Diyelim televizyona dizi çekiyorsun.. Boşanma olmayacak.. Öpüşme de, flört de.. Kaçamak da yok, aldatma da..
Tecavüz falan zinhar..
Evin babası mazbut biri olacak.. Hile hurdası olmayan, kumar nedir bilmeyen, okeyden, pişpirikten anlamayan..
Baba evden işe, işten eve..
Kadın evi derleyip toparlayacak.. Kocasına, çocuklarına kol kanat gerecek.. Yemek, çamaşır, bulaşık işlerine hâkim olacak.. Öyle süslenip püslenip ‘Cafe’lere takılan, alışveriş merkezlerini turlayan bir tip olmayacak..
Eee, tabii ki kılık kıyafetinin uygun olması gerekiyor.. Etek boyu kaval kemiğine kadar..
Çocuklar da kendi halinde olacak.. Ne gece dışarıya takılacaklar ne de zıpır işlere buluşacaklar..
Bayramlar da fırsat bu fırsat diye tatil yörelerine uzanmak da yok.. Kapı kapı dolaşılacak, büyüklerin eli öpülecek..
Çekirdek ailemiz bu.. Dedeler, amcalar, halalarla dilediğin gibi süsle..
Gerisi senaristin yeteneğine kalmış..
Diziyi çektin mi doğru bakanlığa gidiyorsun.. Bakın diyorsun, ben ailenin bütünlüğünü koruyan dizi çektim, aile içi ilişkileri güçlendirdim..
Bakıyorlar..
Onaylıyorlar..
Teşvik adı altında cukkayı veriyorlar..
Dizi olması da gerekmiyor.. Dandik bir belgesel çek, masrafsız, içinde aile olsun yeter..
Para cepte..
Diyelim ki gazete veya dergi çıkartıyorsun..
Magazin haberleri şart mı? Artistler falan.. Orası burası gözüken ikoncanlar..
Kullanma..
Aldatma haberlerini de çöp sepetine yolla, tecavüzcü baba haberini de..
İçki içip kaza yapan baba haberi de olmasın, Punk’çı ablanın gece kaçamağı haberi de..
Sayfana koyma..
Hayata dair iyi şeyleri koy.. Mutlu aile fotoğrafı çek.. Ailenin önemini anlatan yazılar kullan..
Sen de Ankara’ya git.. Yaptığın gazeteyi göster.. Ben bunu her gün yapacağım de..
Parayı kap..
Uydurmuyorum.. Resmi Gazete’de yayınlanan orta vadeli programda yazıyor..
Deniliyor ki; yazılı ve görsel basında ailenin bütünlüğünü ve önemini vurgulayan, aile içi ilişkilerin güçlenmesini hedef alan dizi, belgesel, çizgi film gibi yayınların yaygınlaşması desteklenecektir..
Bu iş için hangi bakanlığa mı gideceğiz?
Dizilere şifre koyalım diyen kadın bakanımız var ya ona...
Bakalım ilk teşviki hangi kanal, hangi dizi alacak.. İlk hangi gazete desteklenecek..
Daha da önemlisi.. İstediğimiz aile modeli budur; dizi dediğin böyle olmalı sözünü kim söyleyecek..
BAŞBAKAN KENDİSİNE KARŞI!
Başbakan’ın övündüğü işlerin başında TOKİ evleri gelir.. Daha geçen haftaki kongrede bu evleri anlattı..
“81 il, 630 ilçede 383 bin konut yaptık. İnşallah 2011 yılına kadar 500 bin konut hedefine ulaşacağız” dedi..
Alkış aldı..
Gerçek garip gurebayı da ev sahibi yapacağı sözünü verdi..
Yani 383 bin kişi Başbakan’a güvendi, borca girdi, ev sahibi oldu..
İyi de oldu diyecektik ama meğer yaptıkları yanlışmış..
Haybeye sıkıntı çekmişler, akılsızlık etmişler..
Neden mi?
Başbakan söylüyor..
Gençlere öğüt verirken Musevileri örnek gösterdi ya..
Dedi ki; “Çoğu mülk sahibi olmazlar. En iyi yerlerde kiracı olurlar. Niye? Mülk sahibi olduğu zaman o para kayıptır. Parayı çalıştırıp en iyi yeri kiralarlar. Ama biz neyimiz var neyimiz yok eve yatırırız.”
Benim kafam karıştı..
Başbakan’ın icraatına güvenip TOKİ evlerine girmenin yolunu mu arayalım..
Başbakan’ın sözüne güvenip ev alma işinden uzak durup kiracı olmayı mı sürdürelim?
Anlamadım..
Ne yapalım?
