için..

*****


Nerede hata yapıldı diyenlere..

En son yapılacak şey ilk önce yapıldı..

PKK’lıların çağırılması..

Ne gerek vardı?

Bu ne acele!..

Adam 10 yıldır, 15 yıldır dağda, açılımın üçüncü ayında, hiçbir şey yapmamışken çağır ovaya..

Olacak iş mi?

Demokratikleşmeyse amaç, gerekli adımları atarsın.. Yasaları yumuşatırsın, polis devleti görüntüsünü silersin, ceberut devlet havasını yok edersin..

Daha da önemlisi, toplumu hazırlarsın.. Öyle bir ortam oluşur ki.. Yeni sayfa açıldığı, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı inancı yayılır..

Sade vatandaş gelsinler artık der..

PKK’lılar gelelim artık der..

Bu son adım olur..

Mesele kapanır, geçmişin üzerine sünger çekilir..

Olan şudur.. Hükümet son adımı ilk adım yaptı.. Bir çuval incir berbat oldu..

*


Söyle düşündüler herhalde.. Her şeye kadir Başbakanımız emir verecek.. PKK’lılar kuzu kuzu inecek, yaralı aileler Başbakan’ın hatırına ses çıkarmayacak..

Emir demiri keser denecek..

Hayal dünyasında bile olmaz..

*****


Öcalan’ın derdi başka

Sıcak bir ağustos günüydü.. İmralı’dan yol haritası veya talep listesi gelince bu iş bitti dedim..

Hatırladınız mı?

İstenen şuydu:

Kürt Özerk Bölgesi!

Ayrı meclis, ayrı eğitim sistemi, ayrı dinî örgütlenme, ayrı polis, ayrı futbol ligi..

Her şey ayrı, kâğıt üstünde birlik..

Kandil’den gelen PKK’lıların bindirildiği otobüsün üzerinde ne yazıyor..

Demokratik özerklik..

Ne demek?

Özerklik demek..

Gerisi hikâye..

Öcalan’ın derdi şu.. Talepler zorlanacak, Güneydoğu’ya özerklik verilecek, sıra Öcalan’a gelecek, artık bölgesinde yaşasın denilecek..

Başkan Apo diye karşılanacak..

Apo’nun rüyası bu..

Kürtlerin daha iyi koşullarda yaşamasını istediğini sanmıyorum.. İsteseydi ’açılım’dinamitlenmezdi..

DİĞER YENİ YAZILAR