Kürtlerle Türkler aynı kahveye gidemiyor mu!

Birkaç sorum var..

Kürtlerle Türkler kavgalı mı?

Aralarında husumet mi var?

Kürtlerle Türkler arasında geçmişte kölelik-sahiplik ilişkisi mi vardı?

Kürtlerle Türklerin ilişkisi Amerika’daki siyahlarla beyazların ilişkisi gibi miydi?

Kürtlerle Türkler toprak kavgası yaptı mı?

Ordular kurarak birbirleriyle savaştılar mı?

Hayır mı?

Hayırsa ‘barış ve kardeşlik projesi’ne!

İki halk birbirleriyle düşmanmış gibi barıştırılmaya çalışılıyor!

Anlamış değilim..

*

İşin kötüsü, bu fikre iktidar da, Kürtlerin ‘özerklik’ isteyen kanadı da teşne..

Bıraksalar Fırat’ın kıyısında büyük buluşma günü düzenleyecekler..

*

Pazartesi günü CNNTürk’te, salı akşamı NTV’de dilimin döndüğünce anlattım..

Meseleye doğru teşhis koymazsanız bir süre sonra apışıp kalırsınız.. Kürt açılımının akıbetini hayırlı görmüyorum..

Her an apışıp kalabiliriz..

*

Memleketin hali şöyle mi..

Kürtler, Türklerin yoğun olduğu bölgelere gidemiyor.. Türklerin takıldığı kahvelere girerlerse içeridekiler kötü kötü bakıyor.. Birileri hır çıkarmak için laf atıyor.. Ocakçı çay vermek istemiyor, garson çay verse de kafalarına vururcasına mı masaya koyuyor, aşağılıyor..

Manzara böyle mi?

Veya tam tersi.. Türkler, Kürtlerin çoğunlukta olduğu semtlere giderken tedirgin mi oluyor?

Yooo..

Çarşıda pazarda, iş yerinde, otobüste birbirlerine kötü kötü bakma da yok..

Kürtler Türklere Türk oldukları için..

Türkler Kürtlere Kürt oldukları için..

*

İstanbul’a böyle bir sorun yok.. İzmir’de, Antalya’da, Bodrum’da, Kars’ta, Şırnak’ta, Cizre’de, Kayseri’de, Yozgat’ta, Edirne’de yok..

Binin uçağa, otobüse, gidin Diyarbakır’a.. Sur dibine gidin, çay için.. Kaburga dolması yiyin.. Oradan, Kızıltepe’ye, Nusaybin’e, Şırnak’a, Batman’a geçin.. Göreceğiniz sevgidir, muhabbettir.. Nefret değil..

*

Bu söylediklerime itiraz eden var mı? Türkler kürtlere, Kürtler Türklere nefretle bakar diyen var mı? Birbirlerini gördüklerinde yere tükürürler diyen..

Yok mu?

Yoksa ‘barış ve kardeşlik projesi’ kimin için..

Kim kimle barışıyor..

Biz de bilsek.. Belki katkımız olur..


***


İslamcılar da Apo da ‘ulus devlet’e karşı

İslamcı yazarlarla PKK sempatizanlarının buluştuğu ortak bir zemin var artık.. Ulus devlet düşmanlığı..

İki taraf da ulus devlet anlayışını komedi olarak görüyor..

İslamcılar sadece ulus devlete değil, üniter yapıya da karşı.. Onlara göre üniter yapı, kendine özgü laik cumhuriyet anlayışını doğuruyor..

Ne yapalım?

İslamcılara göre; laiklik, cumhuriyet ve ulus kavramlarını atalım..

Üniter yapıya son verelim..

Ümmete dönelim, ‘İslam şemsiyesi’nde birleşelim..

Sorun biter!

Artısı da var; üniter devleti kaldırırsak, Nahçıvan, Kuzey Irak, Gürcistan, Bosna, Kosova, Makedonya da ‘sancak’ olurmuş!

Alıp başımızı gideriz yani..

i

PKK’nin İmralı’daki lideri Öcalan, İslamcılar kadar uçmuyor.. Ulus devlete karşı ama en azından üniter yapıya itirazı yok..

Apo’nun derdi üniter yapı içinde iki uluslu devlet modeline geçmek.. Hâkim ulus içindeki küçük ulusa ‘özerk’lik sağlamak..

*

Bu tartışma biraz daha devam etsin.. Gideceği yeri tahmin ediyorum.. Birileri Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmasak bunlar olmayacaktı demeye başlayacak..

Osmanlı’ya övgüler yağdırılarak, ‘din temelli devlet’ formülü her derde deva ambalajıyla pazarlanacak..


***


Yargı bağımsız olursa bunlar olacak mı?

Çok değil, kısa bir süre öncesine kadar yargı bağımsızlığı denilince akıllara hemen Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda Bakan ve müşteşarın yer alması

gelirdi..

Bağımsızlığı örseleyen buydu..

Devran döndü.. Bakan ve müsteşar yargı bağımsızlığının teminatı sayıldı..

Bağımsızlığı zedeleyenler ise Yargıtay ve Danıştay’dan seçilen üye oldu..

Dedim ya devran döndü..

Hükümet bu minvalde reform hazırlıyor..

Geçen gün yazdım.. Kabul dedim..

Deniz Feneri’nin üzerine gidilecekse.. ‘Tek siyasi güç’ün, ‘iyi arkadaş’ dediği Zahid Akman’a ‘torpilli vatandaş’ muamelesi yapılmayacaksa.. O da sorgulanabilecekse..

Başbakan’ı şehitlere kelle dediği için tazminata mahkûm eden hâkime üfürükten dava açılmayacaksa.. İsmailağa ve Fethullah Gülen cemaatini sorgulayan savcı soruşturmaya uğramayacaksa.. İktidarın hoşuna gitmeyen kararlara imza atan hâkimin telefonları dinlenmeyecekse..

Yargı reformu kabulümüzdür..